Faciaların, ihmallerin, doğal afetlerin, orman yangınlarının ve dahi pamuk ipliği ölümlerin ülkesi Türkiye bir büyük...

Faciaların, ihmallerin, doğal afetlerin, orman yangınlarının ve dahi pamuk ipliği ölümlerin ülkesi Türkiye bir büyük acıyla daha sarsıldı. Bartın’ın Amasra ilçesinde devlete ait maden ocağında meydana gelen patlama 41 canı aldı götürdü, evlerine ateş düşürdü, 81 milyonun yüreğini dağladı. Her facia sonrası gazetecilerin ortaya çıkardığı hayat hikayeleri peşi sıra gazete sütunlarına dizildi. Daha önce fıtrat olan madencilerin durumu bu defa kadere evrildi. Bakanlar çok önemli işlerini anında bırakarak facianın yaşandığı bölgeye gittiler. Bir de açıklama yapıldı, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın emirleriyle” diye. Burada bir parantez açalım göçüğün duyulduğu andan itibaren, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının intikali ve kurtarma çalışmalarına başlaması takdire şayandı. Neyse konumuza dönelim. Kura ile maden işçisi olabilen bir de bunu şans sayan gencecik çocuklarımızı verdik, kara toprağın altına. Babasız, kocasız, kardeşsiz, evlatsız kalanları feryatlarını dinledik kafamızı öne eğerek. Sahiden yok muydu yapılacak bir şey. Mesela denetleme yapılamaz mıydı? Bilmiyorum her maden faciası sonrası bunları düşünmek, acılarla hemhal olmak istemiyorum artık. Şehit madencilerimize rahmet, geride kalanlara da sabır diliyorum yüce rabbimden. PAÇALAR SIVANDI Gelelim bir diğer konumuza seçim sathı maaline giren ülkemde politikaya soyunan, vekillikte gözü olan, Türkiye’nin daha iyi yönetilmesi için paçaları sıvayan! Cengaverlerin isimleri bir bir ortaya çıkıyor. Ortaya çıkmayanlar da kulislerde konuşuluyor. Ha bir de vekillik için boşaltılan koltukların doldurulması mevzuu var ki tadından yenmez. Yedek kulübesinde arkadaşım sakatlansa da ben oyuna girsem, kendimi gösterme fırsatı bulsam diye bekleyen acar santraforlara benzettiğim bu kahramanların Allah gönlüne göre versin. Tek tesellim, bazen komedi, bazen trajedi genellikle de dram oynanan bir sahneye benzeyen güzel ülkemde vakit geçirmek bu tiyatral görüntüde çok daha kolay olacak. Hadi hayırlısı. DERNEK DERNEK ÜZERİNE Siyasi parti enflasyonu yaşanan ülkemde 120 siyasi parti olduğunu biliyor muydunuz? Demokrasiyi bu kadar benimseyen bir ülkenin evladı olmak ne kadar güzel. Tabii bu kadar siyasi partinin olduğu yerde sivil toplum kuruluşu olmazsa olmaz. Önüne gelenin dernek kurduğu, teşkilatlandığı hatta siyasi görüşüne göre örgütlendiği Türkiye’de 2020 yılı itibariyle 121 bin 720 dernek, 5 bin 775 vakıf, 604 sendika, 3 bin 3 oda ve 53 bin 259 kooperatif bulunmaktadır. Toplamda 184 bin 361 sivil toplum kuruluşu var demek oluyor ki buna 2 yıldır yeni katılanları da eklemedik. Türkiye genelindeki 200 bini aşkın kıraathanede vakit geçiren işli ve işsizlerin sayısını hesaplamak ise çok kolay. 10 kişi olsa 2 milyon kişi yapıyor. Boşta gezenlere iş bulduğumuz taktirde sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilere üye olan kişi sayısında azalma olacağına eminim. Peki bu konuda siz ne dersiniz ?