Geçtiğimiz yazılarda Cumhuriyet’in erken döneminde İzmir’de yapılan Atatürk heykellerinden söz etmiştik. Gelişen ve ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti’nde Atatürk heykellerini incelerken karşımıza çıkan en büyük heykeltraş Prof. Dr. Tankut Öktem olacaktır. Onun İzmir’e kazandırdığı çok sayıda heykel kentin dört bir yanında hala tüm güzelliğiyle sergileniyor. Öktem’i ve eserlerini dinleyeceğimiz en iyi kaynak ise kızı Pınar Öktem Doğan, “Doğduğundan beri çamura hayat veren iki el, büyük yetenek, yeteneğin sığmadığı çamurlar, ölçüler ve tarihe yazılan efsane” olarak anlatıyor babasını. İzmir’e henüz girerken Belkahve’de Ata’nın 15 metrelik heykeli karşılıyor bizi. Elbette imza Heykeltraş Tankut Öktem’e ait. Pınar Öktem Doğan, “Türk Kültür Mirası kabul edilen Belkahve Atatürk Anıtı, Atatürk’ün 9 Eylül 1922’de İzmir’e gelişini anlatmaktadır. Bizler özgürlük savaşını yepyeni bir efsaneye dönüştüren bu yapıtta koca bir kaidenin üzerinde yükselen dikdörtgen formun üstünde, sanatçının ışıktan aldığı ilhamla taşı, madeni, çamuru konuşturan ve taşıdığı yüksek ülküsünü bronzun hücrelerine işleyerek Atatürk’ün eşsiz anını gelecek zamanlara armağan ettiği eserini izleriz” sözleriyle anlatıyor. DUYGUDA AŞKINLIK Atatürk’ü heykele aktarırken yüksekliğin duyguyla da ilişkin olduğunu kaydeden Öktem Doğan, “Sanatçının anıtsal eserlerinde boyut olarak da duygu olarak da büyük bir aşkınlık vardır. 15 metre yüksekliğindeki bronz Belkahve Atatürk Anıtı işte bu aşkın boyutlarda izleyiciyi şaşırtırken duygusal gücü ile kendine çeker ve kalbi ile iletişim kurar. 1991 yılında büyük bir devlet töreni ve binlerce vatanseverin anıta yürüyüşü ile açılan Kurtuluş tarihimizin en önemli dönemecini simgeleyen bu eser bugün Belkahve’den İzmir’i izlemektedir. Babamın, “Bu eser ile gelecek nesiller bundan yüzyıl sonra üçyüzyıl sonra 1900’lerdeki Türk toplumunun nasıl bir fedakarlıkla nasıl bir ülke yaratıldığını bilmelidirler’ dediği gibi kurtuluşumuzun 100. yılında bizlere ışık tutmaktadır” anlatımıyla heykelin önemini vurguluyor. Pınar Öktem Doğan’ın aktardıklarına göre büyük usta Tankut Öktem, eseri rölyeflerle detaylandırarak Cumhuriyet tarihini daha geniş ölçeklerde aktarmak arzusundaydı fakat bu gerçekleşemedi. Atatürk ile İnönü’yü konuşturan heykel İzmir'in simgesi Kültürpark'ta bulunan ve 1993 yılında Tankut Öktem tarafından yapılan 'Atatürk ve İsmet İnönü Heykeli' gerek şehrin gerekse Öktem’in hayatında önemli bir yere sahip. Heykel şu anda İzmirlileri fuarın hemen Lozan kapısının girişinde karşılıyor. Ata ile İnönü’yü tekrar bir araya getiren heykel hakkında Pınar Öktem Doğan, “Sanatçının anıtlarındaki Atatürk’ün çizgisi, devrimlerin yaratmış olduğu kardeşlik duygusu, toplumu meydana getiren tüm sınıfların ancak el ele verildiğinde daha büyük bir güç olduğu fikri ile Atatürk ve İnönü’nün sohbetini tarihe taşıdığı eserini İzmir Enternasyonel Fuarı'nın Lozan Kapısı'nda yerini almıştır” sözlerini kullanıyor. Feyaz Tatar / Özel Haber