Dün, bugün ve hatta yakın geleceğin de uzak geleceğin de en önemli konularından biri su ve suya ulaşım olacak. İzmir de vatandaşlar kadar üretim dinamikleri açısından suya en çok ihtiyaç duyan kentlerin başında geliyor. Gerek sanayi, gerek tarım üretiminde suya olan talep gün geçtikçe artarken, kentin kaynaklarının ne durumda olduğu ve ne kadar daha ihtiyacı karşılayacağı da soru işaretleri yaratıyor. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan, İzmir’in su fakiri bir kent olduğunu vurguladı. Kentte sanayi için kullanılan yer altı suyunun yılda ortalama 80 milyon metreküp olduğunu aktaran Murathan, kurumların bu suyu ücretsiz kullandığına dikkat çekerek, burada bir haksızlık olduğunu ve giderilmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti.

‘BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’E GÖRE…’

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan yaşam için büyük önem arz eden suyun kentteki durumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Suyun, toplumun herkesimini farklı şekillerde de olsa ilgilendirdiğini hatırlatan Murathan, Birleşmiş Milletler (BM)’in raporlarına göre değerlendirme yapıldığında İzmir’in su fakiri bir kent olduğunu söyledi. Murathan şöyle konuştu: “İzmir Kuzey Ege, Gediz ve Küçükmenderes Havzaları’nı içine alıyor ki bu sonuncusu hem kent hem Türkiye açısından çok önemli bir tarım havzası. Bu havzaların İzmir kenti içinde yer alan yer üstü su potansiyeli farklı araştırmalara göre ortalama 1560 milyon metreküp. Yer altı suyuna baktığımızda da 877 milyon metreküplük bir potansiyel görüyoruz. Toplamda ise tüm yerüstü ve yeraltı suyu kaynakları yaklaşık 2 milyar 43 metreküplük suyumuz bulunuyor. İzmir’de 4 milyon 320 bin insan yaşıyor. Dolayısıyla bu su miktarından kentimizdeki insan başına ortalama 562 metreküp su düşüyor. Bu Türkiye ortalamasından yüzde 60 daha az. Birleşmiş Milletler Dünya Su Konseyi, kişi başı su tüketiminde 1500 metreküpün altında kalan yerlerin su fakiri olduğunu söylüyor. Dolayısıyla İzmir’in de durumu bu şekilde ortada.”

‘TOPRAKTA ÇÖKME OLABİLİR’

Kentte suyun en fazla kullanıldığı alanın tarım arazileri olduğunu belirten Başkan Murathan, Küçük Menderes Havzası’nın kullanılması gereken suyun dört katını kullandığının altını çizdi. Bu fazla tüketimin zeminde çökme yaratma riski oluşturduğunu vurgulayan Başkan Murathan, “İzmir’de 126 bin hektar tarım arazisine su ulaşıyor. Küçük Menderes Havzası’nda yapılan çalışmalarda kullanılması gereken su miktarı 250 milyon metreküp. Ancak fiiliyata baktığımızda 1 milyar metreküpün üzerinde su kullanılıyor. Olması gerekenin dört katı yani. Bu demek oluyor ki İzmir’de yeraltı suyu rezervlerinden aşırı çekim yaparak suyu kullanıyoruz. Kent genelinde kayıtlı yaklaşık 41 bin kuyu açılmış durumda ve benim öngörüme göre iki, iki buçuk katı da kayıt dışı kuyu bulunuyordur. Bu durum gelecek süreçte Küçük Menderes Havzası’nda ciddi düzeylerde zeminde oturma, birkaç santimden metrelere alansal çökmelerin oluşmasına neden olabilir. Henüz ciddi bir çalışma olmaması nedeniyle ne kadar bir çökme miktarı olduğu ya da olacağını bilmiyoruz. Ancak bazı yüzeysel gözlemlerimiz bile yollarda bir takım kırılmaların olduğunu gösteriyor. Bugün havza, Bakanlar Kurulu kararı ile yeni kuyu açılmasına yasaklanmış durumda. Ancak buna rağmen bir denetim mekanizması yok. Bunun için yeni yasal düzenlemeler yapılmalı” dedi.

‘YER ALTINA DEĞİL ÜSTÜNE YAPIYORUZ’

Kentin en büyük yerüstü içme suyu kaynağı Tahtalı Barajı olduğunu vurgulayan Murathan, “Buradan yıllık ortalama 65-75 milyon metreküp su tüketimi yapıyoruz. Uzun yıllar kente su sağlayan Halkapınar Kaynağı dan ise 48 milyon metreküp su sağlıyordu. İZSU Genel Müdürlüğü Tahtalı Barajı’nı ve havzasını korumak adına olağanüstü çaba gösterirken kentin içindeki, havzası daha da geniş niteliğe sahip olan Halkapınar kaynağımızı ise korumak için hiçbir çaba harcamıyor. Hâlbuki bizim bu alanları çok daha iyi korumamız, kentin su geleceğine sahip çıkmamız gerekiyor. Kentin su geleceğine yerüstü ve yeraltı olarak bütünleşik bir stratejik planlama mantığı ile bakmıyoruz. Dolayısıyla yaptığımız planlamalarda ciddi stratejik sorunlar yaşıyoruz. Dünyanın birçok ülkesi yer altı sularına eğilirken biz master planlarımızı yer üstü suları üzerine çalışıyoruz. Bizim bu planları gözden geçirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

‘BU HAKSIZLIK GİDERİLMELİ’

İzmir’de organize sanayi ve münferit büyük sanayi tesis bölgelerini de içine alarak baktığımızda sanayi için kullanılan yer altı suyunun yılda ortalama 80 milyon metreküp olduğunu aktaran Alim Murathan, kurumların bu suyu ücretsiz kullandığına dikkat çekerek, “Sanayi kurumları, kuyu açarak su temini ediyor. 167 Sayılı Kanuna göre, yer altı suyu ücretsizdir. Eğer sanayi kuruluşları, çektikleri suyu deşarj ediyorsa, İZSU bu kurumlardan düşük bir miktar atık su ücreti alıyor. Yani, vatandaş evinde her ay ortalama 100 lira su faturası öderken sanayi kuruluşları kullandıkları suya para ödemiyor. Devletin bugün küçük bir gölet yapmak için en az 5 milyon lira yatırım yapması gerekiyor. Tahtalı Barajı’ndan İzmir’e yılda ortalama 65 milyon metreküp su veriyor, sadece sanayimiz bunun yaklaşık bir buçuk katını ücretsiz yer altından temin ederek kullanıyor. Bu muazzam bir haksızlık. Yasanın değişmesi ve İZSU gibi kurumların bu konulara eğilmesi, düzenleme yapması gerekiyor” şeklinde konuştu. Utkucan Akkaş / Özel Haber