Son dönemde araç muayene ücretleri konusunda sosyal medyada ciddi bir eleştiri fırtınası kopuyor. Muayene süreci ve bu süreç için istenilen ücretin ne kadar hak edildiği konusunda haklı bir isyan var....

Son dönemde araç muayene ücretleri konusunda sosyal medyada ciddi bir eleştiri fırtınası kopuyor. Muayene süreci ve bu süreç için istenilen ücretin ne kadar hak edildiği konusunda haklı bir isyan var. Ülkemizde hususi araçlar iki yılda bir, ticari araçlar ise her yıl muayene olmak zorunda. Muayene işlemini yapan kuruluş ise Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilendirdiği özel sektöre ait bir firma. Tüm Türkiye’de araç muayenesi konusunda yetkilendirilen TÜVTÜRK isimli firmanın ortakları arasında Doğuş Grubu, Münih-Alman merkezli teknik hizmetler üreten TÜV SÜD ve Londra merkezli sermaye yatırımı yapan İngiliz Bridgepoint bulunuyor. 2007 yılından geçerli olmak üzere imzalanan anlaşma ile ilk 3 yıl araç muayene ücretinin yüzde 30’u, sonraki 7 yıl araç muayene ücretinin yüzde 40’ı, sonrasındaki 10 yıl için ise araç muayene ücretinin yüzde 50’si (KDV hariç olmak üzere) hazineye aktarılıyor. Devletimiz araç muayenesi konusunda yalnızca TÜVTÜRK’ü yetkilendirdiği için vatandaşın başka bir kuruma, kuruluşa gidip araç muayenesi yaptırma şansı yok. TÜVTÜRK araç muayene ücreti konusunda ne derse onu paşa paşa ödemek zorundayız özetle. TÜVTÜRK bu alanda yetkilendirilmeden önce devlet araç muayene işlemlerini çok daha uygun bir fiyata gerçekleştiriyordu. TÜVTÜRK’ün yetkilendirilmesi yani özelleştirmenin ardından ise araç muayene ücreti bir anda ciddi manada yükseldi. 2020 yılında bir aracın egzoz muayenesi ile birlikte muayene ücreti 422 TL’yi buldu. En fazla 10 dakika süren bir işlem için bu tutar hakkaniyet ölçüsünü aşmış durumda. TÜVTÜRK’te gerçekleştirilen muayene sürecinde ne bir tamirat ne de bir bakım var. Arka arkaya sıralanan araçlar daha çok muayene mantığıyla büyük bir pratiklik gösterilerek hızlıca muayene edilip yollanıyor. Her bir muayeneden hazinenin kasasına yüzde 50 net tutar aktarılırken, firma personel, bina, elektrik, su, SGK, KDV gibi giderleri düştüğünde bile ciddi manada kar ediyor. Devletimiz de bir TL bile harcamadan kurulu düzenden sürekli nakit akışı sahibi oluyor.

KREDİ KARTI KABUL EDİLMİYOR

TÜVTÜRK’te kredi kartı ile ödeme yapılamayışı da vatandaşın bir başka tepki sebebi. Teknolojinin geliştiği, kağıt paranın gündelik hayatımızdan yavaş yavaş da olsa çıkmaya başladığı şu dönemde ilgili firmanın bankalara komisyon ödememek adına kredi kartı ile işlemleri kabul etmiyor oluşu akla, mantığa aykırı. Kurulu düzen öyle bir hale gelmiş ki TÜVTÜRK’te bir güler yüz bile vatandaştan esirgeniyor. Vatandaşın araçları olmasa varlığına ihtiyaç olmayacak bir kurum eski tip devlet dairesi gibi soğuk ve mesafeli bir şekilde vatandaşın işlemlerini yapıp para tahsil ediyor. Araç muayenesindeki aylık yüzde 5’lik gecikme faizine ise diyecek fazla bir şey yok. Yıllık yüzde 60’ı bulan gecikme faizinin Merkez Bankası’nın her gün daha da indirdiği faiz oranları ile karşılaştırıldığında hiçbir haklı izahı yok. Vatandaş birkaç gün daha geciktirse de daha da çok faiz geliri elde etsek gibi bir yaklaşım var sanıyorum. Müşteri memnuniyeti konusundaki serzenişleri ise ayrıca not etmek lazım. TÜVTÜRK’ün rekabeti engelleyici yaklaşımı yerine Türkiye’de son yıllarda bir hayli gelişen araç bakım merkezlerinde muayene hizmeti verilmesinin önü açılmalı.