Kemençenin ustası Ruşen Ferit Kam

Bugün (28 Temmuz) kemençe virtüözü Ruşen Ferit Kam’ın 39’uncu ölüm yıldönümü. Bşr sanatkarın nasıl yetiştiğine bakmak istedik. 26 Mart 1902’de İstanbul Beylerbeyi’nde doğdu. Babası İstanbul Dârülfünun...

Abone Ol
14 YAŞLARINDA BAŞLADI Ruşen Ferit Kam, ilk mûsiki çalışmalarına on dört yaşlarında iken Mesut Cemil’den kemençe dersleri alarak başladı. Yenikapı Mevlevîhânesi’ne devam ederken Rauf Yektâ Bey’den istifade etti. Ayrıca Neyzen Hilmi Dede, Karcığar Mazhar Bey, Bestenigâr Ziyâ Bey, Muallim İsmâil Hakkı Bey, Neyzen Emin Efendi, Zekâizâde Hâfız Ahmet ve Kanûnî Nâzım Bey’den geçtiği eserlerle repertuvarını genişletti. Ûdî Nevres Bey’den saz eserleri ve üslûp öğrendi. İstanbul Sultânîsi’nde okurken mektebin müzik hocası Daniel Fitsinger’den keman dersleri aldı ve Hüseyin Sadeddin Arel’in derslerine devam etti. Ali Rifat Çağatay ve Refik Talat Bey de onun hocalarındandır. ‘KENDİ KENDİNE ÖĞRENMİŞ’ Yirmi yaşlarında kemençeye hâkimiyetini ve üslûbunu mûsiki çevrelerine kabul ettirmeyi başaran Ferit Kam kemençeyi kendi kendine öğrenmiş, Tanbûrî Cemil’in plaklarını dinleyerek kavradığı tekniğini zarif bir üslûpla günümüze aktarmıştır. Tanbûrî Cemil’in heyecanlı icrasına karşılık onda daha ağır başlı ve vibrasyonlu bir tavır dikkati çeker. Çok kuvvetli nota bilgisi, üstün ritim anlayışı, tiz perdelerdeki hâkimiyeti ve güçlü müzikalitesi, Ruşen Ferit Kam’a kemençe sazının ustaları arasında ayrı bir yer sağlamış, Tanbûrî Cemil ve Vasil’den sonra Türk mûsikisinin en iyi kemençe virtüozu kabul edilmiştir. Kemençenin yanında tanbur, lavta, ud ve viyolonsel de çalan Ferit Kam, saz icrası konusunda son derece hassas olup bir sazın tavrına başka bir sazın tavrının karıştırılmaması gerektiği görüşündedir. Mesut Cemil ve Vecihe Daryal ile oluşturdukları üçlünün uzun yıllar büyük bir titizlikle ortaya koyduğu yorumlar klasik Türk mûsikisinin en anlamlı icralarıdır. Tanbûrî Cemil’i yorumlamaktan beste yapmaya zaman bulamadığını söyleyen sanatçı, “Bir nevcivandır âşûb-i candır” mısraıyla başlayan hicazkâr şarkının dışında eser bestelememiş, radyoda solo ve koro programlarına kemençe ile katılırken diğer taraftan sanatkâr adaylarına mûsiki tarihi, Türk edebiyatı, üslûp ve fonetik dersleri vererek birçok sanatkârın yetişmesine katkıda bulunmuştur. Mûsiki tarihine dair araştırmalarıyla da tanınan Ferit Kam bu çalışmalarına 1930’lu yıllarda başladı. Dârülelhân Mecmuası, Nota Mecmuası, Radyo Mecmuası, Şadırvan, Hisar, Âhenk, Hafta, Türk Musikisi Dergisi, Türkiye Radyoları Program Dergisi, Cumhuriyet, Ulus, Milliyet, Zafer, Barış, Adalet, Yeni Sabah, Karar, Akşam gibi dergi ve gazetelerde yayımlanan makalelerinin büyük bir kısmı, Ankara Radyosu’ndaki İzahlı Klasik Türk Müziği programlarının kaynağını oluşturmuştur. Ferit Kam, Edebiyat Fakültesi’nde Yahyâ Nazîm üzerine hazırladığı mezuniyet tezini Bestekâr Şâir Nazîm, Hayatı ve Eserleri Hakkında Tetkikat adıyla yayımlamış (İstanbul 1933), Türk mûsikisi tarihine dair kaleme aldığı “Meragalı’dan Lem’i Atlı’ya Kadar” adlı çalışma ise henüz basılmamıştı. NOT: İslam Ansiklopedisi ve internetten faydalanılmıştır.