Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin başarıyla sonuçlandığı 30 Ağustos Zafer Bayramımızı bir kez daha gururla, sevinçle ve coşku içinde kutladık. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün,

Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin başarıyla sonuçlandığı 30 Ağustos Zafer Bayramımızı bir kez daha gururla, sevinçle ve coşku içinde kutladık. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ordular ilk hedefiniz Akdeniz“ emrinin ardından şaha kalkan Türk Ordusu, o günün zor şartlarına rağmen, canla başla mücadele etmiş, şehitler vererek önüne kattığı düşmanı, önümüzdeki günlerde onu da kutlayacağımız 9 Eylül günü, denize dökerek zaferi noktalamıştır. Kurtuluş Savaşımızın en önemli aşaması olan 30 Ağustos ve 9 Eylül zaferleri Büyük Türk Milleti’nin emperyalizme ve onun uşaklarına vurduğu en büyük darbedir. Kim ne derse desin Yüce Milletimiz tarih sahnesinde olduğu sürece, bu zaferler ilelebed kutlanacaktır. İzmir ve biz İzmirliler, hem 30 Ağustos Zafer Bayramımız, hem de düşmanı denize döktüğümüz 9 Eylül ile gururu duyarız. Katıldığımız törenlerde yüreğimiz güm güm atar. Bize bu günleri yaşatan ecdadımızı, başka Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını, minnet ve şükranla yad ederiz. Ben Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramını buradan canı gönülden kutlarken, Cenab-ı Hak’tan bizleri daha nice bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum. Gelelim bu güzel günleri kutlamaya hazırlanırken, yaşadığımız hiç de gerekli olmayan tartışmalara. Önce İzmir Büyükşehir Belediyemizin bilboardlara astığı afişlerle başlayan polemik, bence gereksizdi. Bizler Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in, demokrasi ve barış konusundaki düşüncelerini biliyoruz. Ancak, 100 yıldır zafer olarak kutlanan bayramın, bir ileri evre olan barış“ olarak ifade edilmesi bence gereksizdi. Siyasetçisinden, STK’sına çeşitli çevrelerden gelen sert tepkilere rağmen Sayın Soyer geri adım atmadı. Elbette bu kendisinin bilebileceği bir iştir. Bunu da Soyer’i o koltuğa oturtan İzmirlilerin takdirine bırakmak gerekir. Barış, dünya milletleri sahnesinde en değerli yaşam şeklidir. Elbette hepimiz barışsever olmak zorundayız. Öyleyiz de. Ama bize karşı beslenen emelleri de takdir edersiniz ki görmezlikten gelemeyiz. Bu arada, şarkıcı Gülşen’in, imam-hatiplilere yaptığı hakarete değinmeden geçemeyeceğim. Bu kendini bilmezliği 4 ay sonra kim servis etti, neden servis etti çok merak ediyorum. Ama her şeyden önce, kitlelere mal olmuş bir pop sanatçısının, toplumumuzun önemli bir kesimini hedef alarak o kelimeyi kullanması, çok büyük bir ayıp olarak kayıtlara geçmiştir. Şarkıcı Gülşen, önce dönüp bir aynaya bakmalı, binlerce kişinin karşısına çıktığı kıyafetlerine çekidüzen vermelidir. Bir imam hatipli olarak kendisine daha fazla birşey söylemeyi kendime zül addederim. Gelelim bir başka toplumda infial yaratan tartışmaya. Eski Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ın, şehirlerin kurtuluş günü kutlamalarından bahsederken, bugünlerde kutlayacağımız 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu hakkında sarf ettiği sözler, çok yakışıksızdır ve Milletimizin yüreğini derinden yaralamıştır. Sayın Kahraman’ın, Şanlı Türk Ordusu’nun işgalci Yunan’a tek kurşun atmadığını, palikaryaların sanki hiçbirşey yapmamış gibi arkalarına bakmadan kaçıp gittiklerini söylemesi, anlaşılır birşey değildir. Milli Türk Talebe Birliği başkanlığı yapan bir insanın, TBMM gibi Gazi bir Meclisin en üst yöneticiliğini üstlenen bir siyasetçinin bunları söylemesi, akıl tutulması değil ise acaba nedir? Kimsenin Türk Milleti’nin zaferlerini ve o zaferleri kazanan devlet adamlarını itibarsızlaştırmaya hakkı yoktur. Sanatçı Gülşen’in hakareti, Sayın Kahraman’ın bu sözleri karşısında hiç kalır. Cumhuriyetimizin ve zaferlerimizin 100 yıllarını kutlamaya hazırlanırken, bu tür tartışmalar keşke olmasaydı. Bizler, birbirimizle didişirken, geçmişte arkalarına bakmadan kovaladığımız düşmanlarımız, bunlara bakarak kıs kıs gülmekte ve el avuç ovuşturmaktadır. Bununla da kalmıyor, bize bu vatanı kurtararak emanet eden büyüklerimizin de kemikleri sızlamaktadır. Lütfen kendimize gelelim. Türk Milleti de Türk Vatanı da çok değerleidir. Bize başka vatan da sahip çıkacak millet de yoktur. Aklımızı başımıza alalım.