Sigaranın başlıca faktörlerden biri olduğu akciğer kanseri, kansere bağlı ölümlerde ilk sıralarda yer alıyor. Böylesine sık görülen bir kanser türü olmasına rağmen erken evrede fark edildiğinde, hastalığın tedavi şansı yükseliyor. Türkiye’de ve dünyada erkeklerde en çok görülen kanser türü olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’nın istatiklerinde Türkiye’de en erkeklerde en çok akciğer kanseri görüldü. Dünyada ise Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ölümlerin 4'te 1'inin kanserden olduğu ve oranın yılda ortalama 1,2 milyon kişiye tekabül ettiği bildirildi. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde açıkladığı son veriler, erkeklerin kadınlara göre daha fazla kanserden etkilendiğini ortaya koydu. Buna göre, erkeklerin yüzde 29'u kanser nedeniyle hayatını kaybederken, kadınlarda bu oran yüzde 23 oldu. Erkeklerde en fazla ölüme yol açan tür ise akciğer kanseri oldu. Akciğer kanseri yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıyla başlıyor. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyüyor, daha ileri aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yani karaciğer, kemik, beyne yayılarak hasara yol açıyor.

KORUYUCU HİZMETLER

Türkiye’de erkeklerde akciğer kanserinin sık görülmesinin yaşam koşullarıyla alakalı olduğunu söyleyen Demokratik Sağlık Sen Başkanı Ahmet Doğruyol, akciğer kanserinin böylesine sık görülmesinin nedenlerinin öncelikli olarak sigara tüketimi olduğunu iddia etti. Sigara tüketiminin azaldığına yönelik açıklanan istatistiklerin gerçekçi olmadığını belirten Doğruyol,“ Öncelikli olarak sigara içmek ve dumanına maruz kalmak gibi etkiler var. Bunun yanı sıra hava kirliliği de önemli bir faktör. Akciğer kanseri sebebi olduğu için söylemeliyim ki; bazen bazı yetkililerimizin çıkıp bir yılda 15 milyon sigara kullanılmış iken bir yıl sonra 13 milyon oldu gibi açıklamalarına şahit olmaktayız. Her geçen gün sigara ücretlerinin artması ile birlikte resmi yollarla satılan sigarayı tercih etmek yerine vatandaş kaçak sigara ve tütün kullanıyor. Bu nedenle vatandaşı bilinçlendirmek daha sağlıklı olacaktır” dedi.

‘KULLANIM AZALMADI’

Türkiye’de sigara kullanımına ilişkin olarak konuşan Doğruyol, sigara kullanımının azalmadığını yalnızca ekonomik koşullar nedeniyle vatandaşın tütün kullanımına yöneldiğini belirtti. Akciğer kanserinin öncelikli nedeninin sigara olduğunun altını çizen Doğruyol, “Açıklanan verilere bakılarak kansere yakalananların sayısı 2016 yılında 2002 yılına oranla yüzde 66 artmış. Bir etmen ise bilinçsiz ilaç kullanımı. Dünyada silah sektörü birinci, ilaç ise ikinci sırada. İlaç kullanımının bir şekilde düşürülmesi lazım. Sistem öyle bir kurulmuş ki önce hasta olacak sonra ilaç satılacak. İlaç üretimi bizde değil zaten yurt dışı kaynaklı tedarik. Bence vatandaşın ilaç kullandırmaktan ziyade vatandaşı hasta etmemek yönünde adımlar atılmalı. Vatandaş bilinçlenmeli. En ufak gripte antibiyotik kullanmaması gerektiğini insanlar bilmeli. Bizim ülkemizde vatandaş memnuniyeti öncelikli ilerliyoruz, önemli olan onların bilinçlenebilmesi. Her doktora giden ilaç kullanacak gibi bir zorunluluk hissetmemesi lazım. Her ilacın yan etkisi olduğunu unutmamak lazım. Gribal enfeksiyonda hemen ilaç alacağına dinlenebilir, bitki çayı içebilir. Hastalar böyle telkin olmalı. Aksi koşulda kanseri destekleyebilir. Böbreklere ve karaciğere vereceği zararları bildirmekte fayda var. Ekonomimiz açısından çok önemli. Büyük hastaneler kurmak çözüm değil” diye konuştu.

‘TÜM KANSERLER ÖNEMLİ’

Akciğer kanserinden ziyade tüm kanser türlerinin ülkemizde artma nedeninin irdelenmesinde büyük fayda olduğunu söyleyen Doğruyol, “Kanser yapan maddeler arasında en büyük etkenlerden biri bilim adamlarının ifadesine göre nişasta bazlı şeker kullanım oranı. Bu oran dünyada yüzde 8 fakat Türkiye’de yüzde 30’un üzerinde. Kanser yapan diğer maddelerden biri ise hazır gıdaların içerisine konulan koruyucu maddelerin olduğu ifade edilmekte. Yine bir etken plastik şişelerdeki sıvı içeceklerin ısıya maruz kalmasıyla ortaya çıkan durumlar. Bunların gıda yönetmeliğine göre güneş ışığına maruz kalmaması gerekiyor. Plastik içerisinde iken özellikle. Maalesef ülkemizdeki denetimlerin eksiğinden dolayı pek çok sıvı gıda güneş ışığına maruz kalabiliyor. İzmir’e baktığımızda yazın sıcak havalarda bile küçük dükkânların önünde şişelerin uzun süre güneş ışığının altında beklediğini hepimiz görebilmekteyiz. Burada Sağlık Bakanlığı’nın ve hükümetlerin asli görevi ise sonuç itibariyle hastayı tedavi etmekten ziyade koruyucu sağlık hizmetlerinin sağlıklı bir biçimde verilmesi ve bununla ilgili tedbirlerin alınması çok daha önemli. Sağlık Bakanlığının asli görevi vatandaşı hasta etmek değil, hasta etmemek olmalı. Politikaların bunun üzerinden yürütülmesi lazım” dedi. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber