Şu yuvarlak arzın içinde neler neler yaşandı. Kimler geldi de göçüp gittiler. Firavunlar mı, krallar mı demezsin, sultanlar mı padişahlar mı filozoflar mı say say bitmez. Ne götürebildiler yanla...

Şu yuvarlak arzın içinde neler neler yaşandı. Kimler geldi de göçüp gittiler. Firavunlar mı, krallar mı demezsin, sultanlar mı padişahlar mı filozoflar mı say say bitmez. Ne götürebildiler yanlarında kocaman bir hiç. Eski Mısır da firavunların cirit attığı zamanlarda devasa piramitler yaptırmışlardı. Firavunlar ya da krallar ölümün sonsuz bir yok oluş olmadığına, dirileceklerine inandıklarından piramitin içinde bedenleri mumyalanır ganimetlerini de koltuk altına sıkıştırırlar hadi eyvallah uyanınca görüşürüz derlermiş.   Tonlarca ağırlıkta taşları taşıyan işçilerde arkalarından melül melül bakakalırmış. Ardından yeni gelen firavunlar (firavun mu tükenir ürüyorlar efenim durduramıyoruz) hazır yapılmış piramiti beğenmez hımm bu az katlı deyip kaçak kat çıkarmış ( canım İmar Barışı gelince mevzu hallalurrr kafanızı yormayınız) Hani dünya malı dünya da kalırdı adamlar götürmüş işte. Bizim ahali de bunlara benziyor. Götüren götürene. Halkın gözüne de mil çektiler oturttular aşağıya. Ah bu firavunlar hep sizin yüzünüzden, gelecek nesile kötü örnek oldunuz. Kuran da firavundan pek iyi bahsetmez haberiniz ola. Bundan mütevellit cami duvarına hacet gidermeyiniz. Hayır ben bile kurtaramam ona göre.

 ‘Selam verdim’

Selam verdim rüşvet değildir deyü almadılar. Kanuni Sultan Sülüman (Hürrem Sultan’ın seslenişi) Bağdat seferinde kasideleri ile meşhur olan Fuzuli ile tanışır ve sarayın hizmetine alır. 9 akçe de maaş bağlar. Aybaşı gelince Fuzuli maaşını almak üzere ashab-ı kaleme gider. Maaş belgesini gösterir maaşını ister. İster istemesine de at bi sakal hacı amca der gibi rüşvet isterler. Rüşvet Osmanlı da günlük yaşamın bir parçası halini almış olmazsa olmazı olmuş. Fukara olan Fuzuli’nin cebinde metelik yok nasıl rüşvet versin üstelik hakedişi de var elinde rüşvete ne gerek. Çaresiz boynunu büker gider. Ashab-ı kaleme asabı bozulan Fuzuli; “Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar. Hüküm (belge) gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim…” Sözleri ile meşhur olan şikayetnameyi yazar. Ne salgın bir hastalıkmış bu rüşvet, kara para aklama günümüz insanına da intikal etti. Fuzuli’ye 9 akçe maaşı Fuzuli gördüler. Ama kendileri hamuduyla götürdüler. Kanuni Sultan Sülüman’ın damadı Rüstem Paşa Kanuni’den bile zengindir.(Her dönemde de bi damat peydah olmuş işte tıpkı damat Ferit Paşa gibi) AVM ve rezidansı ilk inşaa eden damat Rüstem Paşa. Arada bir de cami yaptırmış (vergiden düştü zaar) Deve kuşu gibi şaşkın şaşkın bakmak istemedim duruma el atayım dedim. 9 akçenin yasal faizini hesaplayıp sağdan soldan borç harç ile Fuzuli’nin hakkı olan parayı iade etmek istedim de İBAN  numarasına ulaşamadım. Hakka inanıp haksızlık yapanlara, zalim olmak da ayak diretenlere, gözü doymaz açlara, yetim hakkı yiyenlere, vatandaşın lokmasına çalakaşık girişine, ye kürküm ye demekten bıkıp usandım gayrı. Omuzdan kestiler kollarımızı, sütten kestiler bebekleri, dilsiz uşak eylediler bizi. Ben kendi adıma mesafemi koyarım arkadaş böylelerine pirim veremem. ne senden bana rükü artık ne de benden sana kıyam bundan sonra Selamın Aleyküm ve Aleykümselam.