Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı kararla korona virüse yakalanan çalışanlarla ilgili ‘iş kazası’ olarak değil ‘Hastalık’ olarak provizyon alınması gerektiğini bildirmişti. Genelgeye göre virüse yakalanarak rahatsızlanan işçilerin durumu iş hastalığı ya da iş kazası olarak sayılmıyor. İşçiler yasaların getirdiği hiçbir haktan faydalanamıyor. Ölümlerin yanı sıra hastalığın ne gibi kalıcı hasarlar bıraktığı da tam olarak bilinemezken alınan bu kararı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko işçi düşmanlığı olarak tanımladı. Uzmanlar ise yargı yolunun açık olduğu görüşünde…

‘İŞVEREN SORUMLU’

CHP’li Beko alınan karara tepki göstererek işçilerin her türlü sağlık ve can güvenliğinin işverenin sorumluluğunda olduğunu vurguladı. Beko şunları söyledi; “İşçiler, işe gitmek için yola çıktığı andan itibaren işverenin alacağı güvenlik önlemlerine tabidir. İşveren, 4857 Sayılı yasaya göre, çalışanlarının canına ve sağlığına zarar verebilecek her türlü önlemi almak zorundadır. Aksi halde alınmayana iş sağlığı önlemlerinden dolayı oluşan her türlü kaza ve sağlık problemlerinin sorumlusu işverendir. Dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren, çalışma sırasında hastalanan, ölen veya yaralanan her türlü işçi kardeşimizin sorumluluğunu üstlenmelidir. Korona virüs salgını ile uğraştığımız önemli bir süreçten geçiyoruz. İlk vakanın açıklandığı günden bu yana geçen sürede çok sayıda işçi virüse yakalandı, hastalıkla mücadele ediyor. Yine birçoğu da bu nedenle vefat etti.”

‘İŞÇİ DÜŞMANLIĞIDIR’

‘Salgına karşı herkesin ortak mücadele etmesi gerekirken işçilerin sağlığı hiçe sayılıyor’ diyen Beko, yapılanın işçi düşmanlığı olduğunu savunarak, “Milyonlarca insan bugün salgına rağmen çalışıyor, çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Ancak alınan kararla SGK, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işverenler fırsatçılık yapıyor. Sağlıktan tasarruf olur mu? İnsanların sağlığını düşünmemiz gerekirken bu yapılar ve kurumlar kendilerini, sermayeyi düşünüyor. Virüsten dolayı insanların canını yitirdiği bir ortamda işçileri çalıştırmaya devam ediyorsunuz. Bu süreçte hastalananlara ise iş kazası haklarından yararlanmayı bile çok görüyorsunuz. Bu çok açık bir tabirle işçi düşmanlığından başka bir şey değildir. Son olarak AVM’leri açtılar ki burada çok sayıda insan çalışıyor. Bunlarla geçtiğimiz sürede çok fazla görüşme yaptık, şartlar gösteriyordu ki erken açıldılar. Bu uyarıyı yaptık. Peki virüse rağmen açılan bu yerlerde çalışanlar yarın hastalanırsa hiçbir hakları olmayacak mı? Bilim insanlarının ortaya koyduğu önlemler belli. Bunlar net şekilde alınmalı. Bizim bu süreçte tüm millet ve ülke olarak birlik olup insanlarımızın haklarını ve sağlığını düşünmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İŞ KAZASININ TANIMI

Sosyal Güvenlik Müşaviri Dilek Ete, iş kazası ve iş hastalığı tanımlarının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa ve 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu göre belli olduğunu hatırlatarak işyerinde veya iş için görevliyken yaşanan ve sonucunda ölüm ya da engel durumu oluşan olaylara iş kazası dendiğini belirtti. Ete, Daha önce benzer bir salgın hastalıkla karşılaşılmadığı için mevzuatlarda düzenleme yapılmadığını ancak kurumun da söz konusu hastalığın iş kazası olduğunu bildiğini söyledi. Virüsün vücutta bırakacağı hasar tam olarak hala bilinmezken SGK’nın aldığı bu kararın anlaşılmaz olduğunu belirten Dilek Ete, “Nisan ayı başlarında İl Sağlık Müdürlükleri ‘Kovid-19 İş Kazası Bildirimi’ konulu yazıyla, virüse yakalandığı bilinen doktorların durumunun Medula Sistemi’ne iş kazası olarak bildirilmesi gerektiğini söylemişti. Bu da gösteriyor ki, sağlık çalışanları açısından Kovid-19 iş kazası olarak kabul edilmektedir. Özellikle salgın döneminde sokağa çıkma yasaklarının da başladığı 19 Mart 2020 sonrası işe gitmek zorunda kalan başta sağlık çalışanları, mali müşavirler, polis, asker, hemşire, güvenlik personeli, belediye çalışanları gibi meslek grupları virüse yakalanırsa bu iş kazasıdır. Sigortalı ve işini devam ettirmek durumunda olan herkes için Kovid-19 iş kazasıdır” dedi.

DOMUZ GRİBİ ÖRNEĞİ

Virüsün yarattığı sorunların, iş kazası olarak tanımlanan problemlerle örtüştüğünün altını çizen Ete, önceki dönemde yaşanan domuz gribi vakalarının yargı tarafından iş kazası olarak tanımlandığını aktardı. Ete şöyle konuştu; “SGK bir genelge yayınlayarak virüs vakaları iş kazası değildir diyemez. Böyle bir açıklama da yapsa hak peşinde koşanların önünü kolay kolay kesemez. Ülkemiz de yargı kararları henüz bulunmamakla birlikte kararda TIR şoförü olarak çalışan bir işçinin iş için gittiği Ukrayna’da bir başka salgın hastalık olan domuz gribi nedeniyle hastalanması ve ardından vefat etmesi Yargıtay 21.Hukuk Dairesi tarafından iş kazası olarak karara bağlanmıştır. Domuz Gribinin etkileri ve yaşanan sorunlar bu kadar fazla olmamasına rağmen iş kazası tespitinde bulunan Yargı Kovid-19’da oluşabilecek kayıplara salgın hastalık deyip geçmeyecektir.” Utkucan Akkaş / Özel Haber