Günlük yaşantımızda zorunlu olarak kullandığımız yüzlerce eşya ve bu eşyaların yapımında kullanılan pek çok hammade vardır. Günümüze gelene kadar bu maddelerin bazen tek bir tanesini bazen de bir kaç...

Günlük yaşantımızda zorunlu olarak kullandığımız yüzlerce eşya ve bu eşyaların yapımında kullanılan pek çok hammade vardır. Günümüze gelene kadar bu maddelerin bazen tek bir tanesini bazen de bir kaç tanesini bir araya getirmek suretiyle binlerce ürün meydana getirilmiştir. Gelişen teknoloji, sanayi ve makina mühendisliğinin doğal bir sonucu olarak bugün kullanılan hemen hemen tüm araç ve gereçlerin üretimi oldukça kolaylaşmıştır. Hammadenin beklentileri ve ihtiyaçları karşılayacak biçimde bu denli geniş kapsamlı işlenebilmesi beraberinde ürün skalasını da genişletmiştir. Bu maddelerin bir çoğunu biliyoruz; ahşap, demir, bakır, alüminyum, plastik, cam, çelik bunlardan sadece bir kaçıdır. Ancak bu maddelerin yüzyıllar içinde keşfedilmesi, işlenip belli bir forma getirilerek insanlığın kullanımına sunulması noktasında en eski ve en vazgeçilmez olanın ahşap olduğunu görmekteyiz. Hammadesi ağaç olan ahşabın tarih öncesi çağlardan beri kullanılması onun ne denli eski ve ne denli önemli olduğunu gösterir. Tüm bu bilgiler bizi ağacı incelemeye ve bu çok çeşitli yapıdaki varlığın dünyada ne işe yaradığını araştırmaya itmiştir. Yeryüzünde ağaç bulunmayan çöl veya kutup gibi bölgeleri incelediğimizde, buralarda insan yaşamının mümkün olmadığını görürürüz. Üstelik ağaçlar sadece insan değil, başka canlılar içinde yaşam alanıdır. Yaşadığımız şehirde, köyde yada kasabada görsekte en fazla ağaç ormanlarda bulunur. Ormanlar ise dünyamızın akciğerleridir; milyonlarca ağacın sağladığı oksijen sayesinde nefes alıp veriyoruz. Ağaçlar olmasaydı; dünyamız çok soluk ve renksiz görünürdü. Odun yakamaz; kağıt ve kitap üretemezdik, ahşap ev eşyalarımız olmazdı mesela, güneşten korunacak doğal bir gölgeye, ağaçta yetişen birbirinden güzel ve lezzetli meyveye sahip olmazdık. Ağaçlar toprağı birarada tutarak ve yüzey akışını yavaşlatarak erozyonu önler, güneşin ultraviyole ışınlarından korur, havayı kirleten gazları (ozon, sülfür ve nitrojen dioksit..) yaprak ve kabukları aracılığıyla filtreler, sağladığı temiz havayla insan sağlığına ve bünyesinde barındırdığı kıymetli bitki lerle hastalıklara deva olur. Ağacın; insana, hayvana, canlıya ve canlılığa sağladığı katkılar saymakla bitmez. Doğadan ve doğal ortamdan uzaklaşan şehir insanı için bu katkılardan fayda sağlamak neredeyse imkansızlaşmıştır. Özellikle betonarmenin tavan yaptığı büyük şehirlerde kavurucu yaz sıcaklarına katlanmak toplumu iyice zorlamaktadır. İş, okul ve sosyal amaçla mecburen sokağa çıkmak zorunda olan genç, yaşlı, çocuk, yetişkin, erkek veya kadın toplumun her kesimini olumsuz etkilenmekte zorunlu olmadıkça dışarı çıkmaktan imtina edilmektedir. Oysa yol kenarı, bulvar ve kaldırımları ağaçlandırarak, kısa aralıklarla sık sık ağaçtan zengin park alanları oluşturarak, yapılabilecek her alanı ağaçla gölgelendirerek, bu sorunun üstesinden gelebiliriz. Zira yapılan bazı akademik çalışmalar ağaçların ve bitkilerin bir şehrin genel sıcaklığını direkt etkile diğine dair veriler ortaya koymaktadır. Binalarala dolu şehir bölgelerinin hava geçirmez yüzeylerle güneşten gelen ısıyı tuttuğu, bu şehirlerde ağaçlandırma yapıldığı takdirde ısıda belirgin ölçüde azalma sağlandığı tespit edilmiştir.