CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, CHP'li vekillere seslenerek "Hepimiz milletin umuduyuz" dedi. Satırbaşları şöyle:  Biz halkın partisiysek halka umut vermek, birlikte mücadele etmek zorundayız. Bir zalim varsa karşı çıkmak zorundayız. Birlikte, el ele milletin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğiz. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluktur bu. Bu sorumluluğun bilincinde olan herkes ile yola devam edeceğiz. Bu millette huzuru sağlayıncaya kadar. 26 Ocak'ta grup toplantısında "19 yıldır iktidarı yönetenler bu milletin hayrına ne yaptılar da CHP engel oldu?" diye sormuştum. Bu soruyu AK Parti'nin genel başkanına, grup başkanvekillerine, il ve ilçe yöneticilerine sordum. Günün 24 saati Erdoğan oturuyor, kalkıyor, ikindi, öğle tek şey var CHP. Benim de bu soruyu sorma hakkım var. Sen bu milletin hayrına ne iş yaptın da biz karşı çıktık arkadaş? Herkesin bu soruyu vicdanında sorması lazım. Ülkeyi yöneteceksin 19 yıl, istediğin kanunu, kararnameyi çıkaracaksın, evden çıkıp sarayda oturacaksın, istediğin valiyi, kaymakamı atayacaksın, ayrı bir dünya kuracaksın kendine ve sadece CHP'yi eleştireceksin. Niye? Sen fabrika kurdun biz karşı mı çıktık? AK Parti'ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum ben. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Türkiye ekonomik bir buhran içindedir. Bu buhrandan çıkmanın yolu bu buhranı ortaya çıkaranları iktidardan almaktır. Demokratik yollar ile onları iktidardan uzaklaştırmaktır. 19 yıldır bu memleketi yönetiyorlar, her istediklerini yapıyorlar. 19 yılda bu memleketin hangi sorununu çözdüler. İstediğin zaman yurt dışından her şeyi ithal ettin, istediğin adamın şirketinin vergisini sıfırladın. Hangi sorununu çözdün bu memleketin? Hepimizin oturup düşünmeye ihtiyacı var. Önyargılarımızı bir yana bırakıp, ülkemizi düşünmek zorundayız. Yeri gelince Türkiye ile ilgili çok büyük laflar ediyoruz, dünyaya meydan okuyoruz. Oturup sarayda hava atacağına, 10 milyona aşkın işsiz var bu ülkede onları çözsene. Fabrika kurdun, tarlalar ekildi de biz karşı mı çıktık? İşi öyle bir boyuta getirdiler ki muhalefeti de onlar kuracaklar. "Kılıçdaroğlu'ndan kurtaracağız" diyor. Kurtarmanın yolu çok basit. Gelirsin televizyona otururuz, milletin hakemliğine başvururuz. Sen de ben de soru sorarım. Millet dinler, kim haklı kim haksız. Ben haksızsam istediğin bu değil miydi? Sen demiyor muydun "SSK'yı batırdı." bütün evraklar senin elinde. Elinde büyük bir fırsat var. Çıkarsın karşıma, alırsın belgeleri "Ver cevabını Kılıçdaroğlu" diyeceksin. Ben cevabını veremezsem zaten gideceğim. Niye karşıma çıkmıyorsun? Çünkü doğruları söylemiyorsun, korkuyorsun. Uşak'ta en işlek caddeye gittik. Esnaf dert yanıyor. Bir AK Parti milletvekili gidip gezemez orda, Erdoğan'da gidip gezemez. Çiftçiler, süt üreticileri dert yanıyor. Aynı tablo Afyon'da da var. Esnaf diyor ki "Burada hava parası dünyanın parasıydı". Şimdi dükkanlar kapalı. Bir kentin kalbini düşünün. İki büyük caddeyi düşünün, ticaretin merkezini düşünün. İnsanlar para kazanamıyor. Polatlı burnumuzun dibinde, arkadaşlar oraya da gittiler. Soğan 60 kuruş. Maliyetin çok altında, hayvanlara yediriyorlar şimdi. Sen kalkıp CHP ile uğraşacağına göndersene dertleri ne diye vekillerini oraya. Sen soğan üreticilerinin dertlerini dinledin, çözüm ürettin biz karşı mı çıktık? Patates üreticileri mağdur, onlar da hayvanlara veriliyor. Sen gittin Niğde'de çiftçinin sorunlarını çözdün de biz karşı mı çıktık? Daha acı olanı, hala 2020'de ödenmesi gereken teşvikler ödenmiş değil. Tefecilere gelince zamanında ödeniyor. 2021 Ocak ayında ödediği faiz 21 milyar lira. Bir ayda bir avuç tefeciye 21 milyar lira ödedi. Çiftçiye ödemiyorsun sen bu parayı. Binlerce esnafımız var. 25 bin 522 müzisyen var geçinemiyor. 806 bin 871 basit usulde defter tutan esnafımız var. 32 bin 567 salgından etkilenen esnafımız var. İş yeri kirada olan esnafımız var. Bunların her birisine üç ay süre ile bin lira verilecek. Yüz binlerce esnafa 7 milyar lira para ödeniyor. Kamu özel işbirliği dolayısıyla ödenen para bunun tam 3 katı. Bir avuç kişiye ödenen para... 30 milyar lira. Bunları anlatmaktan kendimi alamıyorum.

Mahir Ünal'a tepki

Mahir Ünal. Bir çiftçi ile diyalogunu kendisi anlatıyor. "Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz" dedi diye. Bulmuş seni,  anlatacak tabi. Çiftçiye demiş telefonunu ver. Iphone’si var. Taksiti ne kadar diye soruyor 450 TL. Bir cep telefonunu şikayet etmemesi için bir araç olarak görüyor. Bunu çok görüyor. Ya hu adam perişan olmuş 450 TL nedir? Sen ne kadar maaş alıyorsun. Saraydakiler kaç lira alıyorlar? 5 yerden maaş alanlar var. Sen bir cep telefonunu çiftçiye fazla görüyorsun.

CHP'li belediyeler

7 milyon 200 bin vatandaşımıza aynı yardım yaptı belediyeler. 1 milyon 250 bin vatandaşımıza da para verdiler. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle 30 milyon 500 bin aileye sıcak yemek gönderildi. 70 milyondan fazla maske ve dezenfektasyon dağıtıldı. İşte CHP bu demek; hizmet demek. Onlar 5 maske dağıtamazken CHP’li belediyeler çalıştı. Bütün engelleri aşacaksınız, hizmeti yapacaksınız.

"Dört ayaklı bir strateji izleyeceğiz"

Vatandaşlar diyor ki "Siz iktidar olunca ne yapacaksınız?". İktidar olduğumuz zaman, 83 milyon vatandaşıma ve bütün seçmenlere sesleniyorum; Allah'ın izni ve sizlerin taktirleri ile iktidar olduğumuz zaman dört ayaklı bir strateji izleyeceğiz. Türkiye'de herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız.  Nasıl sağlayacağız; bunun yolu güçlü bir demokrasiyi inşa etmekten geçiyor. Güçlü bir demokrasi kuvvetler ayrımına dayanmaktadır.

"Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez ederse o hakim o genel başkana karşı gebe kalır"

Yasama, yargı ve yürütmeyi birbirinden ayıracaksınız. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez ederse o hakim o genel başkana karşı gebe kalır. O hakim bağımsız değildir. O halde yapılması gereken adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokmamaktır. Ne zaman söyledim ben bunu Yenikapı mitinginde. Ben yerime gidip otururken Erdoğan yerinden kalktı geldi güzel bir konuşma yaptığımı söyledi. Evet konuşma güzeldi.

"TBMM AK Parti ve MHP'nin vesayeti altındadır"

Medya özgürlüğünü sağlayacağız. Gücü denetlemek demektir halk adına. Bir siyasi iktidar yolsuzluk yapıyorsa gazeteler korkmadan yazacak. Şimdi yolsuzluk haberlerine erişim engeli geliyor. Biz bunu kaldıracağız, medya özgür olacak. Şu anda TBMM AK Parti ve MHP'nin vesayeti altındadır. Hiç Çankırı milletvekilinin kürsüye çıkıp Çankırı'nın sorunlarını dile getirdiğini duyan var mı? Veya AK Partili bir vekil Afyon'un sorunlarını çıkıp kürsüde anlattı mı? Anlatamaz, anlatırsa bir daha vekil olamaz. O zaman Meclis vesayet altındadır demektir. Vesayeti getiren yasal düzenleme 12 Eylül darbecilerinin zamanında geldi. Biz bunu kaldıracağız, milletin vekilini millet seçecek genel başkanlar değil. O zaman parlamento vesayet altından kurtulmuş olur.

"Siyasi Ahlak Kanunu çıkaracağız"

Siyaset zenginleşme aracı değildir. İlk yapacağımız iş Siyasi Ahlak Kanunu çıkaracağız. Milletvekili oluyor, bakan oluyor cebini düşünüyor. Böyle bir siyaset anlayışı olur mu?  Kul hakkı yenmesine izin vermeyeceğiz. Atama ile bakan mı olur? Verdiğin soru önergelerine cevap geliyor mu? Vermiyor. Bu tablo diktatörlük değil mi? Bu nasıl bir yönetim anlayışı bunu da değiştireceğiz. Bakanlar Meclisin içinden gelecek bunu da değiştireceğiz. Uydurma bakan mı olur? Siyasetten anlamayan bakan mı olur? Her cümle başında “Sayın Cumhurbaşkanımızın tenzipleriyle” diyenden bakan mı olur? Birilerinin kulu kölesi olan bakan olamaz. TBMM, Varlık Fonunu denetleyemiyor. Ne oluyor burada, neler yapılıyor? Milyarlar denetlenmiyor böyle bir devlet anlayışı olur mu? Bunu değiştireceğiz.

"Yüzde 10 barajını kesinlikle kaldıracağız"

Yüzde 10 barajını kesinlikle kaldıracağız. Devlet kesinlikle şeffaf olmalı. Elinde sopa olan devlet değil, hizmet götüren bir devlettir bizim aradığımız. Eğer bir devlet ya da bir hükümet vatandaşa hesap vermiyorsa orada karanlık ilişkiler var demektir. Birileri malı götürüyor demektir.

Fıkra paylaştı

Yasama, yargı ve yürütmeyi bir kişiye bağlamak kadar kötü bir şey yok. Köyün birine bir çakmak gelir. Alımlı, güzel. Herkes diyor ki ne kadar güzel. Herkesin ateşe ihtiyacı olduğunda kullanacağız. Bunu muhtara verelim çakmağı kullanan tek kişi olsun. Muhtar seviniyor herkes beni seviyor. Muhtar bir süre sonra önüne geleni yakıyor, tarlayı yakıyor. Sonunda köyde herkes fakirleşiyor. Bir köylü komşu köye gitmiş. Bakmış herkes mutlu. Demiş sizde çakmak yok mu? Var demiş. Köylü var da nasıl herkes mutlu demiş? Biz çakmağı birisine taşını birisine benzini birisine verdik. Biri yapılanı doğru bulmazsa orada ateş yanmaz demiş. Allah bile tebligatı peygambere, ölüm görevini Azrail'e, vahi görevini Cebrail'e, kıyamet görevini İsrafil'e, doğa görevini bile Mikail'e vermiş demiş. Siz nasıl bütün yetkileri bir kişiye verirsiniz? Doğru mu? Evet doğru.

"Üreten bir Türkiye olmalıyız"

Güç bir kişiye verilmez. Doğanın kanunları da buna örnektir. Hitler, Mussolini, daha kimler kimler nice kanlar dökülmüştür. Demokrasiyi getirdik peki her şey bitti mi? Hayır. Üreten bir Türkiye olmalıyız. Her alanda üretmeliyiz. Üretim iş, aş, huzur demektir. Üretim siyasi ekonomik bağımsızlık demektir. 19 yılın sonunda neden 3 Trakya büyüklüğünde alan neden çiftçilerimiz tarafından ekilmiyor. Çünkü zarar ediyor. Gidiyorsunuz dışardan alıyorsunuz. Üstelik gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz. Neye bakarsanız bakın yağmur gibi zam yağdı. Elektriğe gelen zam can yakıyor. CHP’nin iktidarında elektrik dağıtım şirketlerine değil vatandaşa hizmet edeceğiz.

Boğaziçi Üniversitesi

Üniversiteler bilgi üretecek. Bilgi üreten üniversiteler bir ülkenin en önemli ekonomik güvencesidir. Akademide son sınıfta "Devrim Tarihi" kitabını okumuştum. Orada bir öykü var hayatım boyunca hiç unutmadım. Öykü şöyle, ikinci dünya savaşı zamanı Almanya'da taş taş üstüne kalmamış. ABD'li general, Alman generale "Almanya'da taş taş üstüne kalmadı. Siz artık bir daha sırtınızı doğrultamazsınız" der. Alman general ona tarihi bir cevap verir. "Çok sayıda insan öldü, Almanya'da taş taş üstünde kalmadı. Bir şeyi sakın unutmayın Almanya'nın üniversiteleri ayakta." der. Bugün o Almanya AB'nin koç başlığını yapıyor. O Almanya'da Türk bilim insanı üniversiteye hoca olarak seçiliyor. Şu bilime verilen değere bakın. Üniversite bilim üreten kurumdur. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir kurumdur. Üniversitede yöneticiler seçimle gelmelidir. Darbeciler YÖK'ü getirdi. Şimdi o darbe hukukunu kim pekiştiriyor? Senin Kenan Evren'in kafasından, diktatörden ne farkın var? Öğrenciler seçimle gelen bir rektör istiyor. Gayet demokratik bir eylem yapıyorlar. Kurallara, anayasaya uygun. Gençleri anlayamıyorlar. Her üniversitenin bir geleneği, kültürü vardır. Boğaziçi Üniversitesilerini damgaladılar. Terörist bunları, bunlar yılan dediler. Emin olun yılan bunlardan daha akıllı. Ne demek terörist? Ellerine silah, sopa mı aldılar? Bunlara neye göre terörist diyorsunuz?

Ayşe Buğra açıklaması

Saygın hocalardan Ayşe Buğra'ya söyleyecek kişinin makamına yakışmayacak söylemleri rahatlıkla dile getirdiler. Ayşe Buğra, sadece bizim ülkemizde bilinen değil dünyanın bildiği saygın bilim insanlarından birisi. Ne yaptı Ayşe Buğra? Osman Kavalı'nın eşiymiş. Osman Kavala zaten haksız yere içeride tutuluyor. Siz zaten adalet kavramından uzaklaşmışsınız.

"O kızın  ayakkabı numarası bugün devleti yönetenlerin IQ'sundan daha yüksek"

Öğrencilere her türlü haksızlığı yaptılar, aldılar yaka paça hakim karşısına çıkardılar. Hakimler serbest bıraktılar. İki fotoğrafı hiç unutmuyorum. Birisinde dışarıya çıkan öğrenciler birbirlerini kucaklıyorlar. İkincisinde ise yine gençler gülümsüyorlar. Önce başörtülü bir öğrencimiz var zafer öğrencisi yapıyorlar. İki fotoğraf olağanüstü. Birisi kızın ayakkabısına kafayı takmış. Birisi de tweet atmış "O kızın ayakkabı numarası bile senin IQ'sundan fazla" diye. Eksik söylemiş aslında o kızın  ayakkabı numarası bugün devleti yönetenlerin IQ'sundan daha yüksek.

"Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız"

Devlet Planlama Teşkilatı'nı kapattılar. Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Tüm OSB bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. İşsizlikle mücadele bizim sorunumuz olacaktır.

"Güçlü bir sosyal devleti inşa edeceğiz"

Güçlü bir sosyal devleti inşa edeceğiz. Herkesin karnının doyduğu bir ülkeyi inşa edeceğiz. O nedenle Aile Destekleri Sigortaları diyoruz. Sosyal devlet yardımı lütuf mantığı ile değil hak mantığı ile yapacak. O zaman göreceksiniz Türkiye'de işsizlik olmayacak, demokrasi olacak. O zaman bütün müslüman ülkeler Türkiye'yi örnek alacak. Yasama, yürütme organı hesap verecek. Dostlarımız ile birlikte iktidar olacağız bu ülkeye huzuru, demokrasiyi, bereketi getireceğiz.

Kılıçdaroğlu, iktidar olunca yapılacak ilk 7 maddeyi açıkladı

  • Katar Ordusu'na peşkeş çekilen Tank-Palet fabrikasını hemen alıp orduya iade edeceğiz.
  • 15 Temmuz şehit ve gazilerimiz için toplanan paraları bir gün içinde hak sahiplerine iade edeceğiz.
  • Beşiktaş saldırısında hayatını kaybeden polis ve vatandaşlarımız için toplanan para hak sahiplerine verilecek.
  • Çiftçilerin bankalardan çektikleri kredilerin faizleri sıfırlanacak.
  • Esnafın pandemi döneminde aldığı kredinin faizleri silinecek. Ana para da konuşularak taksite bağlanacak.
  • Bir kararname ile esnafın stopaj vergisi kaldırılacak.
  • Süleyman Şah Türbesini o vatanda toprağına götürmek bayrağımızı orada dalgalandırmak bizim görevimiz olacak. Biz gerçekten kalkınmayı, büyümeyi getireceğiz.