Küresel çapta yaşanan jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşlarının, siber tehditlerin arttığı bir dönemi beraberinde getirdiği vurgulandı. Kaspersky Üst Yöneticisi Eugene Kaspersky, bu gelişmeleri değerlendirirken, ülkelerin altyapılarını bağımsız hale getirmek amacıyla veri yerelleştirme süreçlerine hız verdiğini belirtti. Bu süreçle birlikte, küresel işbirliğinin zayıfladığını ve siber uzayın giderek daha fazla parçalandığını ifade etti.
Veri Yerelleştirmesi: Ulusal Sınırlar İçinde Saklanan Veriler
Eugene Kaspersky, ülkelerin artık yurt dışındaki bulut servislerine güvenmek yerine, kendi veri merkezlerini kurma yoluna gittiklerini belirtti. Veri yerelleştirmesi, kişisel, ekonomik ve endüstriyel verilerin ulusal sınırlar içinde saklanması anlamına geliyor ve bu, küresel bir eğilim halini almış durumda. Kaspersky, bu eğilimlerin, siber güvenlik dünyasında öne çıkan iki temel trend olduğunu vurguladı. Artık her ülke, verilerini yurtdışında saklamak yerine kendi sınırları içinde tutmayı tercih ediyor.
Siber Güvenlikte Yeni Dönem: Bölgesel Çatışmaların Yansıması
Ticaret savaşları ve ekonomik yaptırımların etkisiyle ülkeler, küresel tedarikçilere olan bağımlılıklarını azaltmak istiyor. Bu durum, siber güvenlik alanında önemli bir dönüşüm yaratıyor. Kaspersky, geçmişte dünya genelinde birkaç büyük ABD şirketinin siber güvenlik hizmeti sunduğunu hatırlatırken, bugün ülkelerin alternatif çözümler aradığını söyledi. Özellikle Çin, kendi siber güvenlik altyapısına yönelerek, siber dünyadaki parçalanmayı daha da derinleştirdi.
Kaspersky, bu durumu sadece teknolojik altyapıyla sınırlı kalmayıp, uluslararası işbirliğinin zayıflamasına da bağladı. Eski yıllarda ülkeler arasında bilgi paylaşımı ve işbirliği yaygındı. Örneğin, 2010'lu yıllarda Interpol, Singapur’da bir siber birim kurmuştu. Ancak bugün, ülkeler arasındaki siber güvenlik işbirliği neredeyse tamamen sona ermiş durumda.
Uluslararası İşbirliğinin Eksikliği, Saldırıların Kolaylaşmasına Neden Oluyor
Kaspersky, ülkeler arasındaki işbirliği eksikliğinin, siber saldırganların daha rahat hareket etmesine olanak sağladığını ifade etti. Örneğin, bir Rus hacker grubu Batı ülkelerine saldırdığı zaman, bu kişilerin yakalanma ihtimali oldukça düşük. Çünkü ülkeler arasında yasal işbirliği kalmadı. Benzer şekilde, Çinli hacker grupları da başka ülkeleri hedef alarak daha kolay bir şekilde saldırılar gerçekleştirebiliyor. Bu durum, siber suçluların cezalandırılmaktan kaçınmasını sağlıyor ve küresel siber güvenlik tehditlerini artırıyor.
Siber Suçlarla Mücadelede Başarı Hikayeleri
Kaspersky, tüm bu olumsuz tabloya rağmen, bazı başarılı operasyonların da gerçekleştirildiğini belirtti. Örneğin, 2025 yılı başında Brezilya’da Interpol işbirliğiyle yapılan büyük bir operasyon sonucunda 80 kişi yakalandı. Benzer bir operasyon, Afrika'da yapıldı ve burada 300'den fazla kişi gözaltına alındı. Bu tür operasyonlar, siber suçlarla mücadeledeki zorluklara rağmen, uluslararası işbirliği ile bazı başarılar elde edilebileceğini gösteriyor.
Siber Tehditlerin Yükselen Grafiği ve Gelecek Perspektifi
Eugene Kaspersky, siber tehditlerin her geçen yıl arttığını ve kötü amaçlı yazılımların sayısında ciddi bir yükseliş olduğunu ifade etti. Daha az işbirliği, daha fazla siber saldırıya neden oluyor. Küresel ticaret savaşları ve ülkeler arasındaki izolasyon, siber güvenlik için büyük bir tehdit oluşturuyor. Kaspersky, bu durumdan memnun olmadığını belirterek, açık ve işbirliği içinde bir dünya istediğini söyledi.
Sonuç olarak, küresel çekişmeler ve siber güvenlik alanındaki zorluklar, dünya genelindeki ülkeleri bağımsızlık arayışına itiyor. Bu süreç, veri yerelleştirmesini hızlandırırken, uluslararası işbirliği eksiklikleri nedeniyle siber tehditlerin arttığı bir dönemi işaret ediyor.