Yok efendim birinci dalganın 2. piki. Yok efendim 2. dalga Ekim’de bizimle olur. Yok efendim aşı bulunsa bile 9 aydan önce kollarımıza teşrif etmez. Yok efendim bu yeni normal (Nasıl yeni normalse pek...

Yok efendim birinci dalganın 2. piki. Yok efendim 2. dalga Ekim’de bizimle olur. Yok efendim aşı bulunsa bile 9 aydan önce kollarımıza teşrif etmez. Yok efendim bu yeni normal (Nasıl yeni normalse pek anlayamadım. Aynı hamam aynı tas devam ediyoruz) 2 yıl sonra ancak düzelir. Nostradamus bile bu kadar kehanet ortaya sunmadı. Neden mi kehanet dedim. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü dahil hiçbir yetkili, uzman, bilim adamı korona virüs illetinin ne kadar süreceğini, ne şekilde kimlik değiştirdiğini, daha kaç kişinin ölümüne neden olacağını, kaç kişiyi sakat bırakacağını bilmezken siz nerenizden uyduruyorsunuz, tarih verebiliyorsunuz. Bu güne kadar dünyada ve ülkemizde kim ne söylediyse bu hastalık hakkında tutturabildi mi? Bence kesinlikle hayır. ‘Vakalar önlenebilir, öngörülebilir rakamlarda’ demişlerdi şimdi ne söylüyorlar peki, ‘Düğünler yasak. Dışarı çıkmayın. 65 yaş üstüne kısıtlamalar geri geldi. Kimseyle sarmaş dolaş olmayın. Asker eğlenceleri kesinlikle yasak.’ GAZ KAÇAKLARI İyi de sevgili uzmanlarımız, bakanlarımız, korona virüs bilim kurulunun değerli ama kanaatime göre sözünü dinletemeyen, etkisiz üyeleri sormazlar mı adama; pandemi ilan edildiğinden bu yana neden sürekli gaz kaçağı veriyoruz. Asker eğlenceleri, düğün, nişan, kına geceleri, Umre ve Hac dönüşleri, havaalanlarında kontrolden kaçan milletvekilleri, yurt dışında çalışan işçi dönüşleri, kurban bayramındaki alış veriş ve kesim manzaraları, halı sahalara verilen izin, turizm beldelerindeki korkutucu görüntüler, Ayasofya’da kılınan ilk Cuma namazı ve son olarak sel felaketi yaşanan Giresun’da istemeden yapılan miting. Daha ne olabilir bilmiyorum bu lanet hastalığı yayabilmek için. OTOBÜSLE KARANTİNA Bir de gelelim gevşekliği bırakmayan rahatlığı bir özellik sanan sevgili Türk halkına. Allah aşkına bir durun, düşünün. Sosyal mesafe dendi, ihlal ettiniz, maske dendi ihmal ettiniz, hijyen dendi yanından geçmediniz. Sahi siz bu salgından nasıl kurtulmayı düşünüyorsunuz? Rabbim’den yardım bekliyorsanız öncelikle bende bekliyorum ama unutmayın ki kadir mevlam ‘Siz elinizden geleni yapın, her türlü tedbiri alın sonrasını bana bırakın’ diyor. Tedbir yok sonra bekle ki düzelsin. Hazreti Peygamber hastalığın bulunduğu yerdeyseniz orada kalın, değilseniz uğramayın’ Hadis-i Şerifi’nde bu tehlikeye işaret ederken, peygamber sünetti diye garip garip şekilci yaklaşımlarla belki de günaha giren ve sorulduğunda ‘Müslüman’ım Elhamdülillah’ diyen halkım bu uyarıya niye dikkat etmez. Evde karantina için gönderilen vatandaşlarımız bulundukları kenti terk edip giderek niye bulaşı riskini de şehir şehir gezdirir? Yapılanın vatan hainliğinden ne farkı var. Diğer yandan hastanede korona virüs testi pozitif çıkan gariban halkıma bin otobüse git neden denir. Neden bir ambulansla evine gönderilmez? İşte aklımdaki deli sorular. Velhasılı kelam siz siz olun, korona virüs önlemlerinizi alın. Maskesiz kesinlikle çıkmayın, kimseye temas etmeyin. Hijyeni terk etmeyin. En önemlisi sevdiklerinizi Allah korusun, ölümün kucağına atmayın.