Korona virüs salgını ile mücadele hız kesmeden devam ederken, vaka sayılarında yaşanan artış durumun ciddiyetini koruduğunun altını çiziyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in de İzmir’de korona virüs vaka sayılarında rekor artış gözlemlediklerini duyurmasının ardından kentteki durum merak konusu olurken; İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, gelişmeleri Ege Telgraf’a değerlendirdi. Tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de ciddi bir vaka artışı olduğunu söyleyen Çamlı, uyarılarda bulundu. izmir-tabip-odasi-baskani-camlidan-asi-karsiti-eylem-elestirisi “Bu durum bilim insanlarının haftalar öncesi söylediği ve sağlık otoritelerini tedbir almak için uyardıkları bir gerçekti” sözleriyle açıklamalarına başlayan Çamlı, “Veriler çerçevesinde bakarsak; her pazartesi illere göre vaka sayısı açıklanıyor. 15 gün öncesinin verilerine göre İzmir’de yaklaşık dokuz kat vaka artışı vardı. Dokuz kat artışın açıklandığı dönemin ardından da artışın belirgin bir şekilde devam ettiğini biliyoruz. İzmir’de şimdi ise yüzde 35 oranında test pozitifliği var. Yani, test yaptıran 100 kişiden 35’i hatta her üç kişiden birinde pozitif sonuç görüyoruz. Gerçek vaka sayılarına ulaşmak için test sayısı artırılmalı. Test sayılarına belli kısıtlamalar getirilmesine karşın vaka sayılarının arttığını açıkça görüyoruz. Dolayısıyla gerçek sayı ancak yeterli miktarda yapılan test ile yorumlanabilir” dedi.

'2 DOZ AŞI YETERLİ DEĞİL'

3 doz aşılamanın 'koruyucu' olduğunu ve Türkiye’de yalnızca 24 milyon kişinin aşılanabildiğini vurgulayan Çamlı, kamuoyuyla net bilgiler paylaşılması gerektiğini söyledi. Çamlı, “Bir ay önce yüzde 8 olan test pozitifliği, yüzde 35’lerde... Bu çok önemli bir durum. İkincisi, bu artış tabi ciddi bir şekilde devam ettiği sürece, her ne kadar hastaneye yatış oranlarının daha az olduğu ifade edilse de sayıların çok artmasından dolayı hastane ve yoğun bakıma olan talep artmakta. Artışın devam etmesi durumunda vakaların artmasından dolayı daha az oranda yoğun bakıma yatış gereksinimi ortaya çıkmasa dahi vaka sayısından dolayı sağlık sisteminde bir sorun yaşanması mümkün" dedi. Diğer yandan aşılanma sürecindeki eksikliklere de değinen Çamlı, “Elimizdeki en önemli silah olan aşının iki doz olması pek bir işe yaramıyor. 84 milyon olduğumuzu düşünürsek, 24 milyon kişiye üçüncü doz yapılabilmiş. Kalanının aşıya bağışıklığının yeterli olmadığını da söylemek mümkün. Kamuoyuyla net bilgiler paylaşılmaması, ‘Omicron’da hastaneye yatış daha düşük’ gibi önemsizleştiren açıklamalar, vatandaşta rehaveti daha da artırabiliyor. Sadece Twitter’dan ‘Korunun’, ‘Maske takın’ gibi mesajlar verilmesinin çok da etkili olmadığı bir gerçek. Vaka artışları ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere, ülkeleri uyarmasının ardından Avrupa Birliği (AB) eski tedbirleri hemen uygulamaya soktu. Yeni uygulamaları da ekledi. Türkiye’de ise PCR kontrollerinde azalma, karantinanın aşılı ise yapılmaması. Yedi gün izolasyon... Beş gün içerisinde işe geri dönmesi gibi birtakım tedbirlerde adeta gevşemeler görmekteyiz. Yeni birtakım uygulamalar hayata geçebilir” dedi.

ANTİJEN TESTLERİ

Almanya’da kullanılan beş test markasından ikisinin Türkiye’de üretildiğine vurguda bulunan Çamlı, özellikle okul ve yaşlı bakım evlerinde bu testlerin kullanılabileceğini söyledi.  PCR testleri kapasitenin yeterli olmadığı noktada bu testlerin devreye sokulabileceğini belirten Çamlı, “Bir bakanımız Almanya’da en çok kullanılan beş antijen testinden ikisinin Türkiye’de üretildiğini söylemişti. Neden Türkiye’de hızlı antijen testlerini kullanmıyoruz? Okullarda, kışlalarda, yaşlı bakım evlerinde bu tür taramalarla kalabalık yaşayan ya da toplu yaşayan kesimlerin aranması dolayısıyla pozitif olmalarının erken dönem izolasyonunun kırılması açısından çok önemli. Testlerin yoğun yapılması ve bulaşmadan izole edilirse hastalık, etkin bir pandemi savaşı verilebilir. Hasta olanlara hastanelerde bakmak, bir çözüm olmaz. Hızlı antijen testlerini kullanmak gerektiğini düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

'STRATEJİK PLAN ŞART'

5-11 yaş grubunun aşılanması noktasında harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Çamlı, “Çocuklar okula gidiyorlar. Bu çok önemli bir konu. Kapalı alanların denetlenmesi şart. Yaşam ya da çalışma koşulu kontrolü çok önemli. Toplu taşımada talep düşürücü önlemler hayata geçirmeli. Hastalığı doğal akışına bırakarak, sürü bağışıklığını düşünmek gerçekçi değil. Böyle bir şeyin olamayacağını da kalıcı bir bağışıklığın olmadığını görüyoruz. Bir geçiren, ikinci ve üçüncüyü geçiriyor. Dolayısıyla pandemi ile mücadele konusunda en kısa zamanda kapsamlı bir stratejik plan oluşturulup kamuoyuyla paylaşılmasında yarar var” diye konuştu. RANA BEYZA ÖZTÜRK / ÖZEL HABER