Aile hekimliği, birinci basamak sağlık hizmetlerimizin, yani koruyucu sağlık hizmetlerimizin verildiği sağlık kuruluş...

Aile hekimliği, birinci basamak sağlık hizmetlerimizin, yani koruyucu sağlık hizmetlerimizin verildiği sağlık kuruluşlarımız. Hasta olan vatandaşlarımıza tedavi edici hizmet vermekten ziyade, sağlıklı olan vatandaşın hasta olmaması için mücadele eden sağlık kuruluşlarımız. Aile hekimliği hizmetlerimiz, aile hekimlerimiz ve her aile hekimimizin yanında olan hemşire arkadaşlarımız tarafından verilmekte. Ülkemizde 2005 yılında pilot uygulamayla başlayan aile hekimliği sistemine geçişte en önemli gerekçemiz sevk zinciri sistemini uygulamaktı. Ancak geçen 15 yıllık sürede sistem vatandaş memnuniyetine dönüşmüş olması üzücü. Her geçen gün iş yükü artan aile hekimlerimizin en büyük sorunlarından bir tanesi de aile hekimliği sisteminde çalışan hemşire sayısının günden güne azalması. Yani aile hekimimizin hemşiresinin olmaması ya da, hemşiresi olmayan aile hekimimizin işlerini bir başka hemşire arkadaşımızın yapması. Aile hekimliği birimlerinde çalışan hemşire arkadaşlarımızın ekonomik kayıplarının artması, özellikle yıllık izin kullanmalarında sıkıntı yaşamaları, hemşiresi olmayan aile hekiminin işlerini de bir başka hemşire arkadaşımızın yapması, hemşirelerimizin aile hekimliği sisteminde çalışmak istememesini beraberinde getiriyor. Normal şartlarda her bir aile hekimliği biriminde, bir aile hekimi ve bir hemşire görev yapar. Ancak son yıllarda aile hekimliği birimlerinde çalışan hemşire arkadaşlarımızın aile hekimliği sisteminde çalışmak istememesi yani tercih etmemesi ve Maliye Bakanlığı’nın aile hekimliği sisteminde çalışacak hemşireler için yeni kadro tahsis etmemesi sistemi zora sokmakta. Hemşire sayısının az olması bazı birimlerde her bir hemşirenin iki aile hekiminin hastalarına hizmet etmesini bazen de, üç hekimin hastalarını bakmasını zorunlu kılmakta. Dolayısıyla personel eksikliğinden dolayı yıllık izinlerini kullanamayan hemşirelerimizin psikolojileri ve sosyal hayatları alt üst olmuş durumda. Öyle ki, sistemde çalışan pek çok hemşire arkadaşımız personel eksikliğinden dolayı, yıllık izinlerini dahi kullanamamakta. Pandemi sürecinden dolayı 2019 yılının yıllık izinlerinin de devredilmesiyle 70-80 gün birikmiş olan yıllık iznini kullanamayan pek çok hemşire arkadaşımız bulunmakta. Tabi birde aile hekimliği sisteminde yıllık izin kullanmak isteyen hekim ya da hemşirenin yerine bir başka hekim ya da hemşire vekalet etmezse, izine ayrılmak isteyen personel yasal hakkı yıllık iznini de kullanamıyor. Maaşından kesinti yapılıyor. Aile hekimliği siteminde maalesef sorunlar azalmıyor her geçen gün artarak kartopu gibi büyüyor. Mesela, kişi sayısına göre yetersiz gelen aşıların faturasının aile hekimi ve hemşirelerine kesildiğini, aile hekim ve hemşirelerinden performansa dayalı ücret kesintisinin yapıldığını biliyor musunuz? Mesela 2020 yılı eylül ekim kasım aralık ve 2021 yılı ocak şubat aylarında verilmeyen suçiçeği aşısının mart nisan mayıs aylarında kısıtlı miktarda verilmiş olmasından sıkıntıların çıktığını faturasını ise aile hekim ve hemşirelerinin ödediğini biliyor musunuz? Bu günlerde Mardin başta olmak üzere bazı illerimizde suçiçeği aşısının olmadığı bilgisi de gelmekte. Aşı yapılmayınca aile hekiminin üç kez erteleme hakkının var. Ancak olmayan aşının ertelemesi nasıl oluyor bilmek gerek. Maalesef aile hekimlerimiz taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyor. Aşı gelmeyince üç kez ertelemenin de yeterli olmadığını bir manasının olmadığını ortada. Sonuçta aile hekim ve hemşiresinden kaynaklanmayan eksiklik aksaklıkların da cezasının ekonomik olarak aile hekim ve hemşirelerine kesilmesi uygun değildir.