AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, İzmir’in birinci derecede deprem bölgesi ve önemli fay hatlarının bulunduğu bir il olduğunu ifade ederek, kentsel dönüşüm konusunda başta Büyükşehir olmak üzere tüm ilçe belediyelerinin ellerini çabuk tutmaları gerektiğini söyledi. Nasır, “Kentsel dönüşümle ilgili yapılacak her türlü çalışmada Hükümetçe desteklenmesi gereken her konuda, iktidar milletvekilleri olarak bizler ve İl başkanımız 7/24  üzerimize düşen göreve hazırız” dedi. AK Parti İzmir İl Başkanlığında İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin katılımıyla bir basın toplantısı düzenleyen Nasır, “Ülkemizin yüzde 70’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesi olduğunu biliyoruz. Nüfusumuzun ve sanayi tesislerimizin dörtte üçü, birinci ve ikinci deprem bölgesinde yer alıyor. Deprem gibi hayati meselelerin siyaset üstü olduğunu; her türlü siyasi hesap ve beklentisinin yanı sıra bir kentin ve bir ülkenin sağlıklı geleceğinin kurulabilmesi için bu anlayışla konuşulması, tartışılması, halkımız için işbirliği ve dayanışma içinde çalışılması gerektiğine inanıyoruz. Aksi koşulda depremden sonra yaşanacak acılara suçlu aramanın hiçbir anlamı olmayacaktır. 1’inci derece deprem bölgesinde olan İzmir, doğrudan kent merkezinden geçen 17 fay gerçeğinin olduğu, 7 şiddetinde deprem üretebilecek potansiyelde ve ülkemizde deprem riski en yüksek olan illerden biridir” dedi. İstanbul’un depremle ilgili büyük riskler taşıdığını belirten Nasır, “, acil önlem alınması gereken İstanbul’da, Marmara denizinden geçen 2 fay mevcut olup, İstanbul’un kuzeyi ise  2’inci derece deprem bölgesindedir. Oysaki İzmir, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tamamen 1’inci derece deprem bölgesinde olup çok daha büyük bir risk altındadır’’ ifadelerini kullandı.

‘YÜZDE 80 DÖNÜŞÜM LAZIM’

İzmir’de yapı stokunun ağırlıklı olarak kaçak ve sağlıksız olduğunu ifade eden İzmir Milletvekili Necip Nasır, “Bugün itibarı ile İzmir’in yapı stokuna baktığımızda; yapıların yaklaşık yüzde 65’inin kaçak ve gecekondulardan, geri kalanın yüzde 50’ye yakınının deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılardan  oluştuğunu görüyoruz. İzmir yaklaşık yüzde 20’ler civarında sağlıklı konut stokuna sahiptir. Yaklaşık 2 milyon 600 bin bağımsız bölüm yapı stoku bulunan nüfusu 4.3 milyonu aşan, yapı stokunun yaklaşık yüzde 80’inin dönüşmesi gereken İzmir’de meydana gelebilecek 7 şiddetinde bir depremin sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz’’ açıklamalarında bulundu.

SİYASET ÜSTÜ

Siyaset üzerinde bir mesele olarak depremden bahseden Nasır, “Bu hayati mesele  siyaset üstü bir meseledir, bu konuda ilgili aktörlerin görevlerini zaman kaybetmeden yerine getirmeleri önemli ve veballi bir sorumluluktur. Biz hükümet olarak TOKİ aracılığıyla sosyal konut projelerine devam edeceğiz, ancak büyük oranda yoğun dönüşümün olması gereken alanların kent merkezinde olması nedeniyle büyük görev ve sorumluluk büyükşehir ve ilçe belediyelere düşmektedir. Kentsel dönüşümle ilgili yapılacak her türlü çalışmada Hükümetçe desteklenmesi gereken her konuda, iktidar milletvekilleri olarak bizler ve İl başkanımız 7/24  üzerimize düşen göreve hazırız. Bakanlığımız dönüşüm çalışmaları için her türlü desteğe hazır olduğunu her fırsatta ifade ediyor. Belediyelerimizin talepleri halinde 6306 Sayılı kanun doğrultusunda; Bakanlığımız Planlama ve projelendirme çalışmaları için kaynak tahsisi yapacağını, kira yardımı yapacağını, rezerv alan talep edilmesi durumunda rezerv alan vereceğini her fırsatta belirtiyor. Bakanımız Murat Kurum İzmir Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerimizin talebi halinde işlerin daha hızlı yürümesi için İzmir’e  Kentsel dönüşüm genel müdürlüğüne bağlı müdürlük açmaya hazır olduğunu söylüyor. Vatandaşlar  kentsel dönüşümü kendileri  yapmak istiyorlarsa, ada bazında komşuları ile anlaşıp Çevre İl Müdürlüğümüzde kentsel dönüşüm şube müdürlüğüne müracaat ederek dönüşüm yapabilirler. Nüfusunun büyük çoğunluğun kent merkezinde, fay hatlarının üzerinde, depreme dayanıksız yapılarda ve belediyelerin sorumluluk alanı içinde yaşandığı İzmir’in dönüşümü  için, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri göreve davet ediyoruz’’ diye konuştu.

“HAKSIZ SUÇLAMA”

Karabağlar'daki üniversite ve Kiraz'daki hastane planlarının iptali üzerine değerlendirmede bulunan İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ise, ‘Karabağlar üniversitesinden oldu, Kiraz hastanesinden oldu ‘ dedi. Karabağlar’da zaten plan iptali olduğunu belirten Başkan Sürekli, "Kiraz'da da plan iptali oldu. Sonuç; Karabağlar üniversitesinden oldu, Kiraz hastanesinden oldu. Bunu İzmirlilerin takdirine bırakıyoruz. Kiraz'daki süreçle ilgili; özellikle rantçılıkla, belediye başkanımız ve belediyenin suçlanması kabul edilemez durumdur. Şiddetle reddediyoruz, el insaf diyoruz. Kiraz'ın gelişmesi için yapılan plana itiraz etmek hiçbir haklı sebeple izah edilemez. Üniversite alanı neden kalktı; belediye başkanı, yepyeni hizmet binasını üniversiteye tahsis ederek üniversite problemini çözdü. Şu an Kiraz'da üniversite var. Hastaneye acil ihtiyaç vardı. Plan iptali yüzünden temeli atamıyoruz. Planın iptal edildiği yer belediyenin kendi mülkünde. Ranttan söz etmenin hiçbir haklı gerekçesi yok. Bunlar polemik amacıyla söylenmiş beyanlar. Bunları kendilerine iade ediyoruz. Bu haksız suçlamayı kamuoyunun takdirine sunuyoruz" diye konuştu. Beyza ÖZTÜRK