Korona virüs salgınıyla birlikte internet ve sosyal medya kullanımı arttı. Kadınlar hem sokakta hem sosyal medyada şiddete maruz kaldı. Gerek sokakta gerek internet ortamında kadınların tacize hatta şiddete uğradığını ve yeteri kadar sığınma evi açılmadığını belirten Kadın Haklarını Koruma Dernekleri Federasyonu Ege Temsilcisi ve Kadınları Koruma Derneği Başkanı Engin Demir, “Kadına yönelik şiddet Türkiye’de artarak devam ediyor. Kadın cinayetlerinin üstü adeta örtülüyor, adeta teşvik ediliyor. Şiddet kadının kaderi değildir. Bunu erkeklerle el ele vererek sonlandırmak zorundayız. Haberleri hepimiz görüyoruz birde psikolojik şiddet boyutu var. Daha fazla kadını kurtarabilmek için kadın sığınma evlerini arttırmalıyız” dedi.

‘LAFZI VE RUHUYLA’

Bitmeyen kadın cinayetleri konusuna yönelik konuşan ve İstanbul Sözleşmesi’nin önemini vurgulayan Demir, “Kadına yönelik şiddet sürekli artıyor. Artık ne yapabiliriz diye bakmalıyız bu konuya. Bu dönemde hala İstanbul sözleşmesinden vazgeçelim denmesini bu anlamda mantıklı bulmuyorum. ‘Lafzı ve ruhuyla’ denir hukukta. Bu herhangi bir şey değil. Korona salgını döneminde artan şiddet ve taciz vakaları ortada. Öldürülen kadınlarımızı he birimiz gördük, içimiz acıdı. O yüzden bu dönemlerde kadın konusunda daha dikkatli olmalıyız. Aktif çözümler üretmeliyiz” açıklamalarında bulundu.

‘ÇÖZÜM YERELDE’

Pandemi sürecinin sivil toplum örgütlerinin çalışma alanlarını kısıtladığını belirten Demir, “Aktif rol alamadığımız için yeterince faydalı olamıyoruz. Kadına yönelik şiddete çalışamıyoruz sesimizi duyuramıyoruz. Ne yapabiliriz. Orda sözleşme zaten ortaya çıkıyor. STK’lar kalabilir basın ne yapabilir. Bunu önleyemezsek daha kötü sonuçlar alacağız. O yüzden gündemdi sözleşme. Bize düşen görevleri konuşmalıyız. Bir organizasyon içinde konuşmalıyız. Herkes fikrini söylemeli ama organize etmeliyiz. Çözüm noktasında iş sığınma evleri açmak ile doğru orantılı bu anlamda yerel yönetimler önem kazanıyor. Yerel yönetimler asla ve asla söyledikleri gibi çalışmıyor. Artık 50 bin nüfusta bir sığınma evi açılmalı. Üzerinde durmuyorlar. Görev ve tutumlulukları yerine getirecek, kadın erkek eşitliği komisyonlarının daha faydalı çalışması gerekiyor. Fırsat eşitliği deniyor, oysa belediyeler 'kadın erkek eşitlik komisyonu' açmalı. Eşitlik komisyonlarının işlevsel olması gerekiyor. Merkezi hükümetinde belirli bir tutumu olması gerekiyor. Şiddeti önleyici ve toplumsal cinsiyeti samimi olarak savunucusu olarak söyleme ihtiyacımız var” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber