Termik santrallerin ve ağır sanayi tesislerinin yoğunlaştığı Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy bölgelerindeki hava ölçüm istasyonlarının verileri, kentteki diğer istasyonların aksine 2016'dan bu yana, Hava Kalitesi İzleme İstasyonları'nın bilgilerinin paylaşıldığı siteye bir türlü yüklenemedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 250'ye yakın istasyondan gelen verileri yayınladığı resmi internet sitesinde yeterli imkanlar bulunmasına karşın eksik bilgilendirme yapıldığını savunan Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) Dönem Sözcüsü Ali Osman Karababa, "Bu bölgede kirliliği artıracak yatırımlara artık izin verilmemeli. Aliağa'da daha ölçülen hava kirliliği sonuçları kamuoyu ile paylaşılmıyorken, halkın sağlığını nasıl koruyacağız?" sorusunu gündeme taşıdı.

‘ÖLÇÜM SONUÇLARI YOK’

EGEÇEP Dönem Sözcüsü Ali Osman Karababa, Ege Telgraf'a yaptığı değerlendirmede Aliağa'daki hava kalitesine dair şunları söyledi: "Aliağa'nın havasına dair ne yazık ki herhangi bir bilgi sunabilme şansı yok. Çünkü ölçüm sonuçları yok. Ölçüm yapılmadığından içi dolu, somut cümleler kurmak mümkün değil. Teknik olarak bakacak olursak, özellikle bu pandemi sürecinde dünyanın birçok sanayi bölgesinde emisyonlarda bir miktar azalma gözlendi. Kentsel alanlarda gözle görülür bir iyileşme tespit edildi. Ancak Aliağa için konuşacak olursak bunu bilemiyoruz. Partikül maddeler ya da kükürt dioksit ölçüm sonuçları elimizde yok. Yani şu değerdeydi, şuna düştü gibi bir kıyaslama yapamıyoruz. Biz tüm değerlendirmelerimizi hava kalitesi izleme sistemi üzerinden aldığımız verilere göre yapıyoruz. Temiz Hava Hakkı Platformu'nda da bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Yayınladığımız "Kara rapor" bünyesindeki verileri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hava kalitesi izleme ağından aldığımız sonuçlara göre yorumladık. Doğru veya yanlış, bunu bilemeyiz. Niteliğiyle ilgili yorumlarımızı elimizdeki tek somut veri olan bu rakamlara göre yapıyoruz. Başka bir ölçüm sistemi yok. Aliağa merkezinde bir, çevresinde ise üç tane olmak üzere toplamda 4 tane hava kalitesi ölçüm istasyonu var. Geçtiğimiz Aralık ayında kent merkezindeki istasyon çalışmaya başladı, sonrasında ise durdu. Her ne hikmetse, Aliağa gibi hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerinin ölçüm sonuçlarını paylaşmıyorlar. Bu pandemi dönemine özel bir şey değil. Daha öncesinde de böyleydi. Uzun süredir bu istasyon sonuçları halka açılsın diye mücadele veriyoruz. İzmir Tabip Odası da, biz de ayrı ayrı başvurduk, ancak sonuç alamadık. Bize yapılan açıklama ‘Program uyum çalışmaları ve deneme faaliyetleri devam ediyor, istasyon sistemle bütünleştirilemedi’ şeklindeydi. Bu sonuçtan ötürü veriler yüklenemiyormuş. Halbuki böyle bir sıkıntı yok. Yalnızca verilerdeki değerler standartların çok çok üzerinde ve görülmesin diye yüklenmiyor. Bundan kaçındıkları için böyle geçiştiriyorlar. Aslında İzmir'deki esas önemli sonuçlar bu bölgede ancak ne yazık ki göremiyoruz."

‘ACİL ÖNLEM’

Karababa, bölgede acil önlemler alınması ve çevreye zarar verecek sanayi yatırımlarından kaçınılması gerektiğini de hatırlatarak, "Sistem kurulduğundan bu yana yaşadığımız durumda bir değişiklik yok. Sisteme entegre çalışmaları 15 gün ya da bir ay sürebilir ancak değişen bir şey yok. Bizce bu veriler kasıtlı olarak sisteme yüklenmiyor. Bunca talebimize karşın bu geçekleşmedi. Aliağa'nın hava kalitesini, ne halk, ne sivil toplum örgütleri, ne de meslek odaları göremiyor. İki yılı aşkın bir zamandır bu sıkıntılarla karşı karşıyayız. Diğer tüm bölgelerin ve istasyonların sonuçları çok uzun bir süredir sisteme düzenli olarak yükleniyor, ancak Aliağa'nın verileri bir türlü paylaşılmıyor. Hava kirliliği unsuru 2013 yılında Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Grup-1" yani en önemli kanser nedeni olarak sınıflandırılmaya alındı. Bu verilerin açıklanmaması aynı zamanda buna karşı önlem almayı da engelliyor. Hükümetin zaten buna yönelik bir önlem alma gibi bir çabası yok. Aliağa'daki tüm tesisler aynen tam kapasite çalıştığı gibi, petro kimya tesisleri, rafineriler nedeniyle Aliağa'da hava kirliliği gün geçtikçe artıyor. Çevre örgütleri, çevre mühendisleri bu bölgede hava kirliliğinin had safhada olduğunu ve yeni bir tesis yapılmaması gerektiğini ısrarla vurguluyor. Ancak burada yatırımlara halen devam ediliyor. Hükümet yeni projelere izin veriyor. Kirliliğin azaltılması gerekirken, artıracak bu yatırımlara verilen izinlere her seferinde yenileri ekleniyor. Kümülatif etki diye bir şey var. Tesislerde yaşanan bu artış sağlık riskini de aynı şekilde çoğaltıyor. İzmir Tabip Odası ve EGEÇEP olarak bu yüzden mücadele vermeye devam ediyoruz" dedi. Erman Şentürk / Özel Haber