MEMDUH GÜNEY-EGE TELGRAF- Her geçen gün artan fiyatların sonucunda vatandaşın kaliteli hayat yaşaması giderek zorlaşıyor. Başta gıda olmak üzere birçok alanda yaşanan zamlar ve denetimsizlikler sonucu vatandaşın ucuz olana yönelimi son yıllarda artış gösterdi.   Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunun altını çizen ve sosyoekonomik boyutlara değinen TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Gıda enflasyonunda yaşanan artış ülkemizde kanayan bir yara haline gelmiş durumda. Gıda harcamaları ülkemizde çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemini oluşturuyor ve hane bütçesindeki etkisi yüksek. Döviz fiyatlarının artması ve gıda enflasyonunda yaşanan artışla birlikte alım gücü büyük ölçüde etkileniyor. Bunun sonucunda vatandaş pazara markete gittiği zaman fiyat kriterini baz alıyor ve hangi ürün nerede ucuzsa oraya yöneliyor” dedi.

uğur toprak-3

ABD'de mortgage faizleri yükselmeye devam etti ABD'de mortgage faizleri yükselmeye devam etti

“SEBEP ENFLASYON”

Vatandaşın ucuz olan yönelmesinin sonucunda başlıca iki sorunun ortaya çıktığını belirten Toprak, “Birincisi hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri. İkinci sorunda taklit ve tağşiş. Yaşanan bu iki durum halk sağlığı açısından risk oluşturuyor. Gıda güvenliğiyle ilgili son dönemde tartışmaların artış gösterdiğini de görüyoruz ve sık sık gıda zehirlenmesiyle ilgili ya da gıda ürünlerinde yapılan taklit haberlerini de okuyoruz. 5 kuruşun bile hane bütçesini derinden etkilediğini düşünürsek vatandaşların çoğu zaman pazarların kapanış saatinde alışverişe gittiğini hatta üzücü bir şekilde pazar kapandıktan sonra geride kalanları topladıklarını da görüyoruz. Bunun sebebi enflasyon. Bu durumda sabit geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için son derece yıkıcı” ifadelerini kullandı.

“KENDİ ÖZ KAYNAKLARIMIZI ÜRETMELİYİZ”

Konuyla ilgili çözümlere de değinen Toprak, “Toplumun dengeli beslenmesi için gereken et üretimi artırılmalı, tüketim gelişmiş ülkeler seviyesine yakınlaştırılmalı. Tarımsal üretime daha çok değer verilerek aile tarımcılığı desteklenmeli buna yönelik devlet politikaları geliştirilmeli. Unutulmamalı ki tarım, serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar stratejik bir sektör. Tarım açısından yeterli toprak büyüklüğü ve verimliliğine sahip ülkemiz mutlaka kendi öz kaynaklarına yönelmelidir” açıklamalarında bulundu.

hayrettin-cakmak-2

“KALİTESİZ ŞARTLARIN SONUCU KALİTESİZ ÜRETİM”

İşçinin kötü şartlar altında çalıştığının altını çizen TÜRK İŞ İzmir Bölge Sorumlusu Hayrettin Çakmak, “İşçi hem zor şartlarda hem baskı altında çalışıyor. Hayat kalitesizliği önce iş yerinde başlıyor. Çalışanın güvencesi yok sendikası yok. Çoğu işletme sigortasız işçi çalıştırma derdinde. Sigortalı olanda işten çıkarılma korkusundan dolayı sendikalı olamıyor. Bugün İzmir Buca Begos bölgesinde 25 bin çalışan var hiçbirinin sendikası yok. Biz işçileri ziyaret etmeye gittiğimiz zaman bizi oradan kovuyorlar. Çünkü biz hem işçinin çalıştığı ortamı denetlemeye gidiyoruz hem de işin kalitesine bakmaya gidiyoruz. İşçinin standardı artsın ya da işin kalitesinin artmasını istemediklerinden dolayı da bizi kovuyorlar. Kaliteli işin kaliteli bir hayatın olmadığı yerlerde sonuçlar kalitesiz oluyor” dedi.

Kaynak: EGE TELGRAF