Türkiye’nin dört bir yanında başlayan ve 7’den 70’e herkesin adeta ‘ciğerini yakan’ orman yangınları konusunda tartışmalar devam ediyor. Muhalefet partileri iktidarı uçak ve müdahale yetersizliği konusunda eleştirirken, konuyla ilgili bir açıklama da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’dan geldi. “Orman yangınlarına karşı tedbir almak devletin asli görevidir” sözleriyle açıklamalarına başlayan CHP’li vekil Sındır, “Bu yangın felakete dönüşmeyebilir miydi, cevaplanması gereken en büyük soru bu... Yanan sadece ağaçlar değil; bir ekosistem yani yaşam yok oluyor... İnsanların da canları ve malları yitiriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde orman yangınlarına karşı henüz gerekli olmadan önce yangın riskini ve meteorolojik verileri göz önünde bulundurmalıydı. ‘Sıcaklık arttı’, ‘Ekstrem koşullar var’ deniliyor. Bu sıcaklıkların ve koşulların geleceği önceden belli. Dolayısıyla bu tür bir riske karşı kurumların önlem alması devletin asli görevidir. Ufacık bir kıvılcım olsa ona müdahil olabilecek bir kapasite oluşturulması gerekir. Evet, bizim orman teşkilatımız şu anda da canını yok sayarak çalışmalarını sürdürüyor, onlara şükranlarımızı sunuyoruz. Mesele, onların ne kadar çok çalıştığı, emek verdiği değil; sistemin doğru olup olmadığı... Hala daha Tarım ve Orman Bakanı, ‘İhale çıkmıyoruz, kiralıyoruz’ diyor. Buradan sanki kiralamayı ihalesiz yapıyormuş gibi bir anlam çıkarılıyor. Saçma sapan şeyler... Bunu ‘terminolojik bir gaf’ olarak değerlendiriyoruz. Sayın Bakan’a şunu sormak isterim: Kiraladığınız üç yangın söndürme uçağın sizin kiralamanız dışında başka bir fonksiyonu var mı? Bunların yangın söndürme dışında kullanım olanağı var mı? Eğer ‘Yok’ diyorsanız bu araçların tek asli görevi yangın söndürme ise biz bu araçları neden kiralıyor, satın almıyoruz? Komşumuz Yunanistan’da 38 adet yangın söndürme uçağı var. Biz üç tanesini kiraladığımız için övünüyoruz” dedi.

‘NE AKIL NE MANTIK...’

Yangın sürecinde kamuoyunda tartışılan Türk Hava Kurumu (THK) uçakları konusuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Sındır, şu ifadeleri kullandı: “Havacılık Genel Müdürlüğü bu uçaklara uçuş izni veriyorsa onlara ‘antika’, ‘iş görmez’ gibi ifadeleri kullanmak havacı olduğunu iddia eden bir Bakan tarafından yanlış bir yaklaşımdır. Bu uçaklar iş görüyor, son derece mükemmel pilot ve kapasiteleriyle özellikle amfibik oldukları için özellikle Akdeniz kentlerimizde çok daha etkiliyken bu olmadı. Şimdi Rusya’dan, Ukrayna’dan, İspanya’dan yani o ülkeden bu ülkeden gelen yardım uçaklarıyla söndürme işine giriştik. Bir kere bu ne akıl, ne mantık yani yürütme işinin olmadığının açıkça göstergesidir. Bu beceriksizlik, iş bilmezlik ve ön görüsüzlüktür. Bugünkü yaşadıklarımız orman teşkilatını yanlış yönetmenin ve sistemi yanlış kurmanın bir sonucudur. 2019 yılının ekim ayında Orman Teşkilatı’nda baş mühendisler dışındaki tekniker, teknisyenlerin rotasyona tabi tutulması konusunda yönetmelik çıktı. Ormanı karış karış bilen mühendisi alıp rotasyon ile başka bir bölgeye gönderiyorsun. Dolayısıyla böyle bir yangın durumunda nereye ve nasıl müdahil olacağı konusunda tereddüt yaşayan bir yapı ortaya çıkıyor. Bu rotasyon başlı başına üzerinde durulması gereken bir konu.”

‘EKSİKSİZ YAPMALI’

Orman alanlarındaki kamu yararında yapılaşma tasarrufunun Orman Bakanlığı’ndan alınıp Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisine verilmesi konusuna ilişkin de eleştirilerini sıralayan Sındır, “Turizm Bakanı ormanın içerisindeki bir bölgenin turistik tesis amaçlı kullanımına izin verdi; bu Tarım ve Orman Bakanlığı olarak o tesis ve alanın çevresindeki ormanı koruma görevini ortadan mı kaldırıyor? Tarım ve Orman Bakanlığı sorumluluğunda olan her şeyi eksiksiz yapabilme kabiliyetine sahip olma zorunluluğundadır. Mazeret aranmasın. Bugün hepimizin canı yanıyor... Sözlerimde asla siyasi bir amaç aramıyorum, hepsi akıl ve mantığın ürünü. Yanan, yok olan ekosistem, canını yitiren insanlarımız, emekçilerimiz, yitirdiğimiz can dostlarımız, orman içi yaşam... Bunun bir bedeli olması lazım. Yangın söndürme uçağı satın alıp olması gereken noktalarda, yeter sayıda konuşlandırarak gerekli önlemleri almamanın bedeli bu yangında yitirdiğimiz canlar, ekosistem ve orman... Bu bedeli de birinin ödemesi lazım” dedi. Son olarak İzmirli vatandaşlara da seslenen CHP’li vekil Sındır, “Ormanı korumak devletin görevi ancak bu ülkede yaşayan her vatandaşımızın da yurtdaşlık görevidir. Mümkün olduğunca ormanlık alanlarda risk oluşturabilecek eylemlerden kaçınmalı.Ormanların varlığı bizim geleceğimizdir. Bu dönemi de bir nevi pandemi olarak değerlendirip ormanlık alanları korumaya gayret edelim. İzmir Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimiz duyarlılıkları bu süreçte çok net gösterdi. Bu tür felaketleri siyasetten uzak tutmak gerekir ancak bu tür felaketlerin yaşanmasına neden olan, önlem almayan, akıl ve bilimden uzak olan rant kararlarını alan sorumlular kimse, o sorumluların da yargının önünde hesap vermesi gerekir. Ulusumuza geçmiş olsun...” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber