İki haftadır gözler burada. Hareketlilik de direniş de arttı. Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Ak...

İki haftadır gözler burada. Hareketlilik de direniş de arttı. Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı, ağaç nöbetine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne kaynak sağlanması için kömür madeni sahasının genişletilmesi kararına karşı çıkan vatandaşlar, kendilerine destek veren çevrecilerle bekleyişi sürdürüyor.

   Nöbette gündem, maden faaliyetlerinde art arda patlatılan dinamitler ile taşınan arkeolojik eserler oldu. Son günlerde bölgede dinamit kullanımına dikkati çeken köylüler, evlerinin yıkılmasından korkuyor.

HER GÜN DEPREM

     Evlerinde çatlaklar oluşan ve oluşabilecek göçükler altında kendisinin, çocuklarının ve hayvanlarının kalmasından endişelenen köylüler defalarca jandarmaya ve kaymakamlığa başvurmalarına rağmen sonuç alamadığını kaydetti. Evlerindeki çatlakları gösteren köylüler, yaşananları şöyle anlattı: "Geçen salı günü şimdiye kadarki en şiddetli patlatmalardan birine şahit olduk. Masalardan tabaklar ve bardaklar düştü, çerçeveler yerlere döküldü. Her gün evlerimizde, yaşam alanlarımızda depremi yaşıyoruz. Patlatma ardından köylülerimizle yeniden jandarmayı aradık teker teker. Fakat bazılarımıza tavırları oldukça kötüydü. Hasar olup olmadığını, hasar yoksa karakola gelip dilekçe vermemizi söylediler. Köyde yaşamayıp nöbet alanında kalan ve arayan arkadaşlarımızın suratına kapatmışlar telefonu, aramalar sıklaştıktan sonra "Başka bir arayan vardı, o yüzden hemen kapattım." diye bahane uydurmuşlar. Daha önce yaptığımız şikayetlerin de sonucunu alamadık. Fakat bu kez yeniden dilekçe yazıp kaymakamlığa ve jandarmaya bildireceğiz."

KUŞLARI DİNLEYİN 

   Bu arada, şirket İstanbul’da bir konser düzenledi. Konser öncesi salon önünde konuşan çevreciler şirketi hedef aldı, “İkizköy’de yok ettiği koca bir yaşamın parasıyla lüks AVM’lerde konser düzenliyor. Gelirin bir kısmını Hayvanları, Doğayı, İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği’ne bağışlayacakmış. Önce Akbelen Ormanı’ndaki canlılardan, nesli tehlikede hayvanlardan ellerini çek!” dedi. Çevreciler gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Twitter hesaplarından açıklama yapan İkizköylüler, "Biz İkizköy’de her gün bu yıkım ve ölüm sesleriyle yaşamaya çalışırken, şirket binlerce yaşamı yok etmiyormuş gibi konser veriyor. Burada binlerce canı yok eden kirli eller şimdi hayvanlar için bağış yapacağını utanmadan söylüyor!"

     "Bize gece gündüz dinamit ve iş makinası sesi dinleten şirket suçlarını örtmek için orkestra kurup konserler veriyor. Biz de bu şirketi bir çok canlının yuvası olan, yok etmek istediği Akbelen Ormanı'nın sesini dinlemeye davet ediyoruz." diye seslendi. 

TARİHİ ESERLER TAŞINDI

    Alan, geçen hafta da Karya dönemine ait mozaiklerin bulunduğu iddia edilen alandaki arkeolojik eserlerin taşınmasıyla gündeme gelmişti. İkizköy Çevre Komitesi tarafından yapılan açıklamada, “Arkeolojik buluntular Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’na göre ‘taşınmaz kültür varlığı’ olmasına ve kanuna göre yerinden taşınması yasak olmasına rağmen Muğla Müze Müdürlüğü ve enerji şirketiyle birlikte suç işleyerek arkeolojik eserleri Ören'e götürdüler. Hep söylediğimiz gibi Muğla'da 5'li çeteye yasalar uygulanmadığı için şikayetimiz sonrasında ‘koğuşturmaya yer olmadığına’ ilişkin karar geldi. Arkeolojik eserlerin taşınmasının ve tahribatının durdurulması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde açtığımız davada ise çok ilginç bir şekilde davanın konusu itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın mahkeme duruşma ve karar günü için tebligat gönderdi. Keşif yapılmaksızın karar verilemeyecek dosyada karar ve duruşma günü tayin edilince, yasaya aykırı bir uygulama nedeniyle mahkemenin davamızı reddedeceğini anladık ve ‘reddi hakim’ talebinde bulunduk. Ancak o enerji şirketi aleyhine açılan bir davada Muğla İdare Mahkemeleri kanunları uygulamadığı için reddi hakim talebimizi de (böyle bir yetkisi olmamasına rağmen) ‘davayı uzatmak için reddi hakim yapılmıştır’ diyerek reddetti” ifadeleri kullanıldı.

      Twitter hesabından da yaşananlara isyan eden çevreciler, "Türkiye’nin imzaladığı UNESCO’nun Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşmeye göre bir kültür varlığı Dünya Kültür Mirası listesinde olmasa dahi devletlerin koruma yükümlülüğü var.  Uluslararası sözleşme ve yasalara rağmen binlerce yıllık tarihe nasıl kıydınız?" diye sordu.

  Yaşananları yorumsuz aktardım. Köylülerin feryadını duymak zorundayız.  Madencilik faaliyetlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürdürülmesi gerekiyor, bu bir gerçek. Ancak yerin altındakini, üstündekine tercih etmeden ilerlemek mümkün değil mi? Yeni yılda zeytine kıymayacak, ev bark yıkmayacak, can yakmayacak planlamalar ve taşımızı toprağımızı koruyacak, kültürümüze, tarihimize sahip çıkacak yasal düzenlemeler bekliyoruz.

İYİ HABER 

Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, 2. Murat dönemi yapısı Edirne Sarayı'nda (Sarayı Cedide-i Amire) bütüncül bir yaklaşımla çalışacaklarını bildirdi. Yıldız, alandaki kazı hizmetlerinin çalışmalar sırasında da devam edeceğini, beş yıl planlanan çalışmalarda payitaht şehir Edirne'nin tarihi ve kültürel özelliklerinin anlaşılmasına yönelik bir tutumla ele alınacağını, belgelere dayalı bilimsel çalışma yürütüleceğini belirtti. (AA) 

GÜZEL İÇERİK 

Çok yeni, çiçeği burnunda bir hesap önereceğim bu hafta: "msligünlüğü". Tanı ve teşhisin ardından tedavi sürecini ve multipl skleroz (MS) hastalığının günlük hayata yansımalarını konu alan instagram hesabı, faydalı bilgilere ve İlayda Doğaneli'nin tecrübelerine yer veriyor. Sayfa, farkındalık oluşturmayı ve hastalara destek olmayı amaçlıyor.