Ege Telgraf Gazetesi’nin kamuoyuna duyurduğu, ulusal gündeme taşınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da gündemine aldığı hobi bahçeleri konusunda yapılacak düzenleme ertelendi. Verimli tarım arazilerinin bu bahçeler nedeniyle bölünerek üretim yapılamaz hale geldiği, yapılan konutlarla alanların amaç dışı kullanılarak talan edildiği iddialarına hobi bahçesi sahipleri yanıt verdi. Konuşma sırasının kendilerine de gelmesi gerektiğini bahseden İzmir Menderes’teki hobi bahçesi sahiplerinden Nevzat Kızıl, yaklaşık 1,5 yıldır hobi bahçeciliği yaptığı arazinin verimli olmadığını, toplu üretim yapmaya müsait olmadığını iddia etti. Bahçeyi aldığında bacak boyunda kuru otların dışında bir şey olmadığını belirten Kızıl, “Bulunduğumuz yer hobi bahçelerine çevrilmiş ve bölgenin tarım faaliyetlerinin sürdüğü diğer alanlarındaki toprağa göre oldukça verimsiz bir arazi. Toprak yapısı, etrafında havaalanın olması, rüzgârlı bir bölgede yer alması ve suyun yeterli kalitede olmaması bu alanın bahsedildiği gibi verimli tarım arazisi olma durumunu yok etmiş. Dolayısıyla çiftçi buradaki topraktan para kazanamadığı için satmış ve hobi bahçesine dönüşmüş. Bir çiftçi 100 dönüm gibi büyük bir araziyi, para kazanabilse, verim alabilse satar mı? Ben bu bahçeye 7 kere salatalık ektim, bir kere mahsul verdi düşünün. Konu verimli arazi ise eğer buradan Aydın’a kadar bomboş 2B arazisi duruyor metrekarelerce, ekin onları. Dahası örneğin Ayrancılar’da Türkiye’nin en güzel şeftalilerinin ekildiği alana binalar diktiler. Madem söylendiği gibi verimli tarım arazisi konu, yıkın oraları, ben burayı kendi ellerimle sökeceğim. Buraya binlerce lira gübre parası verdik, dışarıdan toprak getirdik, suyu da yine dışardan temin ediyoruz. Biz verimli tarım arazisini talan etmiyor, tam aksine biz burada bir şekilde ekip biçerek toprağın, suyun kalitesini tekrar artırıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘OTİZMLİ TORUNUMUZU DEĞİŞTİRDİ’

İnsanların hobi bahçelerinde sosyalleştiğini ve kent yaşamının sıkıntısından kaçtığını hatırlatan Kızıl, “Yıllar önceki mahalle kültürümüzü tekrar burada yaşıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız şehirlerde yalnız büyüyor, bunun önüne geçmek, toprakla büyümelerini biraz olsun sağlamak için buraya geldik. Benim torunum otizmli, onun buraya geldikten sonra davranışları öyle değişti, mutluluğu öyle arttı ki şaşarsınız. Yazlık olarak kullanılıyor diyorlar, hayır efendim. Burası her şeyden önce denize uzak, böyle yapanlar vardır elbette. Ama siz bunun ayrımına varmalısınız. Ben burada tavuk besliyorum, elimden geldiğince ekip biçiyorum. Hobi bahçesinin de amacı bu değil mi zaten?”

‘YIKMASINLAR, DÜZENLESİNLER’

Alanın tarım arazisi olarak kayıt olduğunu bildiklerini aktaran Nevzat Kızıl, devletin bu alanları yıkmak yerine düzenleme getirmesi gerektiğini söyledi. Kızıl şöyle konuştu : “Evet buranın kayıtlarda tarım arazisi olduğunu, yapılaşmanın yasak olduğunu biliyoruz. Ama yapı imarlı bir yer alıyorsunuz 1 milyon lira fiyatı var 300 metrekare yer için. Biz yaşamayalım mı yani? Ben bu ülkeye yıllarca hizmet ettim, paramın yetip alabildiğim yer burası. Daha da önemlisi bu durumu çok fazla suiistimal edenler, hiçbir tarım faaliyeti yapmayan, bu evleri garsoniyer olarak kullanan dahi var. Bunun da farkındayız. Ama çözüm hepsini yıkıyoruz demek değil. İddia tarım arazilerini bölmek ise, bununla ilgili sapla samanın ayrılması gerekiyor. Devlet burada bir düzenleme getirerek planlama yapmalı. Arazileri kendi belirleyecek, artık 3. Sınıf Tarım Arazisi olmuş, verimini yitirmiş arazileri netleştirerek buralara yapı, uygulama vb. konularda çizeceği çerçevelerle düzenleme getirecek. Örneğin 500 metrekare araziye yüzde 20 imar verecek. Biz istiyoruz ki bu kadar insan masraf yapmış, emek vermiş bunlar yıkılmasın. Ama devletimiz de bu kadar başıboş bırakmasın bu uygulamayı.”

‘YIKILMASININ FAYDASI KİME?’

Diğer bir hobi bahçesi sahibi Taner Aydoğan da biz burada hobi tarımı yapıyoruz, toplu bir üretim yapmaya ne bizlerin bilgisi ne de bu arazilerin kalitesi yeter diyerek, “Haliyle komisyondan hobi bahçelerindeki yapılar yıkılacak, çitler kaldırılacak dense dahi burada bizim toplu bir üretim yapmamız hiçbir koşulda mümkün değil. Burada doğaya ve tarıma zarar veren ile vermeyen alanların ayrılması gerekiyor. Evet verimli araziyi bölen, alanın çok büyük kısmına beton ev yapıp ekip biçmeyen çok insan var. Ama ben beton yapı yapmadım örneğin, yerlerimizde beton, asfalt yok, alanımın büyük kısmında ekip biçmeye çalışıyorum. Avrupa’da bununla ilgili bir kanun var, düzenleme yapılmış. Bizde düzenleme yok, bölük pörçük yasanın belli kurallarına uyuyorum, düzenleme getirilirse de hepsine uymayı taahhüt ediyorum. Bu şartlar altında benim hobi bahçemin yıkılmasının kime yararı var. Ben hangi hayati kuralı çiğniyorum ki?” şeklinde konuştu.

‘İLK DEFA TARIMLA TANIŞTIM’

Hayatında ilk defa burada tarımla uğraşmaya başladığını söyleyen Aydoğan, “Bu sabah kendi yetiştirdiğim domatesle, biberle, tavuk yumurtalarımla kahvaltı yaptım. Bu bahçelerin amacı bu değil miydi zaten? Ben hayatımda ilk defa 60 tane fide ektim ağaç olsun diye. Ülkeye bir dikili ağaç kazandırdım. Tavuk, ördek, bıldırcın yetiştiriyorum, yerli tohum kullanıyorum. Benim annem şeker hastası, bu bahçeyi aldığımızdan beri ilaç kullanımı yarı yarıya düştü. Ceza verseler ona bile razıyım çünkü sağlık her şeyden önemli. İzmir’in yüzde 72’si kaçak yapıyken, çürük binalara oturma raporu verildi. Deprem kuşağı bölgesinde bunlar yapılırken, yıkılması gereken hobi bahçeleri mi?” diye sordu. Utkucan Akkaş / Özel Haber