Kavuşsak mı bir yaz günü?

Kavuşsak mı bir yaz günü? Düşsem düşsem yoluna Çıkıp da gelsen mi yaz gülü? Boynunda boncuklarınla Gül aşka Güzelliğin başka Gülüşün doğsun sabahıma O la la… Bu bir reklam değildir; şarkıyı çok seviyorum. Her yaz bin bir emek içimizi kıpır kıpır yapan aşk şarkılarını yazdığı için de Küçücüğüm Yalın’a çok teşekkür ediyorum. Artık yaz gelince aklımıza dondurma, dondurma denilince Yalın ve o güzelim şarkıları düşer oldu. ‘Ben bile’ reklamı çıksa da neşelensem diyorum. Bugün size bir küçük travma, bir özlem, bir de tazelik armağan edeceğim. Hazır mısın, başlıyorum! Küçükken çok hassas, nazlı bir çocuktum. Perde havalansa hemen burnum akmaya başlardı. Sokağa çıkıp iki top oynasam akşamına ateşim çıkardı. Yazın bile anneannemin ördüğü yün ceketim üzerimden çıkmaz, kana kana soğuk su içmeyi anca rüyamda görürdüm. Tabi soğuk su içemeyen ben, ne bileyim dondurmanın tadını… Aslında özendiğimi hatırlıyorum. Karşıda bakkal Mustafa Amca, her yaz dondurma dolabını koyardı kapıya. Bazen açık bazen ise paketli dondurmaları görür görür, ‘İsterim’ diye tuttururdum. Bana kıyamayan annem de gidip bakkaldan boş külah alır, içini de muhallebi ile doldururdu. Tadını sizin hayal gücünüze bırakıyorum… Açıkça söyleyeyim, o gündür bu gündür hem sütlü tatlılara hem de bana bir türlü yar olmamış dondurmalara küsüm. Ancak hala az biraz özenmiyor değilim… Hele yazın kavurucu sıcaklarında, akşam yemekten sonra ‘Dondurma yiyelim’ diyen çocukları görünce, o pencereden Mustafa Amcası’nın bakkalına hasretle bakan küçük bir kız gelir gözümün önüne… Canımın istediğinden değil, geçmişe özlem işte… Dediğim gibi ne sütlü tatlı severim ne de dondurmayı bayıla bayıla yerim. Bin de bir ikram edilirse, o da kıramayıp iki üç kaşık alır, sonra hemen ılık suyun peşine düşerim. Çünkü kafada o kodlu artık ‘Dondurma yersen hasta olursun…’ Ah be bizim kırılmayan, kırılamayan tabularımızı seveyim… Dondurmayı sevmiyorum, sütlü tatlı yemiyorum, şerbetli tatlılar sıcakta gitmez, taze meyvenin de bir esprisi kalmıyor bazen… Peki ne yapmalı? Bowl! Şu instagram ünlülerinin elinde görüyordum. Tabakları renkli renkli süslüyor, kahvaltı ya da ara öğün olarak tüketiyorlardı. Baktım geçen gün Nebahat de yapıp sosyal medyasına atmış, ben de dedim ki: Kız Semra, senin neyin eksik? İnternetten bir iki tarif buldum, yaptım tatları da güzel oldu! Şimdi haftanın bir iki günü bowl yiyoruz. Biz de asortik olduk anacım! Semra’da pişer, size de düşer. Haydi kaptınız tarifi! Chia Bowl Taban karışımı için malzemeler: Bir büyük muz veya bir buçuk küçük muz, bir tatlı kaşığı bal, 5 yemek kaşığı yoğurt / süzme yoğurt / quark, 1 silme yemek kaşığı kakao Üzeri için: 2 silme yemek kaşığı chia tohumu, 2-3 adet parçalanmış ceviz, 5-6 adet dilediğin kırmızı orman meyvesi, 1 tatlı kaşığı hindistan cevizi rendesi İlk yapman gereken taban karışımı için gerekli olan malzemeleri bir iki dakika boyunca rondodan ya da blenderdan geçirmek olacak. Karışımın kıvamından memnunsan bir kaseye aktar ve Chia tohumlu smoothieni süslemeye başla. Tüm malzemeleri dilediğin gibi yerleştirebilirsin. Sağlığını chia tohumundan alan Smoothie Bowl’un yemen için seni bekliyor!