Pandeminin gölgesinde kutlanan 14 Mart Tıp Bayramı'nın ardından sağlıkçıların içinden geçtikleri süreci ve yaşadıkları zorlukları Ege Telgraf'a değerlendiren Sağlık-Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, "Korona virüs için halen bir illiyet bağı yani kanıtlama şartı mevcut durumda. Bunun meslek hastalığı sayılabilmesi için isteniyor. Normal şartlarda işçilerde meslek hastalığı geçirdikleri durumlarda bu çalışmadıkları günlerin ücretini alabilmelerini sağlıyor. Vazife mamullüğü kapsamında bir sağlık çalışanı herhangi bir olayda görevi başında vefat ettiği takdirde zaten şehit sayılıyor. Ama burada illiyet bağının aranması bizler için bir sıkıntı teşkil ediyor. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir açıklaması olmuştu. Korona virüsün meslek hastalığı sayılacağı ve bununla alakalı olarak sosyal hakları da genişleteceklerine dair söz vermişlerdi. Ancak bununla alakalı bir düzenleme çıkmadı. Sağlıkçılar şehitlere tanınan haklardan yararlanabilmeli. Sağlıkçılar sivil şehit olarak sayılıyor. Aradaki fark korona virüsten dolayı vefat eden sağlıkçının ailesine otuz yıl çalışmış gibi aylık ve ikramiye bağlanıyor. Bunun yanı sıra bir yakını devlette işe alınıyor. Yakınları da vergi indirimi, ücretsiz seyahat gibi sosyal haklardan yararlanabiliyor. Bizim istediğimiz budur" dedi.

387 ŞEHİT

Özdemir, şunları dile getirdi: "Sağlıkçıların bazıları bu hakka kavuşurken, bazıları ise hakkını alamadı. Bu maddenin kapsamının tam olarak belirlenmesi sosyal hakların da biraz daha geliştirilmesini talep ediyoruz. Ülkemiz genelinde toplamda 387 sağlıkçı korona virüsten dolayı vefat etti. Bunun 25 civarı da İzmir'deydi. İzmir'de bu açıdan sıkıntı yaşayan olmadı ancak Türkiye genelinde ispat anlamında zorluk yaşayanlar ya da şehit statüsü alamayan sağlıkçılar olduğunu duyuyoruz. Bizim talebimiz bunun ayrımsız ve şartsız olarak tanınması. Evet, kanun var, Sağlık Bakanlığı da bu yönde bir yazı yayınladı. Fakat illiyet şartı da var. Görevi başında bu hastalığını kaptığını ispatlaması gerekiyor. Bu anlamda bir sıkıntı var. Hastanede çalışan ve bu hastalara bakan bir sağlıkçıda illiyet bağı aranmaması gerekiyor. İlliyet demek, hastalığı hastanede kaptığını kanıtla demek. Verilen haklar güzel, fakat bunun yasal olarak bir güvencesi olmalı. Bu yüzden şartsız ve ayrımsız olmasını talep ediyoruz. Bunun yanı sıra, hastalık kapan sağlıkçıların da hakları verilmeli." Erman Şentürk / Özel Haber