İzlanda’nın coğrafik yapısını inceleyen herkes, ülke ekonomisinin jeotermal kaynaklar üzerine kurulduğunu görebilir. Enerji, ısınma, seracılık ve turizm kollarında tüm yeni teknolojileri kullanarak ha...

İzlanda’nın coğrafik yapısını inceleyen herkes, ülke ekonomisinin jeotermal kaynaklar üzerine kurulduğunu görebilir. Enerji, ısınma, seracılık ve turizm kollarında tüm yeni teknolojileri kullanarak hayatta kalan bir ülkedir. Dünyamız fosil yakıtlar ve türevleri olan diğer kaynaklardan gün geçtikçe uzaklaşmakta, sera gazını tetikleyen her tür enerji kaynağı yerine doğal kaynaklara yönelmektedir. Doğal gaz ismi ile bilinen yakıt türü de ülkemizin dışa bağımlı olduğu başka bir fosil yakıt türüdür. İzmir ilimiz, Aydın, Denizli, Afyon, Bursa gibi ülke coğrafyamızda jeotermal bakımından ayrıcalıklı yer altı zenginliğine sahip bölgelerdir. Jeotermal ister enerji olsun, ister termal turizmi, istenirse tarımsal veya mekânsal ısınma kaynağı olsun, mutlaka değerlendirilmesi gereken bir milli servettir. Buna rağmen, önyargılar ve bilimsellikten uzak çeşitli spekülasyonlarla sürekli algı operasyonlarına maruz kalmakta, bu durum akla dünya devi petrol ve enerji kartellerini getirmektedir. Üniversitelerin araştırma ve incelemeleri, akademik görüşler dikkate alınmadan, zırai alanlarda kullanılan kontrolsüz zehirler olan petisit ilaçların çevreye verdiği zararlar düşünülmeden, kava kirliliği, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri ve bunların tarıma zararları araştırılmadan, su havzaları ve nehirlere karışan kimyasalların sulama ve tarımda meydana getirdiği yıkım sorgulanmadan, tüm saldırının sürekli olarak Milli kaynaklarımız olan Jeotermale düzenlenmesi, çok daha organize bir operasyon gibi gözüküyor. Narlıdere ve Balçova yıllar yılı Jeotermal A.Ş nin temiz ve ucuz enerjisi ile ısınıyor ve o bölgeye Kurtarılmış Bölge deniyor. Kış aylarında havası en temiz kesim bu alanlar. İzmir’in jeotermal ayrıcalığı Balçova’da sınırlı bırakıldı. Hemen yanı başında Güzelbahçe’ye Doğal Gaz şebekeleri döşeniyor. Dışa bağımlı olduğumuz bu fosil yakıt o kadar çevreci ve ucuz değil. Jeotermal varken neden İzmir Kömür Elektrik veya Doğalgaza mahkum ediliyor? İnanılır gibi değil! Dünyamızda çok büyük ve üst gelir seviyesine sahip Sağlık turizmi de Termal tesislerimizin yetersizliği ve çağ dışı kalmışlığı nedeniyle şehrimize gelemiyor. Tüm Narlıdere ve İnciraltı Kaplıca alanları üzerinde oturuyor. Aynı Şekilde Çeşmemizde Ilıca adı almış semt sanki burada kaplıca vasfı hiç yokmuş gibi harcanıp gitmeye devam ediyor. Şifne yani eski adıyla Şifa-hane termal kaynakları da bir o kadar atıl, kaderine terk edilmiş, hatta yok edilmiş durumda. İzmir Termal ve jeotermale ihanet silsilesi sürüp, hatta tırmanıp gidiyor. Vatana, millete, doğaya bu düşmanlık hangi cüretle? Nereden kaynaklanıyor? Nasıl olup da benim memleketimde vücut bulabiliyor? Aklım almıyor. Bugün hep birlikte tarihe not düşüyoruz ve tarih bu hataları affetmeyecektir.