Yüz otuz liraya lahmacun olur mu? Her yaz aynı haberler… Çeşme’de, Bodrum’da lüks plajlara giriş ücretleri dudak uçuklatıyor… Otuz liraya su, iki yüz liraya döner, üç yüz liraya ızgara köfte… Habe...

Yüz otuz liraya lahmacun olur mu? Her yaz aynı haberler… Çeşme’de, Bodrum’da lüks plajlara giriş ücretleri dudak uçuklatıyor… Otuz liraya su, iki yüz liraya döner, üç yüz liraya ızgara köfte… Haber değeri kalmasa da ısrarla yapılıyor, kaşıntı basa basa izliyoruz biz de. Öncelikle, içeriden biri olarak söyleyeyim; genellikle hafta sonları, elde doğru düzgün haber olmadığı için yapılır bu haberler. Bir muhabir, bir kameraman söylene söylene çıkar meydana. 40 derece güneşin altında mikrofon tuttukları vatandaş dökülür: “Millet aç!”, “Bu ne böyle, milletle dalga geçer gibi, insanlar çöplerden ekmek topluyor…”, “Bir fakire beş kuruş vermezler, gecede şu kadar para yerler…” Yüz otuz liraya lahmacun olur mu? Olur… İki yüz lira da olur, beş yüz otuz lira da olur, bin otuz lira da… Çünkü bir lahmacuna o parayı veren adam sınıfçılığa inanıyor. Çünkü para sahibi olmayı sınıf atlamakla eşdeğer tutuyor. Çünkü güçlü olduğunu kendine ve etrafına kanıtlamak istiyor. Çünkü “Etrafımda bin lira giriş ücreti verebilecek insanlar görmek istiyorum. Cebinde yüz lirası olan biriyle aynı yerde keyif yapmak istemiyorum” diyor. Çünkü satın aldığı aslında lahmacun değil, ayrıcalık… Mekan sahibi de bu kitleye hitap eden biri… Alan razı, satan razı, bize ne yahu! Güç gösterisi, kendini ispatlama çabası, görgüsüzlük, adına ne derseniz deyin… Doğru veya yanlış… Öyle düşünüyor adam, bize ne! Ya orta sınıfın birbirini ezmesine ne demeli… Bornova’nın bir semtinde bir süre kirada oturdum. Mahalledeki ev sahipleri sokaktaki konteynere çöp attırmıyordu. İki yüz metre yürürdüm çöp atmak için. Arabamı evimin önüne park edemezdim. Neymiş ‘Kiracıların böyle bir hakkı’ yokmuş… Orta sınıf ya da alt gelirli grupların birbirine yaptığı güç gösterisini yazsam bu sayfalar yetmez. Ha, bu arada her bütçeye uygun mekanlar da var Çeşme’de, Bodrum’da… Elbette özel plajlardaki konfor ve kaliteye sahip değiller. Ancak şezlongu, şemsiyesi, çayı, suyu, tostu, ayranı, mısırı, bir de üzerine dondurması, iki kişi iki yüz elli lira harcayıp güzel de bir gün geçirebilirsiniz. Güç gösterisi olmasa da, girdiğiniz deniz denizdir, yediğiniz ekmek ekmektir, içtiğiniz su sudur sonuçta. Tıpkı lüks bir arabanın malzemesinin teneke, lüks bir mobilyanın tahta, lüks bir villanın da ana malzemesinin neticede Allah’ın taşı olduğu gibi… Güç gösterisi ve kendini ispatlama çabası canlıların kimyasında vardır ve doğal bir uyuşturucudur. İşte bu yüzden bir lahmacun yüz otuz lira olur. Hem de bal gibi olur.