Herkesin hayalidir güzel bir yuva kurmak ve bu mutlu günü sevdikleriyle paylaşmak… ‘Nasıl bir düğün olacak?’ sorusunun cevabını yıllarca arayan birçok çift, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan korona virüs salgını nedeniyle en mutlu günlerini ya sade bir nikahla kutlamak ya da bir süre rafa kaldırmak zorunda kaldı. Yaşananlardan sadece çiftler değil, hizmet ve etkinlik sektörleri de nasibini aldı. 2020 yılı içinde bugüne kadar sadece 55 gün aktif çalışma imkanı bulduklarını anlatan Tüm Etkinlik Sektörü İşveren Sendikası (Etkinlik Sen) Kurucu Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Congur Uzun, gelinen süreçte yaşadıkları sorunları ve beklentilerini anlattı. Uzun, “Hizmet verememek başlı başına bir sorun. Bizde bir de kaparo iadesi sıkıntısı yaşandı. Çok yüksek meblağda iade yapan meslektaşlarımız oldu; 2 ila 3 milyona varan iadeler yapıldı. Herkesin haklı olduğu bir dönem, müşteri de mekan sahipleri de haklı… Müşterilerimiz hizmet alamadı ama bu bizim yüzümüzden olmadı. Çok üzüldük, çok yıprandık. Vakaların sadece düğünlerde yayıldığı, bulaş riskinin en çok düğünlerde arttığına yönelik açıklamalar oldu. Bizce bu çok yanlış bir söylemdi. Çünkü herhangi bir şekilde yapılan araştırma yok, veri yok. Ruhsatlı ve profesyonel işletmeler, organizasyon firmaları halbuki kolluk kuvvetlerince her akşam denetlenmişti. Bazı şeyler maalesef en çok bize mal edildi. Ancak görüyoruz ki eylül ayından beri vakalar daha da arttı. Ana kaynağın sektörümüz olmadığı ortaya çıktı” dedi.

‘EŞİT DAVRANILMALIYDI’

“Düğün, nişan, kına gecesi; bunlar bizim geleneklerimiz. Ömürde bir kere oluyor…” diyerek sözlerini sürdüren Uzun, “Gerçekten çok uzun süre hazırlık gerektiren bir süreç. Bu süreçte de vazgeçemeyeceğimiz ve vazgeçmememiz gereken geleneklerimiz var. Öncelikle bunların önünü kesmek çok yanlış bir bakış açısıydı. Her durumda çözüm bulunabilirdi. HES kodu ile girişler sağlanabilir, sayılar, oturma planları kontrol altına alınabilir, her etkinlik için sabit bir kolluk kuvveti görevlendirilebilirdi. Denetlemeler artırılabilir, kurallara uymayan meslektaşlarımız varsa ağır yaptırımlar getirilebilirdi. Buna herkesin seve seve onay vereceğini düşünüyorum. Çünkü bu sadece senin ya da benim meselem değil, tüm Türkiye’nin meselesi. Şu anda bu durumun tüm sektöre mal edilmesine gerek yoktu. Bizler her türlü fedakarlığa hazırdık. En son biz açılıp ilk biz kapanmamalıydık” diye konuştu.

ÇOK YÖNLÜ MAĞDURİYET

Böylesi zor süreçlerde sektörlerin tamamen yok olmaması için eşit bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğinin altını çizen Uzun, “Şu an özellikle orta ve küçük esnaf bitmiş vaziyette. Sektörümüzü tek başına düşünmemek gerekiyor. Düğün salonu, organizasyon şirketi, müzisyenler, garsonlar, dansçılar, gelinlikçiler, kuaförler… Biz aşağı yukarı 20 ayrı iş koluyla birlikte hareket ediyoruz. Hepimiz bir zincirin parçasıyız ve biri dahi kopsa hepsi birden savruluyor. Nişan ve kına organizasyonlarını geçiyorum, sadece bir senede en az 500 ila 600 bin civarında düğün yapılıyor. Aslında Türkiye içinde de çok büyük bir pazar payına sahibiz. Hedeflediğimiz noktalardan biri düğün turizmini canlandırmak. İstanbul’da, Antalya’da, İzmir’de çok fazla yabancı düğün potansiyeli var. Çok yüksek bütçeli düğünlerden büyük sermayeler kazanılıyor. O yüzden ekonomiye katkımız da çok büyük. Aşağı yukarı da her ilde 40 ila 50 bine yakın da istihdam sağlayan sektörümüz var ancak çok elemanımız işsiz kaldı. Çalışanından işverenine, müşterisinden alt sektörüne kadar çok yönlü bir mağduriyet yaşıyoruz” açıklamalarında bulundu.

‘BİRÇOK ÇİFT AYRILDI’

Yaşanan gelişmelerden sadece sektörün değil evlilik yolunda ilerleyen çiftlerin de etkilendiğini belirten Etkinlik Sen Kurucu Başkan Yardımcısı Congur Uzun, “İşimiz zor, insanları mutlu etmek için varız ancak işimizi yapamıyoruz. Zor zamanlarda insan psikolojisi daha çok etkileniyor. İnanın, senelerce evlenmek için gün sayıp bu sene yaşadıkları sorunlar nedeniyle ayrılan çok çift oldu. Nişan kıyafetiyle bayılan, hüngür hüngür ağlayan gelinlerimiz oldu. ‘Bir nikah yapıp geçelim’, ‘Yok ben düğün isterim, bekleyelim’ diye başlanan cümleler genellikle ‘Yapıyorsan yap, yoksa bu iş biter’ noktasına geliyor. Biz geleneklerimizden kopamayız. Birçok ilimizde düğün yapılmadığı zaman evlenmiş sayılmazsınız. Gelinler ağlıyor, biz ağlıyoruz…” dedi Hal böyle olunca illegal yollarla ‘kaçak düğün’ organize edilmeye başlandığını öne süren Congur Uzun, “Evinin bahçesinde, çatısında düğün yapan çok oldu. Villa kiralayıp içeride tedbirlere uymadan düğün yapanlar da oldu. Yani insanlar bir şekilde evlendi. Sade bir nikah yapsa bile daha sonra toplanıp eğlendi. Biz istiyoruz ki profesyonel firmalarla denetimli organizasyonlar yapılsın. Çünkü bu salgının bitmesini herkes gibi biz de istiyoruz. Dolayısıyla devletimizle ortak bir çalışma ortamı sağlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Uzun, “Bir an evvel bizlere tarih verilmesini istiyoruz. Çünkü hemen organize olabilen bir sektör değiliz. İnsanlar bir yıl öncesinden düğün yerini ayarlıyor, gerekli anlaşmalarını yapıyor. Tarih verilmediğinde bu sefer bizler de muallakta kalıyoruz. Tabii, ne zaman bu sürecin biteceğini bilemiyoruz ancak en azından devletimizin bu konuda bir öngörüsünün olduğunu düşünüyoruz. Süregelen belirsizliğin artık giderilmesi lazım. Hayat ancak hizmet ve etkinlik sektörlerinin faaliyete başlamasıyla eski normale dönecektir. Bu sebeple aşı çalışmada etkinlik ve hizmet sektörü çalışanlarına verilmeli. Bunun dışında yurdun dört bir yanında çalıştaylar yaptık. İşverenlerimizin SGK ödemelerinin ertelenmesi, kredi kolaylığı, teşvikler, kaparo iadelerinin ertelenmesi ve kira desteği gibi talepleri olduğunu belirledik. Ocak ayına kadar KDV’lerimiz yüzde 8’e indirilmişti, bunun bu rakamda kalması ve stopajların azaltılması da çok önemli. Çünkü gerçekten en çok mağdur olan sektörlerin başında geliyoruz. Hem esnaf hem de maaşlı çalışan olarak yaklaşık 10 milyon kişiyi geçindiren bir grubuz. Gerçekten bir an önce sesimizin duyulmasını çok istiyoruz” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber