Arkadaşına doğum gününde ağaç dikti. İnsanların gönlünü fethetti. Mersin’in tanınan yönetmeni Erdal Sağlam “Ağaç Adam” olma serüvenini ve neler yapmak istediğini Ege Telgraf okurların için anlattı...

Arkadaşına doğum gününde ağaç dikti. İnsanların gönlünü fethetti. Mersin’in tanınan yönetmeni Erdal Sağlam “Ağaç Adam” olma serüvenini ve neler yapmak istediğini Ege Telgraf okurların için anlattı Erdal Sağlam, Mersin’den tanıdığım bir gazeteci. Aynı zamanda yönetmen. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşına doğum gününde ağaç dikerek hediyesini sundu. Bu davranışı Türkiye ve dünyanın farklı yerlerinden büyük ilgi gördü. “Ağaç Adam” sıfatıyla farklı kentlerden insanlar destek sunmaya başladı. Gazeteci-Yönetmen Erdal Sağlam’la “Ağaç Adam”ın serüvenini ve bu konuda neler yapmak istediğini konuştuk. Sağlam, “Farklı d10illerde ağaç dikmeye dair sözler duymak güzel. Hiç tanımadığım insanlar arıyor ve Türkiye’de ağaç dikilmesi için destek vermeye hazır olduklarını söylüyorlar” dedi. Erdal Bey, öncelikle arkadaşlarınıza doğum günlerinde ağaç dikip hediye etme fikri nasıl oluştu anlatır mısınız? Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli olan Hatun Cihan adında bir arkadaşım vardı. Doğum gününde nasıl bir hediye alayım diye arkadaşlara danıştım. Kimisi adının yazılı olduğu kalem hediye et, dediler. Açıkçası, daha farklı bir şey ve toplumsal farkındalık yaratacak bir şey olsun istiyordum. Arkadaşımızın şatafatı ve israfı sevmediğini de biliyordum. O yüzden dedim ki öyle bir hediye olmalı ki hem arkadaşımız mutlu olsun hem insana, doğaya faydalı olsun. Ağaç dikmek fikri bana cazip geldi. Meyve ağacı olmasını tercih ettim. İnsanlık ve doğa için faydalı bir iş yapmış olmanın da mutluluğunu taşıyorum. -Gördüğümüz kadarıyla kampanyanız Mersin sınırlarını aşarak farklı kentlere ve ülkelere vardı. Size gelen görüşlerden söz eder misiniz biraz? Açıkçası ilk videoyu paylaştıktan sonra bu bir etkinlik haline geldi. Evet, doğru söylüyorsunuz bu kampanya büyüdü. Beklentimin üstünde büyüdü. Gerçekten çok güzel bir çalışma oldu. Biliyorsunuz, üç tür canlı vardır. Öncelikle insanlar; ardından hayvanlar ve bitkiler. Bitkiler, insanların ve hayvanların yaşamlarını devam ettirmesi için en elzem canlılar. Bitkiler olmasa yaşam olmaz. Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yaşayan insanlardan kampanyaya güzel destekler geldi. Bu duyarlılık ayrıca beni mutlu etti. Farklı dillerde ağaç dikmeye dair sözler duymak güzel. Hiç tanımadığım insanlar arıyor ve Türkiye’de ağaç dikilmesi için destek vermeye hazır olduklarını söylüyorlar. Ben de, “Bana ağaç parası göndermeyin. Yapmak istiyorsanız böyle bir şeyi, gidin ağaç dikin ve toprağa dokunun. O ağaç sizin ağacınız olsun” diyorum. -Mersin benim de bir dönem yaşadığım bir kent. Özellikle şehir merkezi yeşil yoksunu durumda. Bu davranışın büyütüp bir “Kent Ormanı” kurdurmak gibi bir projeniz var mı? Evet, sizinle bu kentte omuz omuza gazetecilik yaptık. Sizi unutabilir miyiz, Mazlum kardeşim. Haklısınız, Mersin maalesef beton yığınları arasında kaybolmuş bir kent. Kaybolduk hatta. Mersin’de 52 katlı gökdeleni biliyorsunuz. Bazen oradan şehre baktığımda güneş enerjisi tarlası gibi görüyorum. Mersin’in tabii ki yeşilliğe ihtiyacı var. Hiç tanımadığım insanlardan gerçekten samimi söylüyorum, bazı videolar yolluyorlar bana, “Erdal Sağlam, Mersin seninle yeşerecek” diyenler oluyor. Bu beni mutlu ediyor. Mersin’i hep beraber yeşillendirelim. Tabii ileriki aşamalarda farklı projelerimiz gerçekleşecektir. Umut ediyorum ki “Ağaç Adam Ormanı” oluşsun kentimizde. Bu ormana da Mersinli vatandaşların kendilerinin gidip ağaç dikmesini istiyoruz. İnsanlar ağaca, toprağa dokunsun. -Mersin’deki yerel yönetimlerle bu konuda bir bağınız oldu mu? Mersin’deki veya Türkiye’nin farklı yerlerindeki yerel yönetimlerle veya ülkemizin mülki amirleriyle bir bağımız yok. Tamamıyla bağımsız bir kampanya bu. Kesinlikle herhangi bir siyasi bağlantımız da yok. Kaldı ki doğaya sahip çıkma, ağaç dikme siyasete ihtiyaç duymadan yapılması gereken bir şey. Yani hava almak, oksijen almak siyasete alet edilebilir mi? Öyle şey olur mu? Bizim amacımız her şeyden önce dünyaya nefes olmak gibi bir amacımız var. Sadece Türkiye değil, dünyanın neresinde bir ağaç dikilirse insanlık adına bir hizmet yapılmış olur. Dünyamızda var olan diğer canlılar adına da bir hizmet yapılmış olur. -Dünyamız salgın bir hastalıkla boğuşuyor. Yeşil bir dünyada yaşamak mesajını bugünlerde iletmenizin bununla bir ilgisi var mı? Açıkçası sağlıkçı değilim. Sağlık Bakanlığımızın ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda söyledikleri ve söyleyecekleri var. Ama şahsi fikrim şu, ne kadar yeşil bir doğa varsa o denli sağlıklı bir dünyada yaşarız. Okuduğum bazı kitaplarda ‘ayak izi’nden söz ediyordu. Hepimizin bu dünyada bir ayak izi var. Bence bizim bu dünyaya bırakacağımız ayak izi ağaç dikmek olmalı. Daha kalıcı bir ayak izi olamaz. Bu ayak izleri çoğaldıkça dünyamız daha yaşanılır bir yer olacak. -Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Son sözü bana verdiğiniz için teşekkür ederim. Yeri geldiğinde hepimiz “Bu dünyada bir dikili ağacım yok” deriz. Yani bunun için elimiz kolumuz bağlı değil. Allah aşkına, lütfen dikili bir ağacınız olsun. Bu zor değil. Bunu kendiniz için, çocuklarınız için, geleceğiniz için yapın. Bakın değerli müzisyen Erkan Oğur, “Bir Ömürlük Misafir” kasetinin kapağında nasıl bir şiir yazmış. Sözlerimi onunla bitireyim: insan değil de ağaç olsam dallarımın arasından rüzgar esse yapraklarım, çiçeklerim meyvelerim olsa! mevsimleri yaşasam... köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam. kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar... böcekler, karıncalar yollansalar içime... çürütseler oralarımı, ballarım, sakızlarım olsa gövdeme bir insan yaslanıp uyusa... ben bunları hiç bilmesem, sadece ağaç olsam...