İzmir’de 30 Kasım tarihinde yaşanan 6.9 şiddetindeki depremin ardından yıllardır ülke gündemine dönem dönem dahil olan depreme hazırlık konusu bir kez daha yüksek sesle dile getirilmeye başladı. İzmir...

İzmir’de 30 Kasım tarihinde yaşanan 6.9 şiddetindeki depremin ardından yıllardır ülke gündemine dönem dönem dahil olan depreme hazırlık konusu bir kez daha yüksek sesle dile getirilmeye başladı. İzmir’de depremin yıkıcı etkisinin en çok hissedildiği Bayraklı, Karşıyaka, Seferihisar ve Bornova ilçelerinde hasar tespit çalışmalarının önemli bir bölümü tamamlandı. İlk etapta ağır ve orta hasarlı binaların tespit edilmesinin ardından yıkım çalışmalarında da sona gelindi. Özellikle Bayraklı’nın Manavkuyu ve Adalet mahalleleri sınırlarında yer alan depreme ve güncel teknolojiye uygun olmayan binalar yıkıldıkça depremin yarattığı tahribat da gözler önüne seriliyor. Depremin ardından yerel ve merkezi hükümetin işbirliği halinde deprem konusuna eğilmesi ve yıllardır atılmayan adımların bir an önce bilimsel bir zeminde atılması şart. Yıllardır kentsel dönüşüm adı altında yık-yap mantığıyla inşa edilen evler nedeniyle başta Karşıyaka, Bornova ve Alsancak olmak üzere rant değerinin yüksek olduğu bölgelerde daracık sokaklarda yepyeni temiz binalar inşa edildi. İzmir’in önceki dönem büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun hassasiyet gösterdiği ve sık sık karşı olduğunu dile getirdiği yık-yap inşa sürecinin acilen durdurulması lazım. Dünya örneklerinde olduğu gibi, kentsel dönüşümde bilim insanlarının da önerdiği en etkili yöntem olan ada bazlı dönüşümün hem hükümet hem de yerel yönetimler tarafından desteklenmesi ve yık-yap anlayışıyla hiçbir sosyal donatı, yeşil alan ve nefes alacak bir karış alanın yaratılması kentsel dönüşüm sürecinin ortadan kaldırılması şart.

BAYRAKLI ÖRNEĞİ

Kentsel dönüşümde ada bazlı uygulama konusunda en etkili ve vatandaşın işine de yarayacak olan çözüm için ilk adım Bayraklı Belediyesi’nden geldi. Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ın deprem sürecindeki adımları takdire şayan. Siyaset yapmadan, insan ayırmadan halkın isek ve beklentilerinin çözülmesi için büyük çaba gösterdi; göstermeye de devam ediyor. Kentsel dönüşümle ilgili müteahhitlerin değil vatandaşların bütçesini, ihtiyaçlarını düşünmesi ise tam anlamıyla ‘halkçı belediye başkanı’ kimliğine uyuyor. Kentsel dönüşümü siyaseten değil vatandaşların talepleri doğrultusunda yaptıklarını anlatan Başkan Sandal, ilçedeki dengeleri hep birlikte kurmak zorunda olduklarını belirterek ‘’Dengeleri hep birlikte kurmalıyız. Vatandaşın ne talep ettiğini doğru duymalıyız. Yani 3 katlı binası olan bir insanın evini alıp, 1 kat deniz manzaralı ev verip; cebinde evine ekmek götürecek parası yokken 100 bin lira da para istemek doğru değil. Biz vatandaşın formülünü bulacağız ve ‘evet’ dediğini yapacağız’’ diye açıklama yaptı. Hemen ardından da Bayraklı Belediye Meclisi’nde ada bazlı kentsel dönüşüm için ilave kat kararının alınması başta İzmir ve deprem riski olan tüm Türkiye’ye örnek olmalı.