İmar Barışı isimli düzenleme, 3194 sayılı İmar kanununun Geçici 16. maddesince  2017 öncesi yapılmış kaçak binalar şeklinde bir tanım ortaya atmıştır. 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsı...

İmar Barışı isimli düzenleme, 3194 sayılı İmar kanununun Geçici 16. maddesince  2017 öncesi yapılmış kaçak binalar şeklinde bir tanım ortaya atmıştır. 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız binalar tanımı toplam 6 madde ile belirlenmiştir. Başkasının özel mülkiyetine konu taşınmazlar, hazineye ait alanlardaki yapılar, Maliye Bakanlığınca ilgili kurumlara tahsis edilmiş alanlardaki yapılar, 2960 sayılı Boğaziçi kanun tanımı içinde kalan yapılar, 6546 sayılı Çanakkale Gelibolu tarihi alanları içinde kalan yapıların, bu geçici düzenleme ile hak kazanmayacağı ifade edilmiştir. Bu kadar kısa ve öz bir anlatım dışında, 6 maddenin açıklaması dışında kalan tüm yapılar, Kurucu Hükümleri tesis eden onlarca anayasal kanun maddesi yokmuşçasına, geçici düzenlemeden faydalanabilmiş ve Yapı Kayıt Belgeleri oluşturulmuştur. Oysa ki, Anayasamızda tanımlı özel koruma kanunları içinde kalan tanımlar, Anayasamız güvencesi altında ve ilgili kanun maddeleri ile korunmaya devam etmektedir. Kıyı Kanunu, Tarım Arazileri Koruma Kanunu, Orman Kanunu gibi maddeler, Sitler sanki bu geçici düzenleme içinde yer almıyormuş, ya da Geçici kanun Maddesi Anayasa kurucu hükümleri üzerinde imiş gibi hareket edilemez, Ayrıca, yapı tatil zaptı, encümen kararı ve yıkım emri gibi idari işlemlerin tümü yargıya intikal ettirilmiş, yargı safahatı yıllarca sürdükten sonra, idareyi denetleyen en üst hüküm makamı olan Danıştay nezdinde onanmış yargı kararları yok hükmünde sayılamaz. Danıştay kararı hüküm kurmuş ise, infazı 30 gün içinde yürürlüğe konmak durumundadır. Buna rağmen infazı gerçekleşmemiş yapılar, yıllar sonrasında çıkmış geçici bir düzenleme başlığında yasallığa ulaştırılamaz Başka bir açı ise, Kentsel Dönüşüm alanlarında karşımıza çıkmaktadır. Kentsel dönüşüme ilişkin karar alınmış imar bölgelerinde, Yapı Kayıt geçici 16. madde tanımında yer almadığı halde yok hükmünde sayılabilmektedir. Yapı Kayıt Belgesi olup olmadığına bakılmaksızın yıkım yapılmaktadır. Öyle ise, tanımı genel anlamda muğlak, tanım, içinde kalınmak istenirse sabit, dışına çıkmak istenirse, esnek bir kavram şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Buna karşın, Tarım ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma ilkelerine karşı tesis edilmiş işlemler hususunda şerh koymuştur. Bazı arkeolojik sit ve koruma bölgelerinde bu şerh üzerinden sonuca gidilmiş ise de, hatırı sayılır bir çoğunlukta, geçici maddenin kapsamına sadık kalınmıştır. Bakanımızın emsal şikayetlere konu alanlarda, Bodrum, Akdeniz kıyıları, Karadeniz, İstanbul ve ülke genelinde, şahsen takip ettiği yıkım işlemleri Yapı Kayıt belgesi tanımı ve geçici 16. madde düzenlemesinin çok ötesinde, doğrudan özel kanun tanımları dahilinde ve 3194 sayılı imar kanunu çerçevesinde yapılmıştır. Bakanlar kurulu kararları, özel hukuka konu alanlar gözetilmiştir. Tarım Bakanlığı'nın, geçici bir madde ile kalıcı olarak cins değişikliği sağlanamaz, ifadesini kullandığı ve 5403 sayılı kanun hükmüne gönderme yaptığı şerhi dikkate alınmıştır. Yine 2683 sayılı Kültür ve Tabiat varlıkları Koruma Kanunu bertaraf edilmemiştir. Buna rağmen, Yapı Kayıt Belgesi bulunduğu ve yasal hakkın tesis edildiği gerekçesi ile yüzlerce yapı, yalnızca 2017 öncesi ve sonrası haricinde, inceleme dışı bırakılmış durumda. Neticeten 3194 sayılı İmar kanun Geçici 16. düzenlemesi, ya kati çizgilerle yeni bir düzeltmeye ya da Anayasal zeminde hukuki açıklığa kavuşturulmaya muhtaçtır.