İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (İZSİAD) internet üzerinden organize ettiği toplantıya katılan KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, dünyada korona sonrası iş yapma biçimlerinin değişeceğini ve yeni dünya düzeninde kadının ön plana çıkacağını söyleyerek “Korona sonrası iş modellerinizi değiştirmek zorunda kalacaksınız. Kadın aklının dönemi başlıyor” dedi. İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, evlerde olsak da faaliyetleri sürdürdüklerini belirterek, “Online olarak üyelerimizle zaman zaman görüşüyoruz. Dernek faaliyetlerini de online olarak yürütüyoruz. Tarihi bir dönemden geçerken dünyayı daha iyi anlamak ve korona sonrası bizi bekleyen dünyayı daha net görebilmek adına KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ı online olarak üyelerimizle buluşturduk. Keyifli ve ufuk açıcı bir sohbet oldu” diye konuştu. Korona döneminin birkaç sonucu olacağını söyleyen KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, bu süreci Amerikalıların kederin 5 evresi dediği çizelge ile açıkladığını belirtti. Kederin 5 evresinde birinci evrenin inkar olduğunu belirten Ağırdır, “Biz de inkar ettik, korona bize gelmez dedik. İkinci evre öfke, üçüncü evre ise virüs ile pazarlık, nasıl atlatırım bunu dediğimiz dönem. Biz ülke olarak sanıyorum bu dönemdeyiz. Dördüncü evre kabullenme, beşinci evre nasıl tedavi ederim kısmına henüz giremedik” dedi.

“Ekonomi büzüşecek”

Salgın sonrası bizi bekleyen derin bir ekonomik kriz olduğuna işaret eden Ağırdır, “Talepteki daralmadan dolayı üretimde kriz başlayacak. Hanelerin geliri düşüyor, hizmet sektörü bugün 12 milyon insanı kapsıyor. Bunların bir kısmı ücretsiz izinden dolayı, bazıları çalışamadığı için gelir kaybına uğradı, uğruyor. Bu da talebi düşürecek. Eksik üretimle başlayacağız. Böyle bir krizi yönetme deneyimi insanlığın yok. Tedarik zincirlerindeki kopmadan dolayı üretim krizine de dönüşecek. Buzdolabında salatalığı uzun süre bırakın, suyu çekilir buruş buruş olur, ekonomi böyle büzülecek. Bu iş bildiğimiz anlamda toplumsal sağlık krizinden, ekonomik krize dönüşecek. Farklı ülkelerde farklı zamanlarda siyasi krize de dönüşecek” diye konuştu. Dünyada böylesi ortak bir krizi yönetecek ortaklaşma ve dayanışma olmadığını, böylesi kurumları bulunmadığına dikkat çeken Ağırdır şunları söyledi: “Korona, sadece problemi daha görünür kıldı ama tek başına korona meselesine dair konuşmuyoruz. Bizim yönetim, iş, siyaset modellerimiz toplumsal kurul ve kurallarımız bunu yönetmeye yetkin değil. Dünya Sağlık Örgütü bile böylesi bir küresel salgını yönetmeye uygun değil. Her ülke kendi ulusal politikası güdüyor, ortaklaşma yok. Ekonomik kriz için de bir birliktelik yok.”

“Yaşamın ritmi değişiyor”

Temel problemin üç değişene dayandığını söyleyen Ağırdır, “Birincisi yer kürenin ritmi değişiyor. Biz buna uygun davranmıyoruz. Kutuplar eriyor, orman yangınları, kuraklık, petrol dahil içme suyu, canlı türleri azalıyor. Ama biz hala belediyeden ruhsatı aldık diye nehri kirleterek üretim yapmayı sürdürüyoruz. Yeni dünya düzenine geçtiğimizde bunu yapamayacaksınız. Önce çalışanlarınız, sonra müşterileriniz size itiraz edecek” dedi. “Gündelik hayatın ritmi değişiyor, bugün bile bu imkanlar teknoloji sayesinde farklı bir toplantı deneyimliyoruz. Zaman ve mekandan bağımsız ilişki üretiyoruz, ticaret yapıyoruz. Hiyerarşinin olmadığı, ademi merkeziyetçi bir modellemeye geçiyoruz. Devletin kurumları ise eski hiyerarşiye göre çalışıyor. Temel sorunlarımızdan biri de bu” diyen Ağırdır, üçüncü etki olarak insan hareketlerinin ritminin değiştiğini belirtti. Metropolleşme ve göç ile yaşam şekillerinin değiştiğini söyleyen Ağırdır, “Komşuluk öldü diyoruz, 300 dairelik apartmanlarda da sitelerde komşuluk olmayacak. Artık komşularınız online olarak tvitter’da, instagram’da takip ettiğiniz insanlar oldu. Bütün dünya metropollere akmaya devam ediyor. Hangi tedbir alınırsa alınsın, o Afrika’dan botlarla Avrupa’ya geçmeye çalışanlar durdurulmayacak. Anadolu’dan İzmir’e geliş de Suriye’den Türkiye’ye geçiş de durdurulamayacak. İnsanlık bunun ürettiği problemleri sığınma evleri açarsak, para dağıtırsak halledebiliriz diyor, öyle değil” dedi.

“Ulus devletler yükselişte”

Bu değişime ayak uyduracak kuralları geliştiremediğimizi söyleyen Ağırdır, “Daha önce ulus devletler sönümleniyor, küreselleşme var diyorduk, şimdi tekrar ulus devletler güçleniyorlar. Ulus devletin ürettiği gerilimler yumağı gerçek sorunları görmemizi de engelliyor” dedi. Rusya’nın bütün dünya ile siyasi bölüşüm kavgası verdiğini söyleyen Ağırdır, “Dünyanın siyasi bölüşümü batının egemenliğine göre kurulu. Çin ekonomik bölüşüm kavgası veriyor. Ancak her şey batı ekonomilerinin yönetimine göre düzenlenmiş. Müslüman coğrafya ile batı arasında da gerilim var. Türkiye ise hem siyasi gerilim hem ekonomik paylaşım hem de kültürel gerilimde hem sahne, hem özne konumunda” dedi

“Çalışanı ayakta tutmaya çalışın”

Bugünkü gündelik hayat ve yerküredeki ritim değişikliğinden dolayı bir çok şeyi değiştirmek zorunda olduğumuzu belirten Ağırdır, “Artık yeni hayat ritminde belirsizlik ve karmaşıklık esas. Bütün iş modellerimiz, plan, bütçe kavramlarınız somut belirlilik arayışına dayanıyor. Hiçbirinizin 2020 planlamasında korona yoktu. Böyle bir hayat, bizim bildiğimiz eski modellerle yönetilemez, değişmek zorundayız” dedi. “İş modellerini değiştirmeli, değişimin zamanıdır” diyen Ağırdır, “Dolar 7 liraya çıktığından beri söylüyorum, büzülerek değil değişerek bu krizden geçebiliriz. İzmir için de sektör için de sizin için de dünya için de böyle. Küçülerek, adam çıkararak bu krizi geçemeyiz. Panikle davranmak yerine, korona ile pazarlık etmek yerine değişimi başlatmanız lazım. Çalışanlardan, temel tedarik toptancılarınızdan oluşan eko sistemi ayakta tutmanız lazım. Bunu devlete teslim edemezsiniz. Ana tedarikçiniz batıyorsa, yeniden o eko sistemi kurmak az buz iş değil. Hepinizin ağı var, o yapıyı ayakta tutamazsanız her şey normale döndüğünde de normalleşemezsiniz. Müşteriden daha çok çalışanınızı ayakta tutmaya çalışın. Adam çıkarmaktan çok budanmak önemli” diye konuştu.

“Koltukları kadınlara ve gençlere verin”

Sosyal devletin yeniden gündeme geleceğini, sağlık ve eğitim konusunda devletin yükümlülüklerinin yeniden tartışılması gerektiğini söyleyen Ağırdır, sözlerini şöyle tamamladı: “Şirketlerimizde eskiden generaller, emekli bürokratlar vardı, şimdi eski bakanlar var. Ne zaman yeşil hareketinden insanlar, kadın hareketinden bir genç kadın şirket yönetimlerine girecek yeni düzene ayak uydurmuş olacaksınız. Toplumla ilişki temelinde çalışanları dinlemeniz önemli, şimdi biraz onları dinlemeniz lazım. İtibar, imaj algısı biraz da eko sisteminizin dışarıya verdiği kimyadan, auradan oluşacak. İçeriye doğru çalışanları, bayileri dinlemek gerekli. Hükümetin paketlerini beklemek yerine biran önce ne yapabiliyoruz diye serinkanlı düşünmenin zamanıdır. Kanun izin veriyor diye nehri kirleterek üretime devam edemeyeceksiniz. En başta çalışanlarınız, müşterileriniz buna tepki verecek. Yasaları beklemeyin yeniden bu toprakların geleceğini düşünmemiz buna kafa yormamız gerekiyor. İşlerinizi gençlere, varsa hele kızlarınıza hemen devredin. Yeni dünya düzeni sezgi ve akıl istiyor. Erkek zihniyeti hem duyguları hem mantığı kavrayamıyor. Yeni dünya düzeni kadın zihnine daha uygun. Yeni dönemde kadın aklı öne çıkacak. Yeni Zelanda’ya, Almanya’ya bakın, liderleri kadın, kriz yönetimlerini değerlendirin.Yeni hayat gençlere ve kadınlara yatkın. Sizin 20 yılda kurduğunuz ilişkileri, iş yaratma hikayeleri onların parmak ucunda bir gecede inşa ediliyor. Asıl hayat onlara uygun, Yaş almış erkek yöneticileri emekli edin, gençlere verin koltukları”