Ne tuhaftır değil mi? İnsanlar mutlaka hayatl...

Ne tuhaftır değil mi? İnsanlar mutlaka hayatlarının bir dönemlerinde bu soruyla karşılaşır. Akıl mıdır? Kalp midir? Neresi ile hareket edersek siner ki içimize? Hangisini tercih edersek bizim için en iyisi olur? Akıl ve kalp bu kadar karşılıklı mı, aynı safta yer tutamaz mı? Bir danışanımla bu soruya çıktık geçenlerde. Hayatlarımızda bir sürü olay olup bitiyor, tamamen kapanan meseleler, kapanmış görünüp arka planda işlemeye devam edenler, asla ve asla bitmeyenler, bitmiş gibi görünüp çaktırmadan yıkanlar, delirtenler, düşündürenler, içinden çıkılamayanlar, şimdi hepsini saymaya kalksak buradan köye yol olur dostlarım, sizler kendi hayatlarınızdan da biliyorsunuz meseleleri. İşte tüm bunlar yaşanıyorken, sorumluluk omuzlarımıza oturduğunda ve kararlar vermemiz gerektiğinde devreye giriyor buradaki sorumuz. E şimdi biz aklımızı mı dinleyelim, kalbimizden geçenleri mi?  Sonra zihin hemen elinden gelenin en iyisini yapmaya başlıyor, olası sonuçları artıları ve eksileriyle tartıyor. Kabul edelim burası bocalanan en büyük nokta çünkü akıl zaten en baştan ipleri eline alıyormuş gibi değil mi? Mantıklı göründüğü düşünülen bir durumu kaybetmek istememiz de gayet olası. Ancak mutlaka denk gelmişsinizdir, mantıklı olan o sonuçlara karşı içimizden bir ses yükselir. Orada başka konuşan bir şey vardır sanki. Hani derler ya ‘içime sinmedi’ diye. Neresidir acaba o ‘iç’ ?  Kalple barışmak En son ne zaman sadece canınızın istediği şeyi yaptınız? Hani az önce bahsettiğim gibi, ‘içinizden’ gelen şeyi...  Belki canınız o gün dinlenmek, yatmak istedi. Belki çocuklarınızla vakit geçirmek geçti içinizden. Ya da birini arayıp sesini duymak istediğiniz ama şimdi ne sırası vardı, mantıklı değil miydi? İşte bu yüzden bu bölümün adını ‘kalple barışmak’ koydum. Gerçekten içimizden geçtiyse, bir yolu hiç mi bulunamazdı? Acaba şu içinizden geçenlere birazcık kulak verseydiniz, kalbinizle biraz barışabilseydiniz hayattan aldığınız keyif nasıl olurdu?  Bence biraz düşünülmeyi hak eden bir soru var elimizde, ancak henüz kıymetini anlayabilmiş değiliz. Biliyorum çok soru doldu buralar, ancak dediğim gibi, bende henüz anlamaya, denemeye ve sormaya devam ediyorum.  Akıl ve kalp nasıl yan yana durabilir, yürüyebilir? Ve olsaydı, kim bilir neler neler olabilirdi! İçinize sineni bulduğunuz günlere...