Memduh Güney/EGE TELGRAF- Ekonomik krizin artmasıyla derin yoksulluk vatandaşları olumsuz etkilemeye devam  ediyor. Günden güne ağırlaşan yaşam şartlarından araştırmalara göre en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Uzmanlar ise ekonomik şiddetin oluşturduğu sosyal dışlanmaya karşı, poltikalar üretilmesi gerektiğini ifade ediyor. 

Bu noktada DİSK üyesi Genel-İş Araştırma Dairesi Emek Araştırma (EMAR)’ın hazırladığı “Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu-5” yayınlandı. Raporun sonuçları yoksulluğu ve eşitsizliği gözler önüne serdi. Raporda son bir yıl içerisinde 190 bin kişinin daha yoksullaştığı ifade edilirken bir diğer çarpıcı sonuç ise yoksulluktan en çok kadınların ve çocukların etkilendiği. Raporda her 10 kadından 4’ünün yoksulluk ve sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya olduğu dikkat çekti. 

Turizm amaçlı kiralanan konutlar için yeni bildirim tebliği yayımlandı Turizm amaçlı kiralanan konutlar için yeni bildirim tebliği yayımlandı

“İSTİHDAM, SÜREKLİLİK SAĞLANMALI”

Kadınların işgücüne katılım oranının düşük olması, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların eğitim dışında kalmaları, temel ihtiyaçlara erişememe gibi faktörlerin kadın yoksulluğunun önemli nedenleri olduğunu aktaran Hacer Foggo, bu sebeplerin hem kadınları hem de çocukların sosyal dışlanmalarına sebep olduğunu vurguladı. Foggo, “Sistem özellikle engelli, boşanmış, çevresi tarafından dışlanmış gibi özel durumları olan kadınları sosyal yaşamdan tamamen uzak tutuyor. Kadın istihdamı artırılarak sürekliliğin sağlanması gerekiyor. Kadın yararına istihdam programları yapılmalı ve kadınların kadrolu, sosyal güvenceli olarak çalışması sağlanmalı. Kadınlarla ilgili hak temelli mücadeleye ve ekonomik şiddetin oluşturduğu sosyal dışlanmaya karşı politikalar üretilmesi gerekiyor” diyerek kadınların istihdam oranının artırılması gerektiğini belirtti. 

EKONOMİK SEBEPLER EĞİTİMİ ENGELLLİYOR: 

“Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) “Eğitim Askıda” raporuna göre 442 bin 643 çocuk eğitim dışında” diyen Foggo, rapora göre 442 bin 643 çocuk eğitim dışında. Rapora göre yoksulluk çocuğun eğitimini engelleyen en önemli nedenlerden biri, yine yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında çocukların oranı yüzde 45,2. Düşünün 2020/21 eğitim -öğretim döneminde ilkokul çağında her 100 kız çocuğundan yaklaşık 7'si okula gidemedi. Eğitim sisteminden başlayarak kız çocuklarının eğitime başlaması ve devam edebilmesi için bölgesel sosyal sorunlar incelenmeli” dedi.

“GIDAYA ERİŞİM SAĞLANAMIYOR”

Çocuk yoksulluğuyla ilgili bilgiler aktaran Foggo, “Çocuk yoksulluğu demek, beslenme yetersizliği, öğrenme güçlüğü, okul terki, suça sürüklenme ve çocuk işçiliği demek. TÜİK rakamlarına göre çocuk işçiliği yüzde 22,1. Rakamlar çocukların yoksulluk döngüsüne girerek döngüden çıkmalarının imkansız olduğunu gösteriyor. Yani yoksul bir çocuğun yetişkinliğinde de vasıfsız bir eleman olması ve güvencesiz işlerde çalışması demek. Çocuk yoksulluğu bir çocuk hakları ihlali. Çünkü bir çocuğun en temel ihtiyacı olan gıdaya erişim bile sağlanamıyor” ifadelerini kullandı. 

“SAHİCİ ÇÖZÜMLER”

“Sahici tek çözüm var o da insan hakları temelli yoksulluk politikalarını hayata geçirmek” diyen Foggo, “Çözüm sokakta, o mahallede o evin içinde. Çözüm, milyonlarca paranın harcandığı sonrada raflarda tozlanan yoksulluk projelerinde değil, o raporları sorunun sahipleri ile birlikte hayata geçirmek. Projeler sürdürülebilir olacak bittiği zaman kimseyi kapının önüne koymayacaksınız. Kreşler erişilebilir, kaliteli olacak, kadının ya da çocuğun erişemeyeceği yerde değil. Meseleye sahici bakmak gerek. Yaptığınız şeyin çocuğun, kadının hayatında ne değiştirdiğine bakmalısınız” diye konuştu.

"KADINLARIN KAHKAHALARINA KARIŞIYORLAR"

“Son yirmi yıldır ülke yoksullaştı kadınlar daha çok yoksullaştı” diyen DİSK Genel-İş İzmir 8.No’lu Şube Başkanı ve Kadın Komisyonu Üyesi Deniz Şahin Gümüştekin, “Bu hükümet kadınlara değer vermiyor. Kadınların elini her yerden çekmeye çalışıyorlar. Şu anda hükümet yüzünden kadınların kahkahalarına etek boylarına bile karışılıyor. Hükümet kadınlar daha çok yoksullaşsın diye çabalıyor” ifadelerini kullandı. 

"İŞYERLERİNE KADIN ÇALIŞAN ALMAK İSTEMİYORLAR"

“Kadınlar çalışma hayatından el çektirilmeye çalışılıyor” diyen Gümüştekin “Türkiye’de kadın çalışanlar kadın oldukları için zorlukla karşılıyor. Hükümetin politikası bu yönde. İş yerleri kadın çalışan almak istemiyor bunun sonucunda da kadınlar yoksullaştırılıyor” ifadelerini kullandı.

“BOŞANAMIYORLAR”

Kadının çalışmak dışında uğraştığı birçok şey olduğunu söyleyen Gümüştekin, kadınların çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımıyla uğraştığını söyledi. Kadınların eve hapsedildiğini vurgulayan Gümüştekin, “Devletin geliştirmesi gereken politikalar var. İş yerlerine kreşler açılmalı, yaşlı bakım evlerinin sayısı artırılmalı. Bunların sayısı artarsa kadınların sosyal hayata karışması daha kolay olur. Kadınlar ekonomik özgürlüklerini alamadıkları için boşanamıyorlar bile” diye konuştu. 

“SEBEP POLİTİKALAR”

Yoksulluk raporuyla ilgili genel verileri değerlendiren Bülent Toptaş, covid dönemi öncesinde rakamların pozitif yönde olduğunu ancak pandemi sürecinde ekonomide yaşanan durgunluğun etkilerinin ülkemizde devam ettiğini söyledi. Toptaş, “Gelişen ülkeler bu sürece uyum sağlarken bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde süreç şok etkisi yarattı. İkincisi bizim ekonomimiz iyi yönetilmiyor. 2021’de faiz indirimi yapıldı ancak faizler enflasyonun çok altına inince enflasyon patladı. Gelirin sermaye ve emek arasındaki bölüşümündeki göstergeler de bozulmalar oldu. Bu pandemiden sonraki ikinci şok olurken üçüncü şoku deprem ile yaşadık. Üç faktör ekonomimizi olumsuz etkiledi. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ve Ortadoğu bölgesinde yaşanan gelişmelerde dış faktörler olarak ekonomimizi derinden etkiledi” dedi. 

“BİRİKİM YAPILAMAZ”

Çalışanların büyük bir kısmının asgari ücretle çalıştığını ve bu yüzden çalışanların yüzde 15’inin yoksul olduğunun altını çizen Toptaş, “Asgari ücret refah içinde bir hayat sürdürme açısından yeterli ekonomik gücü sağlamıyor. Bu sebeple çalışanlar yoksullaşıyor. Konut ve gıda fiyatlarında da dolu dizgin gidiyoruz. Bu da ev ekonomisinin üzerindeki yükü artırıyor. Çalışanların tasarruf ederek sınıf atlaması bu şartlar altında zor” ifadelerini kullandı. 

"VATANDAŞIN ÜZERİDEKİ YÜK AZALTILMALI" 

“Gelirin emek ve sermaye arasındaki bölüşümü emek aleyhine gitti” diyen Toptaş, “Yaklaşımlar önemli. Ancak kamu tasarruf planları açısından muazzam planlama ve ilerleme olabileceğine dair ışık görmüyorum. Yapılacak sosyal harcamalarla emeklilik ve fakirlik azaltılabilir. Hükümet devleti istihdam kapısı olarak görüyor ancak bu noktada anlayış değiştirilmeli. Aynı zamanda vergilendirmede daha adaletli olunmalı. Devlet vergilerle gelir eşitsizliğini teşvik ediyor. Milyoner olanda asgari ücretli çalışanda bir litrelik benzin için aynı vergiyi ödüyor. Dolaylı vergiler azaltılmalı vatandaşın üzerindeki yük hafifletilmeli ve kamunun finansmanı bu şekilde sağlanmalı. Çok imkan var ancak irade yok” dedi.

Kaynak: EGE TELGRAF