‘Kıyamet Alameti’ diyen birçok kişi var. Zaten bu yaşadıklarımızı başka türlü açıklamak da mümkün değil. Olaya teolojik yönden bakmasak bile insanlığın ve dünyanın gidişatı bir kıyamete doğru sü...

‘Kıyamet Alameti’ diyen birçok kişi var. Zaten bu yaşadıklarımızı başka türlü açıklamak da mümkün değil. Olaya teolojik yönden bakmasak bile insanlığın ve dünyanın gidişatı bir kıyamete doğru sürüklenmeden başka bir şeyle açıklanamaz. İnsanın “sınır tanımaz’ istekleri ve ‘hep banacılığı’ daha doğrusu engel tanımaz ‘bencilliği’ bu noktaya getirdi dünyayı… Her insan böyle davranmadı tabii ki… Binlerce yıldır iyi insanlar, çevreyle dost, dünyadaki diğer canlılarla ortak bir yaşam alanını paylaştığını bilen insanlar hep oldu. Ama azınlık kaldı… Çoğunluk hem kendi cinsini hem de dünyanın paraya ve güce tahvil edilen bütün kaynaklarını sömürdü. Sanayileştikçe çevreye düşmanlık etti, canlıların soyunu tüketti, dünyayı atıklarıyla kirletti; kazandıkça, sahip oldukça bu yoldaki hırsları ve kanlı savaşları arttı. Sonuçta kıyamete sürüklenen bir dünya hazırladı insan… İnsanlık olarak bu vahim ve acı süreci durdurabilir miyiz? Açıkça söyleyeyim; HAYIR! Bu insanlık böyle top yekûn bir güzelliği başaramaz! İyi insanların gücü yetmez, kötü insanların kazanma ve yok etme hırsı durdurulamaz! Ademoğlu’nun bunu başarması için başka müdahaleler gerekir. *** Geçen haftaki yazımda ‘Düzensiz göç’meselesine değinmiştim. Hayli önemli bir konu olduğu için yazımın etkileşimi çok fazla oldu. Bu tehdit hala sürüyor, sınırlarımız hala yayan yapalak gelen insanlarla aşılıyor. ‘Dur’ dendiğini, ‘bilmeden gelip bastıkları bu toprakların öyle palas pandıras gelişe açık olmadığını’ söyleyeni görmedik. Siyasi müdahalemizin çok olduğunu burada vurgulamak isterim. Bilhassa Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı ve yardımcıları ile Milletvekillerinin bu konudaki hassasiyetleri gerçekten çok önemli. Güçlü bir direniş… Diğer taraftan İktidar ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin içeriden verdiği tepki ve ortaya koyduğu milli sorumluluk da var. Fakat iktidarın bu konuda daha tam bir “Göçü durdurma” politikasını görmedik… Belki de Sayın Erdoğan’ın ve AK Parti hükümetin bu “düzensiz göçü yerinde durdurma planları” olabilir. Bu da Mehmetçiğe “Afganistan Yolunu Açar” … Zaten uzun zamandır ABD ile müzakere edilen Kabil Hava Limanı’nın Türkiye tarafından korunması meselesi bugün itibariyle bambaşka bir alana çevrilebilir. Çünkü dün itibariyle Afganistan’ın Başkenti ile birlikte bütün stratejik noktalarıTaliban tarafından işgal edildi. Türkiye de Kabil Hava Limanını koruma projesini iptal ettiğini duyurdu. Nokta.