Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte maliyeti ve vergiden muaf edilmesi konusu tartışmaları sürmeye devam eder. Bütçe verileri dikkatlice incelendiğinde kaynaktan kesilen vergi (ücretlilerden) vazge...

Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte maliyeti ve vergiden muaf edilmesi konusu tartışmaları sürmeye devam eder. Bütçe verileri dikkatlice incelendiğinde kaynaktan kesilen vergi (ücretlilerden) vazgeçmenin maliyetine maliye yetkilileri sıcak bakmaz. Kısa vadede hayata geçmez, uzun vadede bundan vazgeçilmesi halinde arada hazine gelir kaybı başka kalemlerden tasarruf edilmesi ya da ek vergilerle mümkün olur. Vergicilik kuramında ayırma kuramı, emek geliri elde edenlerin sermaye geliri elde edenlere göre daha çok korunmak üzere daha az vergi ödemesini amaçlar. 2020 yılında gelir vergisi tutarı yüzde 15 tutarında 375,23 TL olup, AGİ bekar işçiden 220,73 TL olup mahsup edilen 154,50 TL gelir ve damga vergisi de işveren tarafından 22,34 TL. izleyen ayın 26'sında MUHSGK ödenecektir. Bunun yanında işveren hissesi olan işsizlik dahil teşviksiz 662,18 TL ya da teşvikle sıfır oranında ödenir. İşçi AGİ yüzde 85 oranında olması halinde gelir vergisi ödemez, sadece damga vergisi ödenir. Bu rakamlar aslında muhasebe tekniği ile işveren maliyeti gibi algılansa da bunun mükellefi işçi olup kamu idareleri milyonları bulan çalışanları mükellef almama adına işverenlerden çalışanlarından yukarıdaki rakamları tahsil etme yetkisini vermiş üstü örtülü olarak da 1 ay süre ile kredi olarak kullanın denilmiştir. İşin aslı net ücret+işveren SGK maliyeti ile ortaya çıkar. İşçinin payı (SGK+gelir vergisi+damga vergisi) işverenin maliyeti değildir. Burada asıl sıkıntı kaynaktan kesilen vergiden vazgeçmemek mi yoksa işveren sistemi gibi beyan esası mı olmalıdır. Maliye burada beyan esası olarak işverenleri işçiden kesilen vergi yatırmakla zorunlu kılarak, milyonlarca işçinin beyanı ile iş yükü ve mükellefiyeti oluşturmak istemez. İşverene de 1 aylık bu parayı kullanması için üstü örtülü kredi olarak lanse eder. Birçok işveren de bunları zamanında ödemezse gecikme zammı ile karşı karşıya kalır. Gelir İdaresi ve SGK bu işlemler için 6183 sayılı amme alacağı olarak icra uygular. Burada idareler kayıt dışı olasılığı üzerinde durmasıyla kişisel beyan sistemini reddeder. Bir diğer görüşte işveren üzerine yıkılan bu ödeme yükümlülükleri işveren maliyeti artırır, işverenler de kayıt dışılığa sıcak bakar. Bu maliyet baskısı işverenleri nitelikli işgücü de dahil olmak üzere asgari ücretle çalıştırmaya yönlendiriyor. Devlet ise kolaylıkla bu vergiyi işveren aracılığıyla tahsilat yolunu hedeflemiştir. Bu konuda ücretlilerin vergi matrahlarında yapılacak düzenlemelerle birlikte, asgari ücret tutarı kadar olan kısmı vergiden vazgeçilmesi ya da ilk vergi dilimine sıfır oranı yada geçişler arasında ücretlinin alım gücü ile endeksli düzenlemeye yer verilmesi gerekir. İstekler sıralanıyor… Kimisi asgari ücret vergi geçiş dilimleri sıfır olmalı, AGİ artırılmalı, damga vergisi devlet asgari ücret düzeyi tutarı kadar kısmını ücretlilerden muaf tutulmasına kadar. 2021 yılında bu sorun çözülür mü, ilerleyen günlerde göreceğiz. Yeni yılda tüm okurlarımıza güzel günler dilerim...