Yugoslavya’nın dağılma sürecinde önce Sırpların, sonra Hırvatların, Bosna-Hersek’i işgal maksadıyla saldırmaları üzerine, 1992-1995 yılları arasında yaşanan kanlı savaşta çok sayıda sivil halk katlemi...

Yugoslavya’nın dağılma sürecinde önce Sırpların, sonra Hırvatların, Bosna-Hersek’i işgal maksadıyla saldırmaları üzerine, 1992-1995 yılları arasında yaşanan kanlı savaşta çok sayıda sivil halk katlemişti. ABD ve AB’nin girişimleriyle 1995’te Dayton Antlaşması yapılmış ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti Sırp, Hırvat ve Boşnak bölgelerine bölünmüştü. Acı ve zor günler 43 ay süren savaşta, işgalciler 200.000-250.000 Boşnağı plânlı ve sistemli bir şekilde katletmiş ve yüz binlerce insanı evlerinden kovmuştur. Ancak Sırplar, en büyük vahşeti ve soykırımı BM’nin ‘Güvenli Bölgesi’ Srebrenitsa’da yapmışlardır. 1993’te BM Güvenlik Konseyi kararıyla Srebrenitsa, ‘Güvenli Bölge’ olarak ilân edilmiş ve BM Koruma Gücü’nün koruması altına alındı. Buna rağmen kuşatma altında olan Srebrenitsa’ya, Sırp saldırıları 3 yıl boyunca devam etmiştir. 11 Temmuz 1995’te Sırp kuvvetleri Güvenli Bölge Srebrenitsa’yı işgal etmişlerdir. Fakat BM Koruma Gücü’nün Hollandalı askerleri, Sırpların önünden çekilerek görevlerini yapmamışlardır. Sırp işgalciler, Srebrenitsa ve çevresinde II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da en büyük soykırımı yapmışlardır. Sırplar, bebek, çocuk ve kadınlar dâhil olmak üzere 8.000-12.000 Boşnağı katlederek toplu mezarlara atmış, 30 bin civarında Müslümanı silâh zoruyla evlerinden kovmuş, Türk-Boşnak-İslâm eserlerini tahrip etmiş ve her çeşit vahşeti sergilemişlerdir. Srebrenitsa katliamı insanlığın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tanık olduğu en büyük vahşettir. Yugoslavya’nın sancılı parçalanışında en çok zarar gören ve en büyük kayıpları verenler arasında yer almıştır ne yazık ki Bosna Hersek. Avrupa’nın göbeğinde binlerce insan katledilmiş, işkence görmüş, çok daha fazlası yerinden edilmiştir ve tüm bu süreç boyunca pasif kalan Birleşik Milletler’in sessiz ve çözümden uzak tavırları günümüzde de hala tartışma konusu olmaya devam etmiştir. Katliamın temel aktörleri olarak gösterilen Sırp generaller yakalanmış ve mahkemede hakim karşısına çıkarılmışlardır. Ancak Srebrenitsa’nın yaralarının kapanmaktan uzak ve kolay kolay unutulabilecek bir olay olmadığı aşikârdır. Her yıl 11 Temmuz’da düzenlenen anma törenlerinde yaşamını yitirenler dünyanın dört bir yanında anılmaktadırlar. Birçok sivil toplum örgütleri de aynı zamanda çeşitli etkinliker yaparak yaşamlarını yitirenleri gönüllerinde yaşatıyorlar. Ben şahsen bu anma törenlerinde kimin emeği varsa sonsuz teşekkür ediyorum ve devamlarını diliyorum. Savaşların en kötü yanı sivil günahsız masumların sorgusuz sualsiz öldürülmesi. Filler tepişir çimenler ezilir. Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.