EGE TELGRAF- İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (İZSU) Kasım ayı olağan genel kurul toplantısının ikinci oturumu gerçekleştirildi. Toplantıda İZSU’nun 2024 mali yılı performans programı ve 2024 mali yılı bütçe taslağı tartışıldı. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu toplantıya başkanlık yaptı. Kentte yaşanan sel felaketiyle ilgili açıklamada bulunan Özuslu, “Bu olağanüstü iklim koşullarına ve su yükselmesine, denizin taşmasına rağmen İZSU başta olmak üzere personelimiz canla başla çalıştı. İzmir halkının daha fazla mağduriyet yaşamaması için, mağduriyetleri anında ortadan kaldırmak için var gücüyle çalıştılar. Çok teşekkür ederim” dedi. 

ZAM ORANI YÜZDE 15 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı CHP’li Meclis Üyesi Bülent Köklü bütçe ile ilgili bilgi verdi. Köklü, “2024 yılı gider bütçemiz, 22 milyar 700 milyon, gelir bütçesi 16 milyar lira olarak belirlendi. 6 milyar 700 milyon liralık fark borçlanmayla sağlanacak. 2024 yılında bütçede yatımına yönelik faaliyetlerin payı yüzde 50. Yani İZSU, bütçesinin yarısını 2024 yılında yatırımlara ayıracak. Zam oranımız yüzde 15 olarak hesaplandı” dedi.

CHP'den Erdoğan-Özel görüşmesine ilişkin açıklama CHP'den Erdoğan-Özel görüşmesine ilişkin açıklama

YASAL ATLYAPIYA İHTİYACIMIZ VAR 

Yaşanan selin izlerinin kapatılması için çalışmalarının devam ettiğini belirten CHP Grup Başkan Vekili Murat Aydın, “Hava basıncının 1 milibarın üstüne çıkmasıyla oluşan deniz yükselmesi ciddi sorunlara yol açtı. Ev ve işyerleri, yollarımız, alt yapımız önemli ölçüde hasar gördü. Yaşana sorunların üstesinden gelmek için ilk andan itibaren İZSU ve Büyükşehir birimleri sahadaydı. Ancak Karşıyaka Meclis Üyesi olarak söyleyebilirim ki; Karşıyaka’yla ilgili sevindiğimiz kısım oldu. 2 yıl önce Karşıyaka’da set yapılmıştı, görevini yerine getirdi. Hiç değilse yapılan set sayesinde etki az yaşandı. Deniz taşması ile ilgili çalışmalar da sürüyor. Gördük ki; yaşanan olayın etkilerini gidermek için yapmamız gereken çok iş var. Mesela Cuma günü bu mecliste başkan yaşanan tartışmaya atfen çöp toplanır, çukur kapatılır, çamur kurutulur dedi. Bu tamamen o günkü konuyla ilgili olmasına rağmen bu konuşma haberci olduğu iddia eden bir site konuşmayı ‘Tunç Soyer’den İzmir’de yaşanan su baskınları ile ilgili açılama’ diye verdi. Elbette bunun pek çok kötü örnekleri olabilir. Biz sorunlarımızı doğru zeminde tartışmazsak, sen şunu yaptın yapmadın diye bakarsak o zaman verim elde edemeyiz. 81 ilde tüm su ve kanalizasyon idareleri İSKİ için çıkarılan kanunla yönetiliyoruz. Hukuki altyapı tüm faaliyetlerin doğru yönetilmesi konusunda çok önemli. Maliyetleri azaltmak için bize ve hükümete düşen görevler var. Hükümete düşen su idaremiz elektrik kullanıyor ve bunu sanayi tarifesine göre alıyor. Yani sanki fabrika ödüyor gibi elektrik alıyor. Kamu kurumlarına ise resmi tarifeden hepimizin kullandığı tarifenin çok altından veriyor. Tüm su idarelerimiz kamu kuruluşu ve suyun yönetimi dağıtımı için kullandığı elektrik için sanayi tarifesi ödememelidir. Bize düşen konu ise enerji maliyetlerini azaltmak için yenilenebilir enerji miktarını daha fazla artırmamız lazım. Suyun maliyetini azaltmak için hep birlikte çalışmalıyız. Suyun maliyetinin altında fiyatla satılmıyorsa maliyetini azaltmak zorundayız. Orta vadede ise su ve kanalizasyon idaresi için daha iyi bir yasal altyapıya ihtiyacımız var” dedi. 

ALTYAPI SORUNU VAR 

Kentte sorunların büyüyerek devam ettiğini savunan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Sokağa çıktığınızda belli dönemlerde bu yatırımların çok da yeterli olmadığını görüyoruz. İzmir’de bir alt yapı sorunu var. Kanalizasyon ve yağmur suyu ayrıştırma problemi var. Ne kadar bittiği iddia edilse de dönem dönem artış gösteren koku problemi var. Kayıp kaçak oranlarının düştüğü söylense de bu problem hala var. Derelerle ilgili bir takım sorunlar var. Çevresel problemler var. Yüksek fiyatlı Türkiye’deki en yüksek su ücretini İzmir’in ödediğini iliyoruz. Bu sorun bugünün sorunu da değil, onu da biliyor ve görüyoruz. Koku problemi Tunç Soyer göreve gelmeden de vardır. 15 yıl önce kanalizasyon ile su ayrıştırma sorunu vardır. 25 yıl önce çevresel sorunlar var mıydı, vardı. Demek ki isimler değişiyor ama anlayış değişmediği müddetçe bu sorunlara katlanarak devam ediyor” dedi.

BUNDAN TÜM BÜROKRATLAR SORUMLU 

Hızal sözlerini şöyle sürdürdü: 
“İzmir Körfezi’nin kirliliğinin nedenlerinden bahsettim ama temel kirlilik nedenlerinden bir tanesi İzmir’deki ayrıştırmanın tam ve yeterince yapılmamış olması. Yağmur suyu ile kanalizasyon hattın tam zamanında ayrıştırma olmamasından kaynaklı. Afetler üzerinden siyaset dili geliştirmeyeceğiz. Dün yaşanan büyük bir afetti. Afetin yaşanmasının hemen arkasından İZSU’nun ve Büyükşehir emekçilerinin ne kadar yürekten ve fedakarca emek verdiklerini de farkındayız. Siyaseti bu dille yapmayacağız ama bize bunu yapmayın diyen Tunç Soyer bize Türkiye’de yaşanan büyük afetten sonra depremin ikinci gününde ‘burada devlet yok’ diyerek bir siyaset dili ortaya koydu. Tunç Soyer devletin bir unsuru olarak oraya gitmişti. Aynı hatayı ben yapamayacağım ama eleştirilerimi elbette ki ortaya koyacağım. Bu altyapıdan Aziz Bey de sorumlu, Büyük Kanal Projesi gibi devasa projesindeki boru çaplarını külten belediye başkanları ve yöneticileri de sorumlu, Tunç Soyer ve Aziz Bey döneminde süt düzey yöneticileri olan ve şu an aday olmak isteyen bürokratlar da sorumlu.”
Bazım CHP’li Meclis üyelerinin kendine dava açacağı yönündeki söylemlerine değinen Hızal, "Geçen meclis toplantısında bir meclis üyesi arkadaşımız benle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylemişti. Bunu bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Savcılığa gidecek ise İZSU’da birkaç yıl önce yapılmış hırsızlık hadisesi var.  İZSU’nun bazı depolarında çok yüklü miktarda sayaç ve çelik malzemesi hırsızlık meselesi var. Bunu tespit eden tutanak tutan güvenlik görevlisi işten çıkartıldı. Benim hakkımda dava açacak arkadaş o dava dosyasına da baksın. Hem işten el çektirdiğiniz ve şu an hukuk mücadelesi veren personel arkadaşların hukuk mücadelesinin ne noktada olduğunu inceleyin isterseniz. Önümüzdeki seçimlerde CHP kazanırsa Özgür Bey istifa eder mi denildi. Benle bu polemiklere girmesin isterse. Ama Tunç Bey ile girebilir. ‘Özgür Özel genel başkan olursa aday olmayacağım’ diyen Tunç Soyer. Biz İzmir'de toplanmayan çöpleri, kapatılamayan çukurları, kurutulamayan çamurları konuşuyoruz. Başkan çıkar çöp toplanır ama toplatılmamış, çukur kapatılır ama kapatamamışsınız, çamur toplatılır ama 2,5 milyon metreküp çamur orada durur" açıklamasında bulundu.

ADAYLIK İDDİASINA YANIT 

Hızal’ın Soyer hakkında iddialarına yanıt veren Özuslu, "Sayın Kılıçdaroğlu aday olmazsa aday olmayacağım dediğini söyledi Sayın Hızal. Ancak başkanımızın böyle bir beyanı yoktur. Sayın Hızal samimiyet kavramı üzerine vurgu yaptı fazlasıyla. Ancak herhangi bir kanıta dayanmayan, herhangi bir kanıta dayanmayan sözün meclis kürsüsünden söylenmesini doğru bulmam. İddialara doğru değil" dedi.

İZSU’YA GÜVENMİYORLAR 

İZSU’nun güvenirliğinin düşük olduğunu savunan MHP Grup Başkanvekili Cüneyt Umutlu, " 300 kilometrelik yağmur suyu kanalları nerede yaptınız çok merak ediyorum. AAA kredi notumuz var. 16 milyar TL'ydi sanırım borçlanma limitimiz. Peki, ihale yapıyoruz ihalemize müteahhitler katılmıyor. Ödemelerimizi düzenli yapmıyoruz, gerçekçi şekilde ihalelere çıkmıyoruz. Sonra müteahhitler alacaklarını tahsil etmek için hatırlı aracılar bulmaya çalışıyor. Kağıt üzerinde olanlarla gerçekler farklı. Aliağa Belediyesi'nin yaptığı ihalelere katıldılar ancak İZSU'nun yaptığı ihalelere niye girmediler? Çünkü güvenmiyorlar” diye konuştu.

SEVİNÇ: VATANDAŞLARIMIZA GEÇMİŞ OLSUN

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kemal Sevinç ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin büyük bir yükümlülüğünün olduğunu vurgulayarak, “1980’li yıllara kadar İzmir’imizde merkez bölgede 14 belediyemiz vardı. Bunların her biri kendi bütçelerinde kanallarını yapıp içe sularını temin etmekteydi. 30 ilçenin kanal, içme suyu ve ulaşım altyapısı 1984’de büyükşehir olması sonrası yeniden altyapı planlaması ele alınmış ve çevredeki belediyelerin birçoğunda gecekondu yapılar vardı ve çoğunda kanal altyapısı yoktu. 1984'lü yıllarda ilk defa planlı şekilde kanal altyapısı İzBB Fen İşleri tarafından yönetilmekteydi, içme suyu altyapısı ESHOT tarafından yönetilmekteydi. 1987'de ise İZSU kuruldu. İZSU Genel Müdürlüğümüz 30 ilçede içme suyu ve kanal altyapısının ayakta tutmak için gece gündüz çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

SAYAÇ İDDİASINA YANIT 

Hızal’ın sayaç hırsızlığıyla ilgili iddiasına yanıt veren CHP’li Aydın, “Sayaç çalındığını söyledi. Sayın Hızal, kaç bin kişinin çalıştığı bir kurumdan bahsediyoruz. Bu kurumun içerisinde suç işleyen insanlar olur. Burada önemli olan bir suç işlediği iddiasıyla sonrası kurum ne refleks gösterdi. Siz dosyaya baktınız mı, bakmadınız. Burada 5 güvenlik görevlisi görevini yapmadığı için işten çıkarılıyor. Bu arkadaşlar mahkemeye gidip, ‘Biz öyle yapmadık’ demişler. Şimdi bunu burada anlatıp, ‘İZSU malına mülküne sahip çıkmıyor’ demeye gerek var mı?  Burada sizin kurumun konuyu örtemeye çalışıp çalışmadığını sorgulamalısınız. Örnekköy’de de buna benzer bir şey yaşandı. Konuyu biz mahkemeye çalıştık. Karşı taraftan da dava açıldı. Süreç böyle yönetilir. Bundan ötesi var mı?” dedi.

Kaynak: Ege Telgraf