TARMAKBİR’in yayınladığı tarım makinaları endüstrisinde hammadde ve enerji fiyatlarındaki artışa dikkat çeken basın bültenine değinerek açıklamasına başlayan Sındır, “tarım makinaları endüstrisinde üretimin en önemli girdilerinden olan enerji maliyeti son bir yılda yüzde 280 seviyesinde zamlanmıştır. Çelik yüzde 145, sfero döküm yüzde 127, plastik yüzde 200, işçilik maliyetleri yüzde 40, aluminyum külçe yüzde 140, pirinç yüzde 85, paslanmaz saç yüzde 142, st-37 siyah saç yüzde 139, 1040 çelikte yüzde 104, lastik yüzde 100 seviyesinde artış göstermiştir. Zamlar ve kur baskısı nedeniyle sektör çıkmaza sürüklenmiş, üretim durma noktasına gelmiş, çiftçilerimiz ise üretimin olmazsa olmazı başta traktör olmak üzere toprak işleme makinalarını edinmesi hayale dönüşmüştür. Maalesef bugün tarım makinaları endüstrisi eriyor. Tarım makinaları endüstrisinde girdilerin tamamı anormal bir şekilde artmıştır. İktidarın bu duruma sessiz kalması, sanayicilerimizi ve çiftçilerimizi yalnız bırakması kabul edilemez” dedi.

“ANADOLU TARIMI ÖNGÖRÜSÜZLÜĞÜN KURBANI OLAMAZ”

Tarımda makina kullanımının önemine değinen ve sektörün içine girdiği çıkmaz için çözüm önerilerini sıralayan Sındır, şöyle konuştu: “1900’lü yıllarda bir çiftçi ortalama 2,5 kişiyi beslerken, tarımda makina ve teknoloji kullanımın yaygınlaşması ile günümüzde yaklaşık 150’nin üzerinde kişiyi beslemektedir. 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağı, tarımsal ürün ihtiyacının ise bugünkü rakamların 2 katına çıkacağının öngörüldüğü bir dönemde Anadolu tarımı öngörüsüzlüğün kurbanı olamaz, bilinmeze sürüklenemez. Ülkemizde tarımının ilerlemesindeki en önemli engellerin başında 30 yaşın üzerindeki traktörlerin yaygın olarak kullanılması, makina ve ekipmanların yeni teknolojilere uyumlu olmaması ve ömrünü doldurmuş tarım makinaları ile çiftçilerimizin halen üretim yapmak zorunda bırakılması gelmektedir. Ülkemizin tarımsal ihtiyacına cevap vermek ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği; tarımda teknoloji kullanımı ve ulaşılabilir modern tarım makinaları ile mümkündür. Tarım bakanına sesleniyorum;  yüzde 18 KDV ile üretim için alınan parçaların, tarım makinası haline geldikten sonra yüzde 8 KDV ile satılması, sanayici üzerinde ciddi bir finansal yüktür. Sektöre yönelik ihracat, KDV, fuar, makina alım destekleri ve düşük faiz uygulama politikaları revize edilmelidir. Mekanizasyon kredilerinde de çiftçilerimizin önündeki faiz, süre, teminat ve rehin gibi engeller kaldırılmalıdır. Makinaların yenilenmesi için çiftçimize gerekli destekler sağlanmalı, sıfır faizli ve uzun vadeli kredi olanakları açılmalıdır. Sanayicinin girdi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi için çalışma yapılmalı, tarım makinaları üreten firmalara teşvikler verilmelidir” dedi.

Tarımsal üretimde yaşanan ekonomik kayıpların önüne geçmede, makina ve ekipman parkının yenilenmesinin yaşamsal önemde olduğunu ifade ederek sözlerini sonlandıran Sındır, “Ülkemizi gelecek yüzyıllara taşıyacak temel sektör, gıda ve tarım sektörleridir. Fakat AKP iktidarının 20 yıldır izlediği yanlış ve yanlı tarım politikaları nedeniyle bugün 35 Milyon dekarın üzerinde verimli tarım arazisi ekilip, biçilemiyor. Gıda kıtlığı riskinin kapıda olduğu bu zor günlerde, tarım makinaları endüstrisindeki hammadde ve enerji fiyatlarındaki artış, ekipman ulaşımına zorluğu arttıracak, verimin düşmesine neden olacak ve maalesef daha çok verimli arazi üretim dışında kalacak” dedi.