Yakılan ozanlarımızdan Muhlis Akarsu’nun “Demokrasi nerde ise ordayız” türküsünün sözleriyle başlamak istiyorum yazıya: Dostlar bizim inancımız bellidir Demok...

Yakılan ozanlarımızdan Muhlis Akarsu’nun “Demokrasi nerde ise ordayız” türküsünün sözleriyle başlamak istiyorum yazıya: Dostlar bizim inancımız bellidir Demokrasi nerde ise ordayız Softaların sözlerine kanmayız Demokrasi nerde ise ordayız *** Bizde sınıf, bölücülük bilinmez Demokrasi nerde ise ordayız *** İnsan haktır, hak insandır biliriz Gönüllerde açar bizim gülümüz AKARSU’yum bacı kardeş hepimiz Demokrasi nerde ise ordayız Yeni TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, demokrasinin tecelli etmesi sonucu seçildi. Oyların yaklaşık dörtte üçünü aldı. Ancak işin garip tarafı, TFF’ye 9 isim başvurmasına rağmen sadece Büyükekşi aday olma şartlarını taşıyordu. Yani demokrasinin de ucundan tutularak uygulanabildiği bir seçim izledik. Oy verenler bile Mehemt Büyükekşi’nin TFF Başkanlığı dönemi için ciddi bir umut beslemiyordur. Ayrıca çiçeği burnunda başkan önce tüm TFF kurullarının istifasını istedi. Bildiğim kadarıyla henüz bir istifa yok. Ayrıca yabancı kuralı 8+3’ten 7+4’e düşecekken bu kararı değiştirerek 8+3’te tuttu. Kısacası seçim öncesi kulüplerden gelen ilk isteklerden biri olduğuna inandığım yabancı kuralı konusunda somut adım atılmış oldu. Sırada, yeni sezonun isimlendirilmesi konusu olacaktır. 2022-2023 sezonunun bir özelliği de Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı olması. Daha şimdiden bazı çevrelerde 100. Yıl Sezonu olması için sesler yükselmeye başladı. Ben de naçizane teklif olarak, 2022-2023 sezonunun Cumhuriyet Sezonu olmasını isterdim. Kaybettiğimizi sandığımız bazı değerlerin tekrar canlanabilmesi için, belki yakın gelecekte bizi bekleyen büyük değişimlere işaret fişeğini atabilmesi umuduyla sezonun ismine Cumhuriyet denilmesi yerinde olacaktır. Sonuç olarak yeni başkan futbola hayırlı olsun. Eyyam yapmayan hakemlerden, hak yemeyen kurullara kadar pek çok değişişklik umarım gerçekleşir. YÜREKLER DE YANAR Yukarıda dizelerini paylaştığım Muhlis Akarsu, beraberindeki 32 aydınla birlikte, 1993 Temmuz’unda düşünceleri nedeniyle diri diri yakıldı. Yakanlarsa adalet tecelli etmediği için hakettikleri cezayı almadı. Bu katliamdan neredeyse 30 yıl sonra da gencecik bir kızı, Pınar Gültekin’i, diri diri yakan katil haksız tahrik indirimiyle hakettiği cezayı almadı. Adaletin olmadığı yerde demokrasi bekleyen bizler, kim bilir daha neler göreceğiz...