Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber kitabının yazarı Vincent Ryan Ruggiero, kitabının ilk bölümde ‘Sen kimsin?’ diye sorar. Evet sahiden sen kimsin sorusunu kendimize yön...

Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber kitabının yazarı Vincent Ryan Ruggiero, kitabının ilk bölümde ‘Sen kimsin?’ diye sorar. Evet sahiden sen kimsin sorusunu kendimize yöneltmek ve eleştirileri kabul edebilmek çok mühim. İzmir’de herhangi bir sektörde herhangi bir alanda kimsenin kolay kolay eleştirileri kabul etmediğini görüyoruz. En çok da ekonomi yönetiminde bu kavramla ilgili sorunlar yaşıyoruz. Her ekonomist ve iktisatçının ya da şöyle diyelim ekonomi bilir kişilerinin bulunduğu yerden memnun olmayışıyla birlikte eleştirilere yer vermeyecek biçimde kararlar aldığını görüyoruz. Fiyatlar düş denince düşecek birimler olmamakla birlikte, birer birim olduklarından küçük matematik hileleriyle düşmüş gibi gösterilebilir. Döviz girdisi kazanmak uğruna ihracatçıya bak biz faizi düşürdük, dolar yükselecek, sen de şimdi daha çok kazan, bize daha çok ver deniyor olabilir. Ne denirse densin rakamlar cepteyken yalan söylemez.   ANLAYAMAYACAK KİTLELER Çok sevdiğim yazarlardan Hakan Günday bir kitabında, “Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim, 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? İrrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru. Ve işte matematiğin hatası! Dolayısıyla matematik yok. Onun üzerine kurulmuş dünya düzeni de yok... Ama ben anlayabilirim. Anlayabilirim bu sorunu. Ve o zaman ortaya yaklaşık sayılar çıkar. Yani hiçbir sayı tam değildir. Hepsi tama yaklaşır. Ama varamaz. Demektir ki, 1,999...9'u bize 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız. Ve dünya da aslında tam gibi görünürken, aslında bir irrasyonellik harikası. İşte bunun için hayat yoktur. Olsa dahi o da irrasyoneldir! Yani anlamsızdır. Ne bir başlama nedeni ne de bir oluş nedeni vardır. Evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik. Tabii ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. Belki de onu anlamlandıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. Ama onların da bizi getirdiği nokta ortada” diyor. Biraz fazlası alıntı oldu bu yazıda lakin 2 yoktur. Matematiğin soyutlaması vardır. Bu soyutluğun kitleleri etkilemesi gerçekliğini kabullenmem her ne kadar uzun sürdüyse de en sonunda şu sonuca vardım; “Biz kimiz?” sorusunu sormalıyım. Cevabım ise, “2’nin yokluğunu anlayamayacak kitleleriz” oldu. Bu yanıtın değişeceği günlerin umudunu içimde taşıyor, bu irrasyonel umuda bel bağlıyorum. Matematiğin ta kendisi, kalbimde bir yerde kendine yer ediniyor.