Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların yetki, karar alma süreç ve mekanizmalarına katılımı büyük önem taşıyor. Diğer birçok ülkeye kıyasla Türkiye’de seçme ve seçilme hakkına çok önceden sahip olan kadınlar, hala siyasette daha fazla görünür kılınmak, sorunları dile getirip çözümün birer parçası olmak için çaba gösteriyor. Kadınların siyasette yeterince yer bulamadığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Kadın Kolları Başkanı Nurşen Balcı, geride bıraktığı iki dönemi ve çalışmalarını Ege Telgraf’a anlattı, kadınların büyük kongresi öncesinde nasıl bir tutum izleyeceğini söyledi. Bir dönemi daha geride bıraktınız. Öncelikle Başkan olarak geçirdiğiniz 4 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? Gerçekten güzel bir dönem geçirdiğimizi düşünüyorum. Kadın kolları olarak referandum, genel ve yerel seçimler geçirdik. Kadın ve genç rolleri CHP’nin önemli etkenlerini oluşturuyor. Bu konuda da kadınlarımız elinden gelen tüm emeği sonuna kadar verdiler. Alınan başarıda öncelikle il başkanımızın, ilçe başkanlarımızın, ana kadememizin, yönetimlerimizin önemli bir yeri var ancak burada kadın ve gençlik kollarımızın emeği de tartışılmaz. Tabi bu süreçte İzmir’de de verimli bir süreç yaşadık. Alınan sonuçlardan da zaten bu belli; 25 ilçemizi kazandık, tabi kaybına üzüldüğümüz ilçeler de var… Özellikle bizim yönetimimizdeyken kaybettiğimiz ilçelerin üzüntüsünü yaşadık. Onda da farklı faktörler olduğunu düşünüyoruz. Ancak tüm bu seçimler içinde emeklerini partimizden esirgemeyen kadınlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Üst üste iki dönem başkan seçildiniz… Bu görev size neler kazandırdı, neler öğretti? Evet, herhalde İzmir’de üst üste iki dönem seçilen ilk kadın kolları başkanı da benim. Bu görevi yapmış olmaktan çok memnunum. İnsan ilişkileri anlamında ve insanlarla bir araya gelme konusuna baktığımızda Karşıyaka’da 5,5 yıl kadın kolları başkanlığı yaptım… Esas bu görev bana pek çok şey öğretti ama İl’de görev yapmak çok daha ayrı, çok daha özel… Çünkü İzmir’in tamamını öğrenme fırsatınız oluyor. 30 ilçede gitmediğim, temas etmediğim bir yer kalmadı. Kadınlar sadece seçimden seçime çalışmıyor. Seçimlerin ötesinde, sandıkların kapanmasıyla ‘Nerede kalmıştık?’ diyerek yolumuza devam ediyoruz. Partinin öyle bir grubu ve parçasıyız… O kadar çok kadın arkadaşımızı tanıdık ve birlikte o kadar güzel şeyler yaşadık ki… Hepsiyle bir lokma ekmeği paylaştık. Bir kahvehanede oturup çay içip, peynirle ekmek günlerimizi geçirdiğimiz oldu. Herkes ne getirdiyse sofralarımızı beraberlikle zenginleştirdik. Zaten ekmeği bölüşmeyi biliyorduk ama böylesi ortamda her şey çok daha farklı oluyor. Görev sürenizde çokça projeleriniz oldu ancak bunların içinde ‘İyi ki yapmışız’ dediğiniz elbette ki vardır… Seçimlerde gerçekten çok güzel çalıştık, pek çok projeye de imza attık. Referandum’da İzmir’den ‘Hayır’ çıktı ve biz 30 ilçenin tamamında ‘Hayır’ çıkardık. Bu çok önemli. Bir tane ilçemizden bile fire vermedik. CHP İzmir İl Örgütü ve kadınlar olarak, demek ki biz bazı şeyleri çok iyi anlatmışız. Bir de 365 kadının Cumhuriyet Meydanı’nda bedenleriyle hayır yazdığı günü asla unutmayacağım… O programa Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Hanım da katılmıştı. O yazıyı yazarken önceden prova bile yapamadık. Biliyorsunuz, böylesi etkinliklerde önceden provalar yapılır. Biz sadece yerlerini kararlaştırdık ve kadınlarımıza çağrı yaptık. Dönemin Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş yardımcı olmuştu. Hatta o gün o kadar endişeliydim ki… Sema Hanım, ‘Hiç endişelenmeyin drone ile yukarıdan çektiler’ diyene kadar rahatlayamamıştım. Uzun süredir kadınlara başkanlık yapıyorsunuz ve bu zamana kadar ‘Kadın ve siyaset’ sesiniz oldukça yüksek çıktı. Bir şeyleri değiştirebildik mi? Açıkçası çok değiştirebildiğimizi düşünmüyorum. Maalesef ki biz kadınlar, karar alma mekanizmalarında yokuz. Kadınlar hep belirli bir yere sıkışmış durumda kalıyor, bu da bizi oldukça üzüyor. Pek çok çağrı yaptık bu konuda ama temsil noktasında bizler maalesef ki yeteri kadar yokuz. Sadece siyaset anlamında değil, hayatın her alanında yukarıya çıktıkça üçgen daralıyor ve nokta kadar kalıyorsunuz. Bizler karar verme mekanizmalarında olmadığımız sürece siyasette kadını çok konuşuyor olmayacağız. İlk önce Meclis’te kadını yerini sağlamlaştırmamız lazım. ‘Yeteri kadar var mısınız?’ derseniz, olmadığımız zaten ortada… Bazı partilerde kadın kollarının olmadığını biliyoruz. Sizce parti içinde kadınlar ve gençlerin ayrılması avantaj mı, dezavantaj mı? Bunlar partilerin kendi tercihidir ama bizim tüzüğümüzde kadın ve gençlik kolları var. Kadın kollarının ayrılmasıyla parti içinde bir temsiliyet oluyor. Bu açıdan baktığımızda güzel olduğunu düşünüyorum. Daha verimli çalışma yapıldığını düşünüyorum. Ayrıca böyle durumlarda bence aidiyet duygusu da pekişiyor. İzmir’de şu anda 3 belediye başkanı ve 7 tane de ilçe başkanı kadın… Kendi aranızdaki sohbetlerinizde bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok az. Gönül isterdi ki daha fazla olsun. Yüzde 33 de demek istemiyorum… Kadınların kotaya da sıkıştırılmaması gerekiyor. Bir kadın olarak aday olduğunuzda ‘Şu var mı, bu var mı, şuna sahip mi?’ diye soruluyor ama erkek bir yere aday olduğunda bu kriterlerin hiçbiri aranmıyor. Sözün esprisi ama neredeyse bize tam donanımlı akademik kariyer gibi ölçütler öne sürülecek. Kadınlar aday oldu, inanın yok değiller. Belediye başkanlıklarında, milletvekilliklerinde aday olan çok kadın arkadaşımız vardı. Kadınlar aday adayı oluyorlar ama adaylaşamıyorlar… Süreç içinde adınız ilçe başkanlığı için de çok geçti. Bunlar sadece konuşuldu mu, sizin düşünceniz ya da isteğiniz var mıydı? Evet, konuşuldu ama sadece konuşmadan ibaret kaldı. Ben istemedim. Önümüzde şimdi yeni bir seçim var. CHP İzmir İl Kongresi’nin ardından kadınlar da başkanını seçecek. Süreç nasıl ilerliyor? Şu anda herhangi bir tarih belirlemedik, salon çalışmalarımız devam ediyor. Mart ayı içerisinde biz de seçimimizi yapacağız. Kadınlara yaraşır bir kongre olacağına adım gibi eminim. Peki, yarışta sizi tekrar aday olarak görecek miyiz? Şu anda kararsızım ama aslına bakarsanız aday olmayı da çok düşünmüyorum. ‘Aday olunmaz, aday gösterilir’ diye de bir söz vardır ama aday gösterilsem de sonuçta son karar bana ait olacak. Arkadaşlarımızdan yeniden aday olmam için çağrı var ama dediğim gibi çok düşünmüyorum. Zaten iki dönem görev aldım. Sağ olsun, bu süreçte arkadaşlarımızla da çok güzel bir uyum içinde çalıştık. Ayrıştırmadan, kırmadan, kimseyi ötekileştirmeden çalışmalarımızı yürüttük. Bana göre de en önemli şey bu... Baktığınızda parti içinde görüş ayrılıkları olabiliyor ama bunun da demokrasinin gereği olduğunu düşünüyorum. Eğer aday olmazsanız, önünüzde siyasi açıdan koymuş olduğunuz bir hedef var mı? Şu an için bir düşüncem yok ama zaman ne getirir, ne götürür bilemeyiz… Siyasetten asla ayrılmam. Siyaset benim için bir yaşam biçimi. Ben İzmirliyim. Babam İzmir Belediyesi eski Başkanı İhsan Alyanak’ın başkan yardımcısıydı, emekli olduktan sonra yine siyasete atıldı. Dedem de 1946 yılında Buca’da CHP henüz Cumhuriyet Halk Fırkası’yken parti içinde üyeydi. Görüldüğü gibi benim siyasetten kopmam gibi bir şey söz konusu olamaz. En azından bir tabanım var, Bostanlı’da, Karşıyaka’da bunu gördük. Zaten istesem de bu yüzden siyasetin içinden çıkamam ama zaten çıkmayı da düşünmüyorum. Bu hissiyat içten gelir, o yüzden de kolay kolay terk edilemez. Görev alsanız da almasanız da, uzun yıllar emek vermiş biri olarak CHP İzmir Kadın Kolları için hayal ettiğiniz yol nasıl? Kadınlarımız çok emek veriyor, benim en büyük hayalim verilen emeğin karşılığını görmek. Bunlar artık hayal değil gerçek olsun. Tabii ki bizler karşılık beklentisiyle partimize emek vermiyoruz. Tüm kadınlar, tüm gençler, tüm örgüt CHP’nin iktidara yürümesi için çabalıyor. Ancak bu yolda emek veren kadınlarımızın ve gençlerimizin de yer almasını düşünüyorum. Üye kadın sayımız fazla ama her zaman daha da fazla olmasını isteriz. Bunun yanında aktif üyeler de çok önemli. Mesela metropol ilçelerde 10 ila 12 bin üye varsa bunun 5 ila 6 bini kadın oluyor. Ancak bunların hepsi aktif değil. İşte, bu üyeleri hareketlendirebilirsek bu bile bize yeterli bir ivme kazandıracaktır. Şu anda iktidara çok yakınız. Ben CHP’nin iktidarda olduğunu görmek istiyorum. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na bizi bu noktaya getirecek adımlar attığı için çok teşekkür ediyorum. Yine ayrıca CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Sayın Fatma Köse’ye de teşekkürlerimi sunuyorum. Her zaman bizi destekledi, arkamızda ve yanımızda oldu. Ben inanıyorum, CHP en kısa zamanda iktidar olacak! Yağmur Gülü / Özel Haber