Ege Telgraf WEB TV’nin konuğu olan İstanbul Çevre Konseyi Danışman Kurul üyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Havuzu görevlisi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, iklim değişikliğine dair çok önemli bilgiler paylaştı ve Paris İklim Anlaşması’na değindi. En önemli mücadele başlığının iklim değişimi ölçümleme için yerel olarak kurulacak olan ‘iklim değişikliği laboratuvarları’ olduğuna değinen Özgen, “Güneş ışınlarıyla birlikte sera gazının artmasıyla iklimler değişiyor. Neden yaz ayında siyah bir şey girmiyoruz. Bizi bunaltıyor. Koyu renkleri çekiyor ve bina terliyor. Bu durum iklimlerin değişmesine yol açar. Biz sera gazını azaltıcı tedbirler almadıktan sonra hiçbir şey değişmeyecek. İklim değişikliği etkilerini giderek artan şekilde görüyoruz. Türkiye önceki yıllarda yaptığı hatalardan dolayı kötü durumda. Yeşil İklim Fonu’nda 100 milyar Euro para var ama biz faydalanamıyoruz; gelişmekte olan ülkeler statüsünde olduğumuz için. O bakımdan dünyada her yerde korona virüs laboratuvarları varken iklim değişimi laboratuvarları neden yok? Yani görünmeyen bir düşmanla mücadele ediyorsun. Tedbir almak için yerel yönetimlerden başlamak lazım”dedi. bulent-ozgen-iklim-degisikligiARAŞTIRMA YAPMALIYIZ’ Bina yapılarının usule uygun olması gerektiğine değinen Bülent Özgen, “Bina envanteri, sera gazı envanterini çıkaracağız ki tedbir alabilelim. Tedbir almadığımız halde alınan diğer tedbirler de boşa gidecek. Önce analiz yapmamız gerekiyor. 100 kilometre hızında bir fırtına felaketi oldu Ayvalık'ta. Ayvalık’ın balıkçı barınağı sorunu uzun zamandır vardı zaten. Bodrum’da yat marinası yapıldı ama fırtınada büyük zararlar gördü. Usule uygun bina yapıları yapmak gerekiyor. Güneydoğu Anadolu Türkiye'nin su deposudur. Gereğinden fazla HES yapılınca dereler, göller kuruyor. Gıda krizini meydana getirecek. Gıda güvenliği riski başlayacak. Biz gıda kıtlığı çeken ülke konumunda kalacağız. Şöyle bir örnek vereyim. Ben yazdığım yazılarda, anlatıyorum. Her sene hasat şenliği yapılır. Zeytinyağlı yemekler, oynama, konuşma bitiyor. Avrupa’da bununla ilgili paneller yapılır konu ise iklim değişimi. Bana göre çok acıdır ki , geçen sene Amerikalılar Ayvalık'a geldi. İklim değişiminin zeytinde değişimine yönelik araştırma yaptı. Biz kendi ürünümüzü incelemiyoruz. Önce sorun ortaya koyup, çözümü beraberinde ortaya koymamız lazım” ifadelerini kullandı.İNSİYATİFE BIRAKILAMAZ’ Paris İklim Anlaşması için geç kalınmaması gerektiğini ve diğer yandan da yeterince hazır olunmadığını aktaran Özgen, “Bugünlerde Cumhurbaşkanımız’ın yaptığı konuşma, bizlerin hem hoşuna gitti hem de şok olduk neden bu kadar yıl bekledik diye. Bizler artık Paris Anlaşması’nı onayladık. Başka bir açıdan bir sürü iklim projesi fonu kazanacağız. İnşallah bu konuşulanlar yerine getirilebilir. Bugün kömürden çıkma politikasını planlı ortaya koymadan, karbon emisyonunu belirlemeden. Ağaçları kesmeden. Karbon alanları meydana gelirken anlaşmayı nasıl uygulayacağız. Öncelikle bana göre yerel yönetimlerin artık gazını açması gerekiyor. Ayvalık Belediyesi İklim Değişikliği birimi kurdu. Sevindim ama ihtiyatla karşıladım. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Şubesi kuracaksın. Bu konuyu gündeme getiriyorum. Özel kalemle konuştum. Çevre Bakanı’na dilekçe yazdım. Ayvalık Belediyesi’nde, bunu kurmam için ne yapmam lazım diye. Belediye Başkanı’nın inisiyatifine bağlı dendi. Dilekçemizi yazıp aktarıcam bu konuyu, hem iklim değişimi şubesi kuralım deniyor hem bu konuda inisiyatife bırakılıyor. İklim değişimi başlığının yerel yönetimlerden başlaması lazım” açıklamalarında bulundu.TÜRKİYE HAZIRLANMALI’ İlerleyen sürelerde iklim değişiminin büyük sağlık sorunları doğuracağına değine Özgen, “Tansiyon hastası, kalp hastası olanlar ve cilt üzerine iklim değişiminin büyük etkileri olacak. Bu konuda hiçbir çalışma hala yok. Belediyeler ve bakanlık eğitimlerini çıkardı. Bir şey yapmak esas olan. İnşallah hevesimiz kursağımızda kalmaz. Önemli olan konuşmak değil, uygulamak. Paris İklim Anlaşması bu yüzden önemli. 2050 hedefimizi belirleyeceğiz. İklim değişikliği konusunda iklim kanunu var . İnşallah bir kanun çıkar. Paris anlaşması bizim karbon emisyonunu azaltmamızı isteyecek. Karbon vergisi çıkacak ortaya. İster istemez bu değişikliği yapmak zorunda olacağız. Eğer ihracat yapmak istiyorsak, bunun içerisinde olmamız gerekecek. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yeşil Sanayi rehberi kitabı çıkarttı. Eğer ihracatın yüzde 56’sını AB yapıyorsak, belgelememiz gerekiyor. Her ton başına karbon vergisi ödemek zorunda kalacağız. Turist gelmesi için karbon ayak izi hesaplanacak. İnsan başına düşen etkidir. Artık bir yola girdik. Fakat Yeşil Mutabakat konusuna ülkemiz henüz tam manasıyla girmedi. Bu başlığa gereken önemi vermek zorundayız. Çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği için buradan çıkmamalıyız” diye konuştu. RANA BEYZA ÖZTÜRK / ÖZEL HABER