Ankara doğumlu Nilgün Kantar, Hacettepe Üniversitesi’nden fizik mühendisi olarak mezun olduktan sonra bir süre sektörde çalıştı. Ancak hayatı, annesinin vefatından sonra tamamen değişti. Annesinin anısını yaşatmak ve tarıma adım atmak isteyen Kantar, yurt dışında yaşayan dayısının desteğiyle Çorum’un Budakören köyünde bir süt üretim çiftliği kurma kararı aldı.

Kelle-paça çorbası kadar faydalı! Bulgarların özel tarifi: İçen hastalar hemen ayağa kalkıyor Kelle-paça çorbası kadar faydalı! Bulgarların özel tarifi: İçen hastalar hemen ayağa kalkıyor

Hayvancilik 1

ANNESİNİN ANISINA

2015 yılında, annesinin adını taşıyan "Beyhan Süt Üretim Çiftliği Projesi’ni” hayata geçiren Kantar, Tarımsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'ndan (TKDK) aldığı yüzde 65 hibe desteğiyle çiftliğini kurmaya başladı. Almanya'dan 84 büyükbaş hayvan satın alarak, 2017 yılında süt üretimine başlayan Kantar, bu süreçte Avrupa Birliği Süt Üretim Belgesi ve Hastalıktan Ari İşletme Belgesi gibi önemli belgelere de sahip oldu.

ZORLUKLARLA DOLU

Hayvancılıkla ilgili hiçbir tecrübesi bulunmayan Kantar, zorlu koşullarda çalışarak her adımda yeni şeyler öğrendi. Kadın olmasının, bazı insanlarda “bu iş erkek işi” şeklinde olumsuz düşünceler oluşturduğunu belirten Kantar, zaman zaman hayal kırıklıkları yaşasa da yılmadı. "Bir buçuk metre karda çalıştığımız da oldu, jeneratörümüz arızalandı, hayvanların doğumları sırasında sıkıntılar yaşadık. Ama bütün bu zorluklar, aynı zamanda bir sınavdı" diyen Kantar, tüm bu engellere rağmen üretimden vazgeçmedi.

KADINLARIN GÜCÜ

Bugün, 29 bin 500 metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren çiftlik, günlük ortalama 1,5 ton süt üretiyor. Çiftlikte 4 çalışan istihdam edilirken, ilginç bir şekilde haşerelerle mücadele kedilerle yapılıyor. Kimyasal ilaç kullanılmayan çiftlikte, 35 kedi doğal yollarla haşere kontrolü sağlıyor ve ödülleri ise taze süt oluyor. "Ekosistem kendi içinde dengeleniyor" diyen Kantar, kedilerin bu süreçte ne kadar önemli bir rol oynadığını vurguluyor.

Hayvancilik 3

BAŞARI HİKAYESİ

Çiftliği kurduktan sonra, hayatında çok sayıda zorlayıcı an olduğunu belirten Kantar, “Ağladığım, sinirlendiğim dönemler oldu. Ama zamanla her şeyin üstesinden gelmeyi öğrendim. Dağ başında, hayvanlarla yalnız kalmak, yalnızca hayatta kalmak için mücadele etmek zor ama bununla birlikte çok öğretici" şeklinde konuşuyor. Kantar, çiftliğinde üretimin sadece ticari değil, aynı zamanda bir sorumluluk olduğunu belirterek, hayvanları Allah’ın emaneti gibi gördüğünü ifade etti.

BABADAN DESTEK

Baba İlhan Kantar ise, kızının yardım çağrısına kayıtsız kalmayarak Ankara’daki gözlükçü dükkanını kapatarak köyüne geri döndü. Çiftliğin kurulmasında devlet desteğinin büyük rolü olduğuna dikkat çeken İlhan Kantar, "Üretmek bir ibadettir. Biz de burada devletimizin yardımlarıyla üretmeye devam ediyoruz. Eğer biz güçlü olursak, kimseye boyun eğmeyiz" diyerek üretimin önemini vurguladı.

Kaynak: AA