Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” yani 2. Yargı Paketi olarak da bilinen kanun teklifi AK Partili milletvekilleri tarafından Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Söz konusu yasa teklifinde çok tartışılacak maddeler de yer aldı. Teklife göre; duruşmaların bir kısmı ya da tamamı, yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün menfaatinin kesin olarak gerekli olduğu hallerde gizli yapılabilmesi ve güvenlik soruşturmasına görevin gerektirdiği niteliklere etkisi yönüyle kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımlarının da dahil edilmesi planlanıyor.

‘GİZLENEBİLİR’

Teklifin içeriğine ilişkin değerlendirmede bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Av. Murat Bakan, ‘Korunmaya değer üstün menfaat’in ne olduğunun muğlak olduğunu belirterek özellikle ucu iktidara dokunabilecek davaların bu madde kapsamında kamuoyundan gizlenebileceğini belirtti. Bununla birlikte ‘güvenlik soruşturmasına görevin gerektirdiği niteliklere etkisi yönüyle kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımları da dahil edilmesi” hakkındaki düzenlemenin “suç ve cezaların şahsiliği’ olarak tanımlanan evrensel ilkeyle çelişeceğini vurguladı. CHP’li Bakan’ın AK Parti'nin TBMM'ye sunduğu, hukuk muhakemeleri yasasında değişiklik öngören yasa teklifinde yer alan tartışmalı maddeler hakkında da yorumda bulundu. Bakan, “Özellikle, bu paket içerisinde yer alan ‘Yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması’ gibi muğlak ve geniş anlamda yorumlanabilecek bir ibareyle, hukuk davalarında mahkemeler, davacı ya da davalının “korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunduğuna kanaat getirirse’ duruşmalar gizli yapılması hedefleniyor. Üstün menfaatin ne olduğu, neye göre ve nasıl belirleneceği ise ucu açık şekilde bırakılmış durumdadır. Anayasa başta olmak üzere birçok yasayla güvence altına alınan ayrıca basın ve ifade özgürlüğü açısından da elzem olan, adil yargılanma hakkı ve yargı bağımsızlığına ilişkin duruşmalardaki “aleniyet ilkesinin” kısıtlanması hedeflenmektedir. Bu şekilde özellikle siyasi hukuk davalarında da gizliliğin artırılmasının yani “aleniyet ilkesinin” ortadan kaldırılmasının yolu açılmaktadır. Getirilmeye çalışılan düzenlemeyle, bir siyasetçinin tapu davası dahi gizli olarak yapılabilecektir. Bu şekilde halkımız ilgili dava süreçlerinden habersiz bırakılacaktır bu da halkın, yargıya olan güvenini zedeleyecektir” dedi.

SUÇUN ŞAHSİLİĞİ…

Bir diğer tartışmalı maddenin altını çizen Bakan,“Bir başka konu, güvenlik soruşturmasına görevin gerektirdiği niteliklere etkisi yönüyle kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımları da dahil edilecektir’ düzenlemesi. Yapılmak istenen düzenleme ‘suç ve cezaların şahsiliği’ olarak tanımlanan evrensel ilkeyle çelişmektedir. Kişiler yıllardır babaları, anneleri görüşmeyebilirler, diğer açıdan bakıldığında, aynı şekilde diğer aile bireyleri nedeniyle de bir kişi zan altında bırakılmamalıdır. Bir kimsenin bir başkasının işlemiş olduğu suç yüzünden cezalandırıldığı anlayış orta çağda bırakılmıştır. Hal böyle iken günümüzde bir kişinin kendisi dışındaki kişiler nedeniyle cezalandırılması düşünülemez. Böyle bir durumda o dönemin yönetimin hoşuna gitmeyen, muhalif kişiler bu bahane ardına sığınılarak elenebilecektir. Öte yandan bireylerin ailesini özelde annesini, babasını, kardeşini de seçemediği gerçeği varken böyle bir uygulama hukuka açıkça aykırı olacaktır” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDARI VURUR’

Son olarak evrensel hukuk normlarının yok sayıldığını söyleyen Bakan, “Ayrıca şunu özellikle vurgulamamız gereklidir. Güvenlik soruşturmasının akrabaları kapsayacak şekilde yapılması en çok iktidarı vurur. Bildiğimiz gibi FETÖ ile iltisaklı olmanın haricinde doğrudan darbe girişimine destek sunan kişilerin yakınları büyükelçi yapıldı, üst makamlara atandı, hatta yargıdan kaçırıldı, yetmedi bakan olarak görevlendirildi. Bu demektir ki iktidar evrensel hukuk normlarını ilkelerini yok saydığı gibi, söz konusu muhalif ise kendi koyduğu kuralları bile yok sayan bu gibi teklifler ve düzenlemeler bir bumerang etkisi ile dönüp sahibini vurur. Unutulmasın ki hukuksuzluk en çok ona imza atanları vurur” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber