Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan, Dillere dua, kalplere huzur, sofralara bereket getirdin. Şenlendirdin hanemizi. Gönlümüze esenlik, ruhumuza şevkat getirdin. Yalnız hoşgörüyü, tevazuyu, empatiyi bira...

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan, Dillere dua, kalplere huzur, sofralara bereket getirdin. Şenlendirdin hanemizi. Gönlümüze esenlik, ruhumuza şevkat getirdin. Yalnız hoşgörüyü, tevazuyu, empatiyi birazcık unuttun be ! Ramazan. Korkma.. Dön bir bak memleketin şu haline; Hani kardeşlik. Hani tatlı dil. Nerede kaldı o dillere destan saygı, sevgi. İlkeler çoktan satılmış, Ankara’nın o meşhur sandık pazarında. Artık sahur için değil; yüzde 1 için kuruluyor sofralar. kimi terörist, kimi hain, kimi hırsız bugün siyasetçinin dilinde.. Yarınsa herkes kahraman.. Kelimeler kılıçtan daha keskin. Kibir, ego, israf almış başını gidiyor. Depremzede çocuklar çamurun içinde bir çift kuru çorap hayali kurarken, Enkazları kaz tüyü montlarla gezip, selfie çektiriyor koca koca adamlar. Suç sende değil tabi. Kaptırmışız kendimizi bi kere yalan dünyanın; yalan işlerine Ye kürküm ye misali. İtibar her şey olmuş; Gösteriş, ihtişam yaşam tarzı. Mevki makam hırsı bürümüş gözümüzü. Eksik, hata yapan da yok; Yoruldum, yaşlandım artık deyip köşesine çekilende. Ölüme kadar zimmetlenmiş koltuklar Tok açı çoktan unutmuş, Aç eti, peyniri. Bir yanda lüks restoranların kuzu tandırlı, kaymaklı avva tatlısıyla ney eşliğinde açılan oruçlar. Bir yanda aş evi kapısında plastik yoğurt kabına doldurulan duru çorbalar.. Bir yanda bu sofrada hurma neden yok diye garsona atılan fırçalar, Bir yanda yoğurda ekmek doğranarak yapılan sahurlar. Kolay tabi mide fesadı geçirirken “Allah olmayana da versin” diye dua etmek; Kolay tabi başkasının parasıyla dağıtılan pirinçle, bulgurla övünmek. Kolundaki saat bindiği arabadan, Boynundaki atkı maaşından fazla. Helal haram olmuş; Haram da helal.. Kalpler kararmış.. Ar damarları çatlamış Çivisi çıkmış dünyanın, Kimin umurunda. Sen yine de Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan, Dillere dua, kalplere huzur, sofralara bereket getirdin. Sen getirdin de. Biz seni galiba ya hiç anlamadık. Ya da yanlış anladık Sahi! Sakız Orucu bozar mı be! Ya Şehr-i Ramazan