Her maddede olduğu gibi yağlar da belirli bir kullanım ömrüne sahiptir. Kullanımı sonucu kirlenen, yapısı değişen ve faydalı kullanım ömrünü dolduran yağlar, atık yağ olarak nitelenmektedir. Beslen...

Her maddede olduğu gibi yağlar da belirli bir kullanım ömrüne sahiptir. Kullanımı sonucu kirlenen, yapısı değişen ve faydalı kullanım ömrünü dolduran yağlar, atık yağ olarak nitelenmektedir. Beslenmemizde önemli görevi olan yağlar özellikle kızartmalık olarak kullanıldığında dikkat edilmez ise ciddi sağlık problemlerine sebebiyet vermektedir. Kızartma işleminde dikkat edilmesi gereken noktalar: *Kızartma işlemi mümkünse sabit sıcaklık şartları sağlayan fritöz gibi kaplarda yapılmalıdır. *Kızartma işlemlerinde yağ sıcaklığı maksimum 190°C olmalıdır. *Zeytinyağı ile kızartma yapılacaksa maksimum sıcaklık 160°C olmalıdır. *Kızartmalık yağlar birden fazla kullanılması halinde kanserojen özellik taşıyacağından bir defadan fazla kullanılmamasına dikkat edilmelidir. *Kızartmada kullanılan yağ parlama noktasına ulaştığında yağ yüzeyinde sıçrama başlar. Yağ parlama noktasından alevlenme noktasına ulaşır ve yağ yüzeyinde yanma başlar. *Yanmış yağın yemeklerde kullanılması ve bu yağlarla yemek pişirmek sağlık açısından çok tehlikelidir. *Yağın polaritesinin 25’in üzerine çıkmaya başladığı durumlarda söz konusu yağ yavaş yavaş kanserojen madde üretmeye başlar. Bu durumdaki yağların kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir. Kızartma yağının duman oluşturmasını etkileyen faktörler; - Bitkisel yağın bileşeni - Yabancı maddelerin oranı - Yağdaki tuz miktarı - Yağın kullanım sayısı - Yağın ısıtılma sıcaklığı - Yağın sıcak tutulma süresi Atık yağlar su kaynaklarımız için büyük bir tehlikedir. 1 litre yağın 1.000 ton suyu kullanılamaz hale getirdiğini, 5.000 ton suyu ise içilemez duruma getirdiğini biliyormuydunuz? Peki ya 1 litre atık motor yağının 800.000 ton içme suyunu kirletebildiğini biliyor muydunuz? Lavabolara ve kanala dökülen atık yağlar, yeraltı ve yerüstü sularımıza ulaşmakta ve sularımızın kirlenmesine neden olmaktadır. Özellikle yeraltı sularına karışan atık yağların temizlenmesi zorlu ve maliyetlidir. Atık yağlar yerüstü sularına ulaştığında su yüzeyini kaplayarak güneş ışınlarının alt tabakalara inmesini engellemektedir. Ototrof canlılar güneş ışığını alamadığında fotosentez yapamaz ve buna bağlı olarak sucul ekosistemin oksijen seviyesi düşer. Peki, oksijen seviyesinin düşmesi sonucu neler olur? Deniz canlıları ölür, ekolojik denge bozulur. Önlem alınamadığı durumda, ekosistemi kaybederiz. Atık yağlar kanalizasyon ve atık su sistemlerine zarar veriyor Bitkisel atık yağlarınızdan kurtulmak için onları lavaboya döküyor musunuz? Ya da işletmenizde oluşan atık yağları kanala veriyor musunuz? Atık yağların kanalizasyon sistemine verilmesi, boruların daralmasına ve yüzde yüzde 40 oranında kanalizasyon sisteminin tıkanmasına neden olarak sistemin işleyişine zarar vermekte, bakım ve onarım maliyetlerini artırmakta ve sistem ekipmanlarının kullanım ömrünü azaltmaktadır. Atık yağlar, arıtma tesisine ulaştığında atık suyun kirlilik yükünün artmasına sebep olur. Bu durum da tesisin işletim masraflarını artırmaktadır. Arıtma tesisiniz biyolojik arıtma aşamasını içeriyorsa, bakterilerin yağ ve gresle kaplanması aktivitelerini engeller ve arıtma verimi oldukça düşer. Atık yağların çevre ve insan sağlığına etkisi • Atık yağlar kalorifik değeri yüksek atıklardır. Atık yağların bilinçsiz ve yetkisiz kişiler tarafından uygun olmayan yöntemlerle yakılmasıyla, atık yağın yapısında bulunan ağır metal ve klor bileşimleri atmosfere salınır. Salınan partikül madde, karbon monoksit, organik kirleticiler ve metal emisyonları soluduğumuz havayı kirletir. • Atık yağların toprağa dökülmesi veya bir şekilde top rağa ulaşması, toprağın yapısının bozulmasına ve veriminin kaybolmasına neden olur. Toprak yüzeyindeki bitkilere zarar verir. Toprak geçirimli bir yapıya sahip olduğundan atık yağlar yeraltı sularına karışarak su kaynaklarımızı kirletir. • Kirlenmiş bir toprağı temizlemek oldukça maliyetli ve zor bir işlemdir. 40-50 santimetrelik bir toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 20-25 bin yıllık bir sürenin geçmesi gerektiğini vurguladığımızda topraklarımıza sahip çıkmanın önemini daha iyi anlayacağımızı düşüyorum. • Kızartmalık yağlar, tekrar tekrar kullandığında kanserojen olma özelliği taşır ve sağlığımızı tehlikeye atar. Bu nedenle kızartmalık yağlar insan sağlığı için tekrar kullanılmamalı, çevre sağlığı için kanala verilmemelidir. Lisanslı tesislere gönderilerek geri kazanılmalıdır. Atık yağlar nasıl yönetilmelidir ? Sürdürülebilir atık yönetimi ve atıktan ekonomik fayda oluşturulması için atık yağlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetki verilen rafinasyon tesisleri ve yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından toplanır, taşınır ve geri kazanım işlemine tabi tutulur. Atık yağların lisanslı tesisler tarafından temiz üretim teknolojileri kullanılarak geri kazanılması esastır. Böylelikle atık yağların çevre için oluşturduğu tehlike ortadan kalkmakta ve atık yağ geri kazanımıyla ülke ekonomisine fayda sağlanmaktadır. Bir diğer konu da, bitkisel atık yağların doğaya bırakılmaması olayıdır. Doğaya bırakılan bitkisel atık yağlar çok ciddi çevre kirliliğine yol açtığı için bununla ilgili yönetmelik yayınlanmıştır. Atık Yağların Yönetimi Yönetmeliği’ne göre; • Atık yağların kanalizasyona ve deniz, göl gibi alıcı ortamlara verilmesi, • Atık yağların ithalatı, • Farklı gruplardaki atık yağların birbiri ile karıştırılması, • Atık yağların uygun olmayan yöntemlerle geri kazanılması, yakılması ve bertarafı yasaktır. Ülkemizdeki atık yağların kontrol altına alınması ve sürdürülebilir atık yönetimine dahil edilmesi amacıyla, Atık Yönetimi Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde motor yağı değişimi yapılan işletmeler; • Geçici depolama alanı kurmak, • Motor yağı değişim noktası izin belgesi almak, • Bakanlığın çevrim içi programlarına kayıt olmakla, • Motor yağı değişimine ilişkin bilgileri çevrimiçi programı kullanarak bildirmekle ve onaylamakla yükümlüdür. Bitkisel Atık Yağların Yönetimi Yönetmeliği’ne göre; Belediyeler, bitkisel atık yağ toplama sistemi oluşturmak ve bitkisel atık yağ toplama faaliyetleri konusunda halkı bilgilendirmekle yükümlüdür. Evlerinizde oluşan bitkisel atık yağlarınızı lavaboya dökmek yerine belediyeye teslim edebilirsiniz. Böylelikle atığı değerlendirerek çevreyi kirletmemiş olursunuz. Çevre için tehdit oluşturan atık yağ sorununu ortadan kaldırarak atıktan değer oluşturmak bizim elimizde. Atık yağlar kontrolsüz bir şekilde kanalizasyona veya alıcı ortama değil, lisanslı geri kazanım tesislerine doğru yola çıkmalıdır. Çevreyi her kirlettiğimizde, bugünümüzü ve geleceğimizi de kirlettiğimizin bilinciyle hareket etmek, hepimizin sorumluluğudur. Bitkisel atık yağların çevreye etkileri : *1 litre kullanılmış yağ, 1 milyon litre içme suyunu yani 15 kişinin bir yılda alması gereken suyu içilmez hale getirir. *Kullanılmış bitkisel yağlar, atık su kirliliğinin yüzde 25‘ini oluşturmaktadır. *Atık yağlar, atık su giderlerinde ve kanalizasyon hatlarında birikerek boru kesitlerinin daralmasına ve tıkanmalara sebep olmaktadır. *Atık yağlar, atık su arıtma tesislerinin yoğun ve hızlı bir şekilde kirlilik yükünü artırarak işletme maliyetini yükseltir. *Evsel atıklarla karıştırılan atık yağlar, katı atık depolama sahalarında yangınlara neden olmaktadır. *Bitkisel atık yağların kalorileri çok yüksektir. Bu atık yağlar kanalizasyona döküldüğü zaman su yüzeyini kaplar ve bu su sistemine zarar verir, güneş ışığını engeller ve havadan suya oksijen transferini önler. *Zamanla suda bozunarak sudaki oksijenin tükenmesini hızlandırır. *Denize, akarsuya ve göle ulaşan bitkisel atık yağlar, buralarda yaşayan canlı türlerine zarar verir. Bitkisel atık yağların geri kazanılması *Türkiye’ de yılda yaklaşık 1.500.000 ton bitkisel yağ tüketilmektedir. *Kızartma işleminde yaklaşık 350.000 ton atık yağ üretilmektedir. *2005 yılında 1.300 ton, 2006 yılında ise 1.680 ton bitkisel atık yağ toplanmıştır. *2007-2008 yıllarında bu miktar kısmen de olsa bir miktar daha artmıştır. *Yılda toplanan yağ miktarı 1 yılda tüketilen yağ miktarının neredeyse yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Kullanılmış bitkisel yağlar biodizel işleme lisansı olan firmalar tarafından biodizele dönüştürülmektedir. *Biodizel; kullanılmış bitkisel yağlar, kanola, soya yağı gibi bitkisel yağlardan elde edilen dizel motorlarda kullanılan yenilenebilir bir yakıttır. Biodizel kullanımı ile; * Karbondioksit gibi sera gazlarının etkisi, yanmamış hidrokarbon emisyonu, su kaynaklarının daha fazla kirlenmesi önlenecektir. * Bir ton biodizel kullanılması halinde üç ton karbondioksit emisyonu azalır. Çevreye duyarlı bir vatandaş olarak; Ticari amaçla alınıp satılması yasak olan kullanılmış kızartmalık yağları diğer atıklardan ayrı olarak temiz ve ağzı kapaklı bir kapta biriktirmek, kullanılmış kızartmalık yağları, kanalizasyona (lavaboya), toprağa, denize ve benzeri alıcı ortamlara kesinlikle dökmemek, bu yağları Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan lisanslı kullanılmış kızartmalık yağ toplayıcılarına veya ilgili belediyenize teslim etmek gerekmektedir. İşyerlerinde kullanılan kızartmalık yağların analizi İşyerlerinde kullanılan kızartmalık yağların içermiş olduğu polar madde miktarları rutin kontrollerle tespit edilir. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirlenmiş sınır değerleri aşan işletmelere idari işlemler uygulanmaktadır. Firmamız tüm bitkisel atık yağlarını 2005 yılından bu yana Çevre ve Orman Bakanlığı’nın lisans verdiği kurum aracılığıyla, sözleşme çerçevesinde ve ilgili belgeler karşılığında teslim etmektedir. Doğaya terk edilmeyerek çeşitli işlemlerden sonra Biodizele dönüştürülen yağlar kayıtlarımıza geçmektedir. Sağlıklı yarınlar için, doğaya sahip çıkalım.. Kaynak : İREM GÜVENÇ Artemis Arıtım Çevre Mühendisi / Çevre Danışmanı/ https://bilturcatering.com/blog/bitkisel-atik-yaglarin-insan-ve-cevreye-etkileri.html