Türkiye Kanatlı Eti Üreticileri Birliği yönetim kurulu üyesi ve İzmir İli Kanatlı Eti Üreticileri Birliği sözcüsü Varol Gürol, beyaz et sektöründe güncel durumu anlattı. 3 aylık yem stoklarının olduğunu söyleyen Gürol, “Bu anlamda sorunumuz yok. Yemin içine katılan mineral ve proteinler gibi ham maddeler konusunda yurt dışına bağımlıyız, onların tedariğinde sorun yaşanırsa fiyatlarda küçük oynamalar söz konusu olabilir” dedi. Korona virüs salgını süreci içerisinde üretimin arttığını belirten Gürol, “Şuan zaten iş yerlerimizde üretimimiz bir tık daha arttı. Kırmızı etin ve balığın fiyatı oldukça yükseldiğinden tavuğa büyük talep var. Piyasa kendi kendini oluşturuyor. Bu arz talep dengesi ile alakalı. Arz dengesinde bir sorun olursa fiyat yükseliyor zaten” dedi.

“ÜLKENİN YÜZDE 75’i”

Artan kırmızı et fiyatlarından sonra beyaz ete talebin arttığının altını çizen Gürol, “Kırmızı etin fiyatı ile beyaz et ile arasında uçurum oluştu. Beyaz ette afaki bir artış görülmüyor. Market fiyatları 10 lira ise 15 liraları bulacak bir zam görmez. Özellikle üretimde aksama olmadığı sürece fiyatta bir artış olmaz” açıklamalarında bulundu. Yaşanan salgın sürecinde insanların eve kapanmasıyla gıda sektörünün genelinde bir artış olduğunu vurgulayan Gürol, “Markette bazı rafları eksik görüyorsunuz. Daha önce bunu görmezdik. Şimdi dışarıda yiyen insanlar da evde yiyorlar. En ucuz protein kaynağı şuan tavuk, özellikle genç neslin yani çocukların ihtiyacı var. Türkiye’nin yüzde 75’i protein ihtiyacını tavuk ile karşılıyor” dedi.

‘GÜNLÜK 5.5 MİLYON’

Olası zammın dolar fiyatlarına bağlı olarak gerçekleşebileceğini söyleyen Gürol, “Şuan için yemde sorun yok ama dışarıdan alınan ham maddeler var. Onların gelişi ile ilgili bir sıkıntı çıkar ve döviz cinsinden bir dalgalanma olursa, bizde ufak bir etkilenme yaşarız. Bu konuda her daim ilgili bakanlık ile temas halindeyiz. Onlar da bu konuyu yakından takip ettiklerini bizlere bildiriyorlar. Elimizden geldiğince zam yapmamaya çalışıyoruz. Dolar 7’nin üzerine çıkarsa ancak bizde maliyeti kurtarmak için zam yapabiliriz. Zarar ederek üretimi sürdüremeyiz ve sürdürülebilirlik olması gerekir. Türkiye’de piyasaya günlük civciv girişi 5.5 milyon adet. Yaklaşık yüzde 5’i seleksiyon ve ölümle sonuçlanır ve kalanı kesilir. Entegrelerin, yani büyük firmaların, kestiği tavukların rakamı bu. Yalnız bu rakama dışarıda vatandaşın kestiği tavuk bu rakamlara dahil değil” ifadelerini kullandı. Hijyen koşullarına çok dikkat edildiğini belirten Gürol, tüm çalışanların kontrolden geçerek üretim hanelere girdiğini söyledi. Kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde sürekli virüsler ile savaş halinde olduklarının altını çizen Gürol, “Büyük lokomotif firmalarımız Türkiye’nin et ihtiyacının yarısından fazlasını karşılıyor. Bu firmalar zaten çok daha önceden virüs ve pek çok hastalığa karşı hazırlıklı bir çalışma yürütüyor. Bizler meslek olarak kanatlı hayvan yetiştiriciliği yaptığımız için son derece uzmanız, bakıcılarımız dahi normal bir vatandaşa göre virüsün ne demek olduğunu çok daha iyi bilir. Çünkü zaten bizler kanatlı hayvan hastalığı olması nedeniyle virüs ile mücadele ediyoruz. Viral hastalıkların tedavi şekilleri ile ilgili çok deneyimliyiz. O anlamda beyaz et daha güvenli çünkü biz bu kanatlı hayvanları öldürmediğimizde ancak para kazanıyoruz. Bu nedenle hijyen koşulları en üst seviyede. Dışarıdan herhangi bir insan girişi zaten yasaktır bizlerde, normal şartlarda hijyen maksimum olmak zorunda. Şirketin yem kamyonu ve kesim araçları gelir gider. Onlarda ilaçlanarak gelir. Çalışanlar muhakkak maske takar ve hijyene dikkat eder çünkü virüsün ne olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber