İspanya’nın merkezinde, Madrid’in 80 km güneyinde yer alan Toledo, orta çağ esintisi taşıyan taş mimari yapıları, daracık sokakları ve etkileyici atmosferi ile ülkenin kültürel mirasını en iyi hissettiren yerleşim yerlerinden
Üç tarafı Tejo Nehri‘yle çevrili, engebeli bir burnun üzerinde yer alan şehrin Romalılar dönemindeki ismi Toletum’du. İspanya’nın kalbi ve ruhunu yansıtan şehir, zengin kültürel ve tarihi geçmişi ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
Göz alıcı tarihi binaları ile tarih boyunca Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların birlikte barış içerisinde yaşadığı Toledo, İspanya’nın zengin tarihi ve kültürel birikiminin simgelerinden. Şehrin dar ve labirenti andıran sokakları sayısız kilise, saray, sinagog ve camilere ev sahipliği yapıyor.
İspanya tarihini anlatan bir açık hava müzesi görünümündeki Toledo, çarpıcı Mağribi, Gotik ve Rönesans mimarisinin temsilcisi etkileyici yapıları ile UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alıyor.
Üç yanı İber Yarımadası’nın en uzun nehri Tejo ile çevrili bir tepe üzerinde bulunan Toledo, modern dünyada zamanın durduğu, ziyaretçilerini orta çağa yolculuk hissi yaşatan muhteşem bir atmosfere sahip. Toledo’da mutlaka görülmesi gerekenleri bir araya getirdim.
Toledo Katedrali
İspanya’nın en önemli dini yapılarından Toledo Katedrali, yükselen kulesi ve Gotik mimarisi ile tarihi geçmişi 13. yüzyıla uzanan insanlık mirası. Şehrin Yahudi Mahallesi bölgesinde eski bir caminin bulunduğu yerde inşa edilen katedralin dış cephesi labirenti andıran daracık sokaklar nedeniyle çok dikkat çekmese de iç yapısı olağanüstü bir görünüme sahip.
Çok sayıda yağlı boya tablonun bulunduğu katedral, şehrin 13. ve 15. yüzyıllardaki güçlü Katolik kilisesinin merkezi olduğu dönemi yansıtıyor. Katedrali ziyaret etmek isteyenler ‘Puerta de Mollete’ girişini kullanıyor. İspanyolcada ‘çörek’ anlamına gelen ‘mollete’ kelimesi geçmişte katedralin bu kapısında fakirlere yiyecek dağıtılmasından geliyor.
Ünlü kilise korosu bölümüyle tanınan katedralde İncil’den sahneler ve İspanya’nın Müslümanlardan alınmasını sembolize eden sahneler tasvir ediliyor. Katedralin en bilinen eserleri ise ‘Mesih’in Çöküşü’ (El Spolio) ile ’16 Havari ve Mesih’in Tutuklanması’ tabloları. Kutsal odada Morales, van Dyck, Raphael, Rubens ve Titian’ın tabloları da sergileniyor.
Santa Cruz Müzesi
Santa Cruz Müzesi, 16. yüzyılda inşa edilen ve yetim çocuklar için hastane ve bakım evi olarak kullanılan binada yer alıyor. Güzel Sanatlar, Dekoratif Sanatlar ve Arkeoloji koleksiyonu bulunan müze şehrin en çarpıcı müzelerinden.
Santa Cruz Müzesi’nin güzel sanatlar koleksiyonunda Toledo Okulu’nun 16. ve 17. yüzyıla uzanan El Greco ve El Greco öğrencisi Luis Tristán’ın tabloları sanat şaheseri olarak kabul ediliyor. Dekoratif sanatlar bölümünde 15. ve 16. yüzyıldan kalma Flaman halıları ve el sanatları örnekleri, arkeoloji bölümünde ise tarih öncesi dönem ve Roma antikaları ve seramikler sergileniyor.
Alcázar
Alcazar, şehre hakim bir tepede kurulu olan eski bir Mağribi kalesi. Antik Roma kale kalıntıları üzerinde yer alan Alcazar, Hristiyan krallar 6. Alfonso ve 10. Alfonso tarafından 11 ve 13. yüzyıllarda yenilenmiş.
İspanyol iç savaşında milliyetçilerin garnizon olarak kullandığı Alcazar, Franco destekçilerinin kahramanlığının sembollerinden birine dönüştü. Günümüzde restore edilen Alcazar’da İspanya iç savaşı tarihini anlatan Askeri Müze bulunuyor.
El Tránsito Sinagogu
Toledo’nun hoşgörü kültürünün simgelerinden, 1356’da Samuel ha-Levi tarafından yaptırılan El Tránsito Sinagogu, Yahudi Mahallesi’nin kalbinde Sefarad (Yahudi-İspanyol) mimarisinin en önemli örneği.
Sinagog, Arapça ve İbranice yazıtların yanı sıra, Mağribî etkilerini üzerinde barındıran karmaşık geometrik şekilleri ve çiçek motifleriyle süslü. Yapının kıvrımlı kemerlerle donatılmış muhteşem pencereleri, ışığın kutsal alana sızmasına izin veriyor. İç kısımda ayrıca zarif bir tavan bulunuyor.
Sinagogun bitişiğindeki odalarda ziyaretçileri İspanya Yahudilerinin tarihi ve kültürü hakkında bilgilendiren Sefarad Müzesi yer alıyor. El Greco Müzesi yakınındaki sinagog salıdan pazara her gün açık. Cumartesi öğleden sonra ve pazar sabahı girişler ücretsiz.
El Greco Müzesi
Ünlü İspanyol resim ustası Doménikos Theotokópoulos, 1541’de Girit’te doğdu ve 1577’de İspanya’ya geldi. İspanya’ya geldiği dönemde El Greco (Yunan) olarak bilinen ressam, El Tránsito Sinagogu’nun yanında günümüzde Casa El Greco olarak anılan evde yaşadı.
1906’da yenilenen bina, El Greco’ya ait mobilya ve heykeller ile ressamın hayatını anlatıyor. Evin bitişiğindeki bina ise Museo El Greco (El Greco Müzesi). Müzenin birinci katında El Greco’nun ünlü resimlerinin de bulunduğu üç oda yer alıyor.
Cristo de la Luz
Toledo’nun çok kültürlü mirasını yansıtan büyüleyici bir anıt olan Cristo de la Luz, geçmişte bir Vizigot kilisesinin bulunduğu yere 999 yılında bir Arap camisi olarak inşa edilmişti. Şapelin tuğla duvar ile örülerek gizlenmiş bölümünde çok değerli bir İsa heykeli 6. Alfonso tarafından keşfedildi.
Yapı, 12. yüzyılda camiden kiliseye dönüştürüldü. Kilisenin Romanesk duvar resimleri de bu dönemin eserleri. Kilise elips şeklindeki kör kemerleri ile Mudéjar tarzı (İspanyol İslami sanatı) mimarinin en güzel örnekleri arasında gösteriliyor.
San Juan de los Reyes Manastırı
Yahudi Mahallesi’nde bulunan Toledo Katedrali’nin kuzeybatısındaki Monasterio de San Juan de los Reyes, 1476’da inşa edilen bir Franciscan manastırı. Manastır, İspanya’daki Geç Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. İnanılmaz huzurlu bahçelere sahip olan manastır, ruhsal düşünceye ilham veren sakin bir atmosferiyle ziyaretçilerine huzur veriyor.
Santa María la Blanca: Eski Sinagog, Yeni Kilise
Geçmişte en az 10 sinagogun yer aldığı Toledo’nun en görkemli sinagoglarından biri olan Santa María la Blanca, şehir 1405’te Hristiyanların himayesine geçtikten sonra kiliseye dönüştürüldü. Günümüzde ibadethane olarak kullanılmayan yapı halka açık bir müze işlevi taşıyor.
Castillo de San Servando
Tejo Nehri’nin sol kıyısında, Alcantara Köprüsü’nün karşısında yer alan San Servando Kalesi, 14. yüzyılda 6. Alfonsu tarafından manastır olarak inşa edilen görkemli bir yapı. Stratejik konumu nedeniyle askeri amaçlara da hizmet eden manastır, şehrin görsel belleğinde önemli bir yere sahip.
Muhteşem kuleleri, sivri mazgallı savunma duvarları ve Arap tarzı girişi ile heybetli bir görünüme sahip olan kale İspanya’da Mudejar tarzının en önemli örnekleri arasında. Kalenin içerisine ziyaretçi kabul edilmiyor. Yapı yalnızca dış avludan görülebiliyor.
Puente de Alcántara
Antik bir Roma yapısı olan Alcantara Köprüsü, 866’da Mağribiler tarafından yeniden inşa edildi. Köprüye 1484’te bir kule, 1721’de ise Barok bir bölüm eklendi. Köprü, Toledo’nun seyrine doyum olmaz manzarasının tadını çıkarmak için en güzel duraklardan biri.
A. Buğra Tokmakoğlu / Keşfetsek