Kontrol yok, düzen yok, muayene, aşı yok. Sicil kaydı yok. Misafir edilecekleri, sınırları belirlenmiş, eğitim ve sa...

Kontrol yok, düzen yok, muayene, aşı yok. Sicil kaydı yok. Misafir edilecekleri, sınırları belirlenmiş, eğitim ve sağlık haklarından faydalanabilecekleri bir kampları yok. Yaşam haklarını insanca korumak için geldiklerine dair bir açıklama, bilgi, belge yok. Anası yok, bacısı yok, karısı, kızı yok. Sınırdan elini kolunu sallaya sallaya geçme, otoyolda TIR’dan inme var. Para karşılığı otobüslerle taşınma, sokak aralarında koşturma var. Ucuz iş gücü, taciz ve darp var. Akın akın Afgan göçü var! Irkçı, mülteci düşmanı etiketlerini yapıştırmadan önce birlikte sorgulayalım. Göç dalgası neden hep Türkiye’yi vuruyor? Eğitimli mülteciler gelişmiş ülkelerde ağırlanırken, eğitimsiz, suç potansiyeli yüksek kesimdekiler neden Türkiye’ye itiliyor? En riskli gruplara evimizi açmamıza kimler, neden sebep oluyor, bi düşünelim… BU KEZ DİNLEYİN Suriyelilerin ilk geldiğinde kontrol edilmediğini, aşılanmadığını, bu yanlışın ülkenin aşı takviminin değişmesine neden olacağını söylemişti uzmanlar. Kulak asan olmadı pek tabii. Ne oldu dersiniz, bazı özel aşıların yeni dozlarını yaptırmak zorunda kaldık çocuklarımıza. İş gücü uyarısı yapıldı, ne oldu, sanayi sitelerinde, Işıkkent'te, iş arayan Türkler avucunu yaladı, işi Suriyeli kaptı, az para alıyor çok çalışıyordu, çünkü muhtaçtı… Elbette aç kalacak halleri yok, çalışıp para kazanacaklar ancak plansız göç, zaten darboğazda olan ekonomide iş bulmayı daha da güç kıldı, plan, program şarttı. İş kuran Suriyeliler de oldu, bu cadde ve sokaklarda tabelalar Arapça’ya çevrildi, tabelalar belediyelerin müdahalesiyle Türkçe’ye döndürülebildi. Suriyeliler, devlet eliyle desteklendiler, ürediler ve sosyal yapı değişmeye başladı. Kiraların düşük olduğu semtlerde yerleşme hızlandı, Suriyeli yoğunluğu arttı. Bayramda ülkesine tatile giden bile ‘sığınmacı’ olarak geri dönüp ‘sığınmaya’ kaldığı yerden devam etti. Yeni misafirlerimiz Afganlar… Koşa koşa ülkemize ‘sığınan’ Afganların eli silah tutacak çağdaki gençlerinin Türkiye’ye akın etmesi tepki çekiyor. Henüz Suriyeli mültecilerin sorunlarını çözememişken yeni göç, vatandaşların hükümeti, ne yapmak istediği konusunda sorgulamasına neden oluyor. Eğitim seviyesinin düşük, uyuşturucu bağımlılığının yüksek olduğu ülkeden kendi değerlerini de getiren gençlerin, sosyal yapıya zarar vermesinden endişe ediliyor. İddialar çok ciddi; kimi, neyi, ne için riske atıyoruz, çok iyi değerlendirmek gerekiyor. X KUŞAĞI YORGUN Öte yandan kendi gençlerini Avrupa ve Amerika’ya kaçıran Türkiye, Suriyeli ve Afgan gençlere nasıl ev sahipliği yapacak merak ediyorum. Tüm eğitim hayatını bir kenara bırakarak, ABD’ye, Avrupa’ya çocuk bakıcılığı için gitmek isteyen çok sayıda genç var. Gençler o kadar yıldı ki, yıllarca dirsek çürüttükleri mesleklerini, emeklerini bile gözleri görmüyor. Çünkü ruhları daraldı, kalpleri kırıldı. Göller kurutuluyor, ağaçlar kesiliyor, çocuklara tecavüz ediliyor, kadınlar öldürülüyor, adalet yok, iş yok… Ülkede nefes alamayan herkes yurtdışı planını devreye sokuyor. Nitelikli gençlerimiz elimizden kayıp giderken çoğu eğitimsiz mülteci ülkemize yerleşiyor. Kendi ülkesinde geri plana atılmak bilmem başka ülkede var mıdır? Lütfen Suriyeli ve Afgan gençleri kadar geleceğimiz, gençlerimiz için de endişelenelim. Plansız siyaset felaket getirmesin. İYİ HABER Ağrı’da kuş yuvasını görmek için elektrik direğine tırmanan 9 yaşındaki Mert Artan elektrik akımına kapıldı. Öldü sanılan çocuğun vücudunu, üzerindeki elektrik enerjisini atması için toprağa gömen çobanlar Yaşar Artan ve Metin Özcan, Mert’in hayatını kurtardı. GÜZEL İÇERİK:  “Auto Bazaar” isimli instagram sayfası, başta otomobil olmak üzere, teknolojik cihaz, gıda ürünü gibi farklı alanlarda Türkiye ile diğer ülkeler arasında fiyat kıyaslaması yapıyor. Kur farkını ve paranın birim olarak satın alma gücünü değerlendiren hesap, ortaya koyduğu fiyat farkı nedeniyle sizi biraz üzebilir.