Sosyal izolasyonda geçen bir buçuk yıl. Çocuklarımız, geleceğimizin teminatı çocuklarımız, bir buçuk yıl sonra okullarına kavuştu. Örgün eğitimde 18 milyon öğrenci nihayet ders başı yaptı. Pazar...

Sosyal izolasyonda geçen bir buçuk yıl. Çocuklarımız, geleceğimizin teminatı çocuklarımız, bir buçuk yıl sonra okullarına kavuştu. Örgün eğitimde 18 milyon öğrenci nihayet ders başı yaptı. Pazartesi günü okullarda bir coşku vardı. İzmir’de eğitim-öğretim yılının açılış töreni Karşıyaka’daydı. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sayın Petek Aşkar, İzmir Valimiz Sayın Yavuz Selim Köşger, çiçeği burnunda İzmir İl Milli Eğitim Müdürümüz Dr. Murat Mücahit Yentür, Karşıyaka Kaymakamız Ali Rıza Çalışır, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mustafa İslamoğlu yüz yüze eğitimin başlama törenindeydi. Okullarına, arkadaşlarına kavuşmanın sevinci çocukların gözlerinde okunuyordu. İzmir’de 700 bin 854 öğrenci, 52 bin 191 öğretmen ile 3 bin 737 okul ve kurumda yüz yüze eğitim yapılacak. Türkiye’de toplam 18 milyon öğrenci. Aileler, öğretmen ve eğitim emekçilerini de sayarsak bu sayı 60 milyonu bulur. Kısacası salgın döneminde 60 milyon kişi birbirleri ile etkileşim halinde olacak. Bu ya sürü bağışıklığının kazanılmasına katkı sağlayacak, ya da vaka sayılarının artmasına sebep olacak ki tekrar kapanmalar dahil bir takım ek önlemlerin alınmasını gerektirecek. Eğitimde verimliliğin sağlanması için yapılması gerekenleri her zaman söylüyor ve yazıyorum. ‘Öğretmenin sosyo-ekonomik ihtiyaçları giderilmeli. Öğretmenin kendini geliştirmesi, dijital çağa ayak uydurabilmesi için ekonomik koşullar sağlanmalı’ diye. Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı ve Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi Ali Kaya, 2021-2022 eğitim-öğretim yılı ve eğitim gündeminde var olan sorunlara ilişkin mesajında “2021-2022 eğitim-öğretim yılının salgın nedeniyle geleceğe yönelik bazı hedeflerin ötelendiği, mevcut sorunlara yenilerinin eklendiği bir zamanda başlamış bulunduğu, geçmiş kayıpların telafi edilebilmesi, geleceğe güvenle bakılabilmesi için okulların açık tutulmasının önemli bir karar olduğunu” belirtiyordu. Kaya’nın; salgın döneminde her şeye rağmen eğitim-öğretimi devam ettirmek için fedakârlık yapan, inisiyatif kullanan eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanması, 2023 Vizyon Belgesi’nde yer alan taahhütlerin yerine getirilmesi ve projelerin hayata geçirilmesinin gerektiği” görüşlerine kesinlikle katılıyorum. 10 günlük kayıt döneminde “padişahlığa” soyunanları saymazsak, İlçe Milli Eğitim’de, okullardaki yöneticilerin kayıt döneminde çektikleri zorlukları yakından izledim. Adamlarda “Peygamber sabrı” vardı. LGS puanı 300, okul not ortalaması 80 olan öğrencisini LGS puanı ile alan liseye yerleştirmedeki ısrarları beni bile delirtti. Öğretmenin öğrenciyi seçme şansı yoktu ama veli çocuğuna öğretmen seçmek için yöneticileri zorlayıp durdu. Yüz yüze eğitim başladı. Şimdi sıra bu süreci iyi yönetmekte. Salgında olmazsa olmazlardan üç koşulu (Hijyen, sosyal mesafe ve maske) yerine getirmenin yanında yüz yüze eğitimin başlaması ile okullardaki sınıfların havalandırılmasının da sağlanması gerekiyor. Nihayet Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Canan Ağalar hocam şu uyarıda bulunmuş: "Sınıflarda pencereler açılarak havalandırmanın sürekli yapılması gerekli. Ders aralarında öğrenciler açık havaya çıkarılmalı." Varyantların ardı arkası kesilmiyor. Kolombiya'da ortaya çıkan Güney Amerika, Güney Kore olmak üzere 39 ülkede görülen 'Mu' varyantının Türkiye'ye de sıçradığını söylüyorlar. Şimdilik iki kişi de görülmesi bile endişelendirmeye yeter bence. Hep merak ettim. Hastalığa yakalananlara belli bir süre geçmeden aşı yapılamıyor. Herhangi bir septom göstermeyip pozitif olduğu bilinmeyenlere de aşı yapılıyor. PCR testi yapıldıktan sonra aşı yapılırsa daha sağlıklı olmaz mı? Vaka sayısı 50- 60 bin iken vefat sayısı bugünlerdeki gibi çok değildi. Şimdiki vaka sayılarına aşılı olup pozitif çıkanlar eklenmiyor mu? SONSÖZ: “Hayat sana her zaman ikinci şansı verir. Adına yarın denir.” Neyzen Tevfik